MERHABA CANLARIM, İYİ OKUMALAR...
Kota : 750 oy 1500 yorum
"Yılann! Demek eline fırsat geçti. Ekrem'in altına bu kadar çabuk mu yattın da bana dokunma cüretini gösterebiliyorsun."
"Ağzınızı toplayın Tuğba Hanım, yoksa ben toplamasını bilirim."
Tuğba delirmiş gibi kahkaha atıyordu. Odanın içinde sağa sola yürürken kahkahası da durmuyordu. Ekrem odanın önüne geldiğinde duyduklarıyla kalakaldı.
"Yalan mı? Yıllardır kocama aşık değil misin? Ah ne zaman şirkete gelsem Ekrem'e bilerek sarılırdım. Odaya her girdiğinde nasıl bizi öpüşürken buluyordun hiç sorguladın mı?"
Tekrar kahkaha attı. Donup kalmış kadını alt ettiğini düşündüğü için acayip zevk alıyordu. Elleri titreyen kadını seyrettikçe, en dış kapıdaki güvenliklerin sevgilisini içeri almaması yüzünden hoplayan sinirleri yerini mutluluğa bırakmıştı.
Serap'ın kocasına olan duygularını anladığı günden beri üstünlük taslamaya, onu ezmeye bayılırdı ve üzgün gözlerini gördükçe dört köşe olurdu. Şimdi ki korkulu halinden sonra neşelendiği gibi kötüsük kahkahasından sonra canın acıtmaya devam etti.
"Ne zaman bizi öyle görsen gözlerindeki acıdan hep zevk aldım. Yazık! Benim salak eski kocam hala mı anlamadı ona kör kütük aşık olduğunu..."
"Siz! Siz!"
"Evet canımm! Yıllardır duygularının farkındayım ve platonik aşkın için çektiğin acıdan zevk alıyorum."
"Siz hastasınız!"
"Ben mi hastayım? Haha haha hiç güleceğim yoktu."
"Tuğba Hanım lütfen burayı terk edin."
"Sen kim oluyorsun da beni kovuyorsun. Basit bir sekretersin, haddini bil!"
"Asıl siz haddinizi bilin!"
"Kendinden on üç yaş büyük adamı bile ayartamayan, kadın olmayı beceremeyen eziksin. Kocama aşkından bir yere gidemeyen onursuz bir kadınsın sen. Biliyorsun değil mi?"
Tuğba yıllardır hep bu taktiği uygulardı. Karşısındaki kişilerden üstünmüş gibi davranır, onların hatalarını yüzlerine vurarak demoralize eder, tamamen sinirleri bozduktan sonra da alt ederdi. Hakaret etmekten de çekinmezdi.
"Ben mi onursuzum? En azından oğlum yaşındaki bir çocukla sevgili olmak yerine edebimle sevgiye değer bir adama aşığım. Evet, Ekrem Bey'e aşığım. Bundan utanmıyorum da..." derken kapı açıldı. Ekrem Bey uzun boyuyla odayı doldururken Tuğba'ya öldürecek gibi bakıyordu.
Serap ise yerin dibine girmek istedi. Sessizce dışarı çıkacakken bileğinden tutulunca olduğu yerde kaldı. Burada ağlayamazdı. Hem rezil olmuştu, hem de yıllardır kendini saklamak için verdiği emeği çöp olmuştu. Bir daha Ekrem'in yüzüne nasıl bakacaktı?
Tuğba ise ilk önce Ekrem'in surat ifadesine sonra tuttuğu yere baktı. Kan beynine sıçradı. Boşandığı günden beri eski kocasına neler kaybettiğini anlaması için uğraşıp, durmuştu. Hatta hırsına yenilmiş oğlu yaşında adamla sevgili olmuştu. Ekrem kıskanacak ne yapıyorsun sen diyecek peşine düşecekti.
Ama! Hiçbir şey planladığı gibi olmamış, hem çocukları hem kocası ondan vazgeçmişti. Şimdi gördüğü görüntüyle ise çıldırdı.
"Ekrem! Hemen sevgilimin içeriye alınmasını sağla!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEK GECE (TAMAMLANDI)
Художественная прозаMine MUTLUÇAY, otuz yaşında arşiv memuru kendi bedeninden büyük giyinen şişe gözlükleri kitap kurdu sessiz halleriyle çevresi tarafından çok sıkıcı bulunan biriydi. Tarih seven Yeşilçam karakterleri ile büyümüş kendi halinde bu kadının iki yıldır te...