"Arda?"
Emre'nin sesiyle odamdan başımı uzattım. Koşa koşa eve geldiğim ve onlara haber vermediğim için merak etmişlerdi.
"Oğlum hayırdır? Bir anda uçtun gittin." Eray'ın meraklı sesi ile tekrar duygulandığımı hissettim.
"Üzerinizi değiştirip odama gelin. Sizinle konuşmam lazım." dedim tekdüze bir sesle. Kaşlarını çatarak uzun bir süre birbirlerine baktıktan sonra söylenerek odalarına yöneldiler.
Yaklaşık 10 dakikanın sonunda geldiler. Yatağımın üzerine oturup elimde karşıma geçmelerini işaret ettim. Birbirine anlamaz gözlerle bakıp oturdular.
"Mükemmel bir şey oldu, harika bir şey oldu!" dedim heyecanla. Bana deliymişim gibi baktılar.
"Almila çıkma teklifi mi etti? Ne bu heyecan..." Emre'ye gözlerimi devirdim.
"Daha fena... Oğlum Almila benim yıllardır hayalini kurup aradığım o çocukluk aşkımmış lan! Hani annemle her İzmir'e gidişimizde karşılaşıp size anlattığım, prensesim dediğim kız..."
"Hadi be! Ciddi misin!" Eray'ın şaşkınlık ve sevinç içindeki sesine başımı salladım. Bu hayatımın tesadüfüydü.
"Bakın..." deyip ellerimin arasına sakladığım kolyeyi gösterdim. Hayranlıkla kolyeye baktılar bir süre.
"Ben yarını nasıl bekleyeceğim?" dedim yerimde duramazken.
"Şimdi git. Çal kapısını, ver kolyeyi, her şeyi anlat ve mutlu son..." Kaşlarımı çatarak Emre'ye baktım.
"Mutlu son mu?"
"Hikayelerin mutlu sonu nasıl biter biliyorsun Arda. Anladın bence..." deyip göz kırptı. Dizine vurduğum sırada onlara belli etmediğim bir utançlık vücudumda gezmeye başladı.
"Biraz fesat söylese de Emre haklı. Hem bize sürekli diyordun, 'Onu bulduğumda ilk öpücüğünü bana verecek! Hemen bulmalıyım!' Her zaman heyecanla söylerdin. Buldun şimdi, sözünü tuttun. Sıra onda..." Eray'ın her cümlesi kalbimi tekletiyordu. Onu bulacağım diye hayatıma hiçbir kız almamıştım. Hatta sırf bu yüzden sevgilim olduğuyla ilgili bütün okula yalan söylemiştim. Artık gerçekten de sevgilim olacaktı, ama... O beni seviyor muydu?
"Ben yemek hazırlamaya gidiyorum." Emre odadan ayrılırken Eray da tarih konularının üzerinden geçeceğini söyleyip gitti. Anında telefonumu elime aldığımda Almila'dan bir mesaj vardı.
"Okuldan bir anda çıktın. Merak ettim seni, bugün de bir gariptin. İyi misin?" İstemsizce dudaklarım yukarı kıvrıldı. Mesajına cevap vermeye başladım.
"İyiyim... Önemli bir durum yok, merak etme." yazıp gönderdim. Sonra tereddütle ikinci bir mesaj daha yazdım.
"Almila, biraz konuşmaya ihtiyacım var. Müsaitsen buluşabilir miyiz?" Kolyeyi şimdi vermek ve vermemek arasındaydım. Ama ilk ağzını aramam ve beni gerçekten sevip sevmediğini öğrenmem gerekiyordu. Ufacık bir açık anlamama yeterdi.
Mesajımdan sonra anında çevrim içi oldu. Yazarken kalp atışlarım hızlanıyordu.
"Çok iyi olur. Benim de canım sıkılıyordu. Kafa dağıtmak iyi gelir..." diye yazdığında 15 dakika sonra sitenin önünde buluşmak üzere anlaştık. Üzerime siyah-beyaz çizgili bir tişört, altıma da siyah pantolon giydim. Siyah deri ceketimi de giydikten sonra hazırdım. Aşağı indiğimde Almila çoktan gelmiş, beni bekliyordu.
"Hoş geldin! A-a, aynı tişört giymişiz!" dediğinde gerçekten de tişörtlerimiz tıpatıp aynıydı.
"Hoş buldum! Kalp kalbe karşıymış demek ki." Gülümsedi ve yürümeye başladık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Altı Kalp
Teen Fiction6 Ana Karakter, 6 Farklı Anlatım. Üçüz Kızlar, İstanbul'da Yaşadıkları Hayattan Bıkmışken Şans Sonunda Yüzlerine Güler. Babalarının Patronu Mehmet Yıldırım, Kızlara Memleketleri İzmir'de Burs Ve Ev İmkanı Sunar. Yıllar Önce İstanbul'da Zor Mücadele...