Kota : Oy sınırı 600, yorum 1000 olmadan bölüm gelmeyecek...
İYİ GECELER CANLARIM... İFTARA MİSAFİRİM VARDI ANCAK TOPARLANABİLDİM.
İYİ OKUMALAR, KALP AVUNTUSU YARIN GELECEK...
"Bembeyazsın sen balım, beni tercih ettiğin için çok şanslıyım. Gözlerinin hep gülerek bakması için canımı veririm. İstiyorum ki seni ilk gördüğüm geceki o dişli kadın ol, o sözünü dev gibi adama bile esirgemeyen kadın ne isterse ben yapmak için çalışayım. Ailenden bile alamadığın ne varsa maddi manevi benden al... Lütfen ilişkimizde bari düşünen çabalayan veren kişi sen olma!
Bir kere...Bir kere ya bencil olan taraf sen ol!
Sen Delidumrul'un balısın, bana ne olursa olsun güven ve sadece kendin için mutlu ol! Çünkü sen mutlu olursan ben zaten mutlu olurum."
Şehbal'in gözlerinden yaşlar boşalırken annesi hariç kimsenin onu böyle sevmediğini bildiğinden ilk defa kendini çok güçlü çok özgür hissetti. 'Sen zaten güçlü bir kadındın, babanın seni görmezden gelmesi ve ablanın ezmesiyle büyümene rağmen kalbini hiç bozmadın, bu en büyük güç,' iç sesinin onu yüreklendirmesiyle karşısındaki adama sımsıkı sarıldı.
Birine sırtını dayayabilecek kadar güvenmek ne büyük özgürlükmüş ne büyük lüksmüş diye aklından geçirdi. Dudaklarına küçük küçük buseler kondurmaya başladı. Sonrasında alt dudağını ağzına alarak ateşli bir öpücüğü başlattı. Dilleri devreye girince her zamanki gibi Mahir kendini geri çekti.
Sevdiği kadın farkında değildi ama bazen onu çok zorluyordu. Şehbal'in yine kaşları çatılınca ayağa kalktı. Hiç doymak bilmeyen adam yemek yerine sevgilisini yatak odasına götürüp balını yemek istiyordu. Yine ilişkilerinin yeni olduğunu kendine hatırlatarak paketleri açmaya başladı. Arkadan beline sarılan kadınla hırlar gibi bir ses çıkardı.
"Şehbal azıcık uzak dur benden sakinleşmem lazım balım."
"Sakinleşmeni istemiyorsam."
"O zaman birkaç hafta içinde benimle evlenmelisin."
"Ah ama ya! Tam romantik olduğunu düşünmeye başlamıştım. Bari yüzüme gözlerimin içine bakarak evlenme teklif etseydin. Seni dağ ayısı..."
Şehbal sinirle söylediklerinden sonra arkasını dönüp, mutfak masasına oturdu. Mahir'in kıkırdadığını görünce kızmak istedi ama öyle tatlı gözüktü ki gözüne gülümsedi. Genç adam masaya kebapları koyduktan sonra ayranları da açıp, yeşil gözlerin güzelliğine hayranlıkla bakarak kadının yanına oturdu.
Mahir'in içi içine sığmıyordu Benimle evlenmelisin demesine hayır dememişti. Erken dememişti. Hazır değilim dememişti. Sadece romantik olmadığı için kızmıştı. Öyle mutluydu ki, kendini durduramadı ve tekrar dudaklarını birleştirip yakıcı bir öpücük verdi. Sonrasında sanki öpücüğüyle kadını sersemletmemiş gibi kocaman olan elinin birine lavaşı alıp, şişlerden birini boşalttı. Tek hamlede sardığı dürümü Şehbal'e uzattı.
Elleri heyecandan titreyen kadın uzatılan dürüme tebessüm ederek baktı. Artık emindi, bu adamı seviyordu. Hem de çok seviyordu. Birkaç saat önceki tatsız olaydan sıyrılıp, şakalaşarak yemeklerini yediler. Çaylarını hazırlayan Şehbal salondaki küçük kanepesine sığmaya çalışan kocaman adama kahkaha atmak istedi.
Başını arkaya yaslamış, gözleri kapalı bacakları ayrık duran heybetli sevgilisinin yanına gitti. Çay tepsisini ortada duran büyük sehpaya bıraktı. Yanına kıvrılıp, başını göğsüne koydu. Mahir tek eliyle kadını belinden tutup daha çok bedenine yaklaştırdı. Saçlarına öpücük kondurdu. Şehbal'in nahif sesini her daim dinleyebilirdi. Ona soru sorarken bile tedirgindi sanki...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEK GECE (TAMAMLANDI)
General FictionMine MUTLUÇAY, otuz yaşında arşiv memuru kendi bedeninden büyük giyinen şişe gözlükleri kitap kurdu sessiz halleriyle çevresi tarafından çok sıkıcı bulunan biriydi. Tarih seven Yeşilçam karakterleri ile büyümüş kendi halinde bu kadının iki yıldır te...