10. Bölüm: 7 Yıl Sonra İlk Kez...

21 4 0
                                    

(Asya'nın Anlatımıyla)

Dünü tanımlayacak bir kelime aramış olsaydım kesinlikle "şok" olurdu. Eray'ın saçında yaptığım ufacık değişik bütün okulda gündem olmuştu. Bir insanın anatomik yapısını değiştirmişim gibi herkes bugün bunu konuşuyordu.

Ders programımız değişmişti. Eşit ağırlık alanında olduğumuz için Fizik, kimya ve biyoloji derslerini artık görmememiz gerekirken geçen hafta programımızda vardı. Kolejlerde ekstra olarak görüldüğünü düşünüyorduk ama yeni program atıldığında matematik hariç sayısal dersler kaldırılmıştı. Bir problem olmuştu. Yeni programa göre yarın, beden dersi haricinde genel olarak eşit ağırlık derslerini göreceğimiz için biraz ağır geçecekti. Geçen hafta biraz beynim akmıştı. Evet, kesinlikle biraz (!) En azından coğrafya, tarih ve matematik daha iyiydi. İçimden söylenip dururken birbirinden güzel iki kardeşime baktım.

"Kızlar, şu trigonometrinin üzerinden mi geçsek?" dedim. İkisi de büyük bir şaşkınlıkla bana döndü.

Aslı, "Sen... Az önce trigonometri mi dedin? Matematiğin konusu olan trigonometri. Almila, Asya'nın bir ateşine bak, iyi değil bence..." dedi alayla. Almila da ciddi ciddi yanıma gelip elini alnıma koydu.

"Ateşi yok gibi..." diyince abartılı bir şekilde gözlerimi devirdim.

"Tamam, matematikten gram haz almıyorum kabul! Ama ana derslerimizden birisi... Üniversite sınavına da severek girmiyoruz biliyorsunuz." dediğimde ikisi de kıkırdadı. Arkadaş gerçekten komik bir şey söylesem anca göz devirip boş boş bakarlar, ciddi bişey söylerim kıkır kıkır gülerler. Matematikten bile karışık kardeşlerim var mübarek!

"Neyse kırmayalım seni. Matematik profesörümüz Aslı Demiroğlu... Lütfen şöyle geçin. Ben de kitaplarımızı alıp geliyorum." dedi güzellik abidem Almila. Bu fikri ortaya atan bendim. Bu yüzden mecbur, katlanacaktık.

***

Almila'nın geçenlerde bulup sahiplendiği kedinin üzerime çıkıp miyavlamasıyla uyandım. Ağır ağır kalkıp onu severken burnuma gelen mükemmel kokuyla karnım guruldadı. Hızla mutfağa girip baktığımda masada duran sucuklu yumurta adeta bana gülümsüyordu. Of... Bu ne güzellik ya!

"Sucuklu yumurta mı o?" dedim sağ gözüm seyirirken. Kızlar alayla gülünce ikisine de dil çıkarıp odama yöneldim. Saçımı açıp sol yanını ördüm okul kıyafetlerimi giyip tekrar mutfağa girdim.

"Bu nasıl bir hamaratlık be Almila... Her şey tek kelimeyle harika. Pamuktan farksız ellerine sağlık." dedim ağzıma sucuklu yumurta tıkıştırırken.

Almila sıcacık gülümsemesiyle, "Afiyet olsun kuzum..." dedi. Ona havadan bi öpücük yollayıp Aslı'ya döndüm.

"Aslı, bakıyorum damadımızla arayı düzeltmişsin." dedim imayla. Almila büyük bir kahkaha atarken Aslı bana ters ters baktı.

"Çocuğa damadımız demesene kızım. Evet, konuştuk ve düzelttik..." dedi. Alttan alttan güldüğünü görmüyorum sanki eşek sıpası!

Eğlenceli ve huzur dolu kahvaltımızın sonunda okul yoluna yürümeye başladık. Gerçi okulda herkes beni konuşuyor olacaktı büyük ihtimalle... Aman konuşsunlar! Konuşacakları şey yeter ki böyle normal olaylar olsun.

Okula vardığımızda herkes oldukça neşeliydi. Pazartesi yaşananlardan dolayı bana bakan kişiler de olmuştu. Hiçbirini umursamamaya çalışarak başımı dik tuttum.

Sonunda sınıfa girdiğimizde bizimkiler de oldukça mutlu görünüyordu. Tek gülümsemeyen şaşırılmadığı üzere Eray'dı. Nasıl gülüyordu acaba? Gülüşünü çok ama çok merak ediyordum. Keşke gülse de merakımı giderebilseydim.

Altı KalpHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin