(1 Ay Sonra)
(Almila'nın Anlatımıyla)
Bir ay, bir gün gibi öylesine hızlı ve öylesine güzel geçmişti ki... Arda ile iyiydik, Aslı Emre ile iyiydi, Asya Eray ile iyiydi. Her şey güzeldi. Ta ki benim bu akşam aldığım telefon aramasına kadar...
Bugün, 11 Kasım Perşembe. Dünyamızın başımıza yıkılışı...
Kızlar ile her zamanki gibi otururken telefonum çalmaya başladı. Arda veya babamdır sandım, fakat arayan yabancı bir numaraydı.
"Söyle bakalım, babam mı Arda mı?" diye sordu Aslı.
"İkisi de değil, yabancı numara." dedim ve kaşlarımı çatarak aramayı onayladım.
"Alo?"
"Alo, Almila ile görüşüyorum değil mi?" diye sordu tanıdık bir ses. Kısa bir süre düşününce sesin sahibinin Mehmet Yıldırım'a ait olduğunu anladım.
"Evet, benim Mehmet Bey..." dediğim sırada kızlar bana biraz daha yaklaştı.
"Merhaba kızım. Seni bir durum hakkında bilgilendirmek için aradım." Sesi öylesine gergin çıkıyordu ki korkmaya başlamıştım.
"Sorun nedir?" Boğazını temizledi.
"Baban, Savaş Demiroğlu..."
"Evet?" Babama ne olmuştu?
"Birkaç saat öncesinde şirkette yaşanan bir kazada yüksek bir kattan aşağı düştü." Donakaldım. Babam aşağı mı düşmüştü? Ama nasıl? Ne yaşanmıştı? Nasıl bir kazaydı? Aklımda milyonlarca soru varken sadece iki kelimelik bir soru çıktı dudaklarımın arasından.
"Durumu nasıl?" Kızlar korkuyla bana bakarken ikisinden de ses çıkmıyordu.
"Ameliyattan çıktı, şu an yoğun bakımda tutuluyor. Durumu maalesef kötü..." dedi üzgün bir sesle.
Ardından, "Babanızı görmek isteyeceğinizi düşündüm. 15 dakika içerisinde bir araba site önünde sizi bekliyor olacak. Uçak hazır, babanızı görmek isterseniz kısa sürede burada olacaksınız." diye ekledi.
"Geliyoruz." dedim sadece. Ardından telefonu kapattım. Kızlar daha da telaşlanmaya başladı.
"Almila ne oluyor? Yüzün bembeyaz oldu. Ne diyor Mehmet Bey?" diye sordu Asya.
"Babam şirkette bir kaza geçirip aşağı düşmüş..." dedim gözlerim karşımdaki duvara odaklanmışken. İkisi de şok içinde buz kesti.
"Ne demek düşmüş? Nasıl olmuş bu?" dedi Aslı.
"Bilmiyorum, gidince öğreniriz. Araba bekliyormuş." diyerek ayağa kalktım. Bütün vücudum uyuşmuş gibi hissediyordum.
"Çocuklar?" Asya'nın konuşmasıyla durdum. Bizi merak edebilirlerdi.
"Haber verelim mi?" diye sordum.
"Verelim tabii! Merak ederler." diyerek telefonunu eline aldı Aslı. Telefonu kulağına götürüp bekledi.
"Alo, Emre... Babamla ilgili bir durum oldu." dedikten sonra durdu. Karşı taraf konuştuktan sonra devam etti.
"Mehmet Bey aradı. Şirkette kaza mı ne olmuş, düşmüş... Gideceğiz şimdi... Yok siz hiç boşuna yorulmayın... Peki madem, siz bilirsiniz. Görüşürüz." deyip kapattı.
"Geleceklermiş, ben de ısrar etmedim. Hadi inelim." dedikten sonra hazırlanmaya başladık.
Hızlıca hazırlanıp aşağı indiğimizde çocuklar çoktan hazırlanmış, bahçede bekliyordu. Arda ile göz göze geldiğim an adımlarımı hızlandırıp ona sarıldım. Arda bana, "İyi misin?" demedi, "Ne oldu?" demedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Altı Kalp
Teen Fiction6 Ana Karakter, 6 Farklı Anlatım. Üçüz Kızlar, İstanbul'da Yaşadıkları Hayattan Bıkmışken Şans Sonunda Yüzlerine Güler. Babalarının Patronu Mehmet Yıldırım, Kızlara Memleketleri İzmir'de Burs Ve Ev İmkanı Sunar. Yıllar Önce İstanbul'da Zor Mücadele...