24. Bölüm: Sürpriz.

14 2 0
                                    

(Almila'nın Anlatımıyla)

Yine güzel biten bir okul gününün sonundaydık. Çocuklar ile birlikte eve gidiyorduk. Arda'nın koluna girmiş, memnun bir şekilde yürüyordum.

"Kızlar, bu akşam müsaitseniz bize gelir misiniz? Oturur konuşuruz, sizinle konuşurken zaman çok hızlı ve eğlenceli geçiyor." dedi Emre. Oldukça güzel bir teklifti...

"Çok güzel bir fikir. Bana uyar..." dedim.

"Aynen. Ben de müsaitim, gelirim." dedi Asya.

Bütün gözler Aslı'ya döndüğünde o da, "Kızlar tamamsa, ben de tamamım." dedi gülümseyerek.

Gülüşerek sitenin bahçesinde vedalaşıp evlere dağıldık. Üzerimizi değiştirip bir şeyler yedikten sonra Asya ve biricik kedimiz ile Aslı'nın odasına girdik. Yatakta duvara yaslanıp bağdaş kurmuş, sohbet ediyorduk.

"Aşk böyle bir şey miymiş ya?" diye lafa girdi Aslı. Asya ve ben gülümsedik.

"Böyle bir şeymiş ya..." dedim onu taklit ederek.

"Eğer böyle bir şeyse, çok güzelmiş ya!" diyerek küçük oyunumuzu sürdürdü.

Asya gülerek, "Keşke kendisi kadar acısı da güzel olsa ya..." dediğinde ister istemez gülüşüm soldu. Aşk acısı, özellikle de çok bağlandığınız birinden olunca çok can acıtıcıydı.

"Öyle. Biz yaşadık, Aslımız yaşamaz inşallah..." diyerek Aslı'nın elini tuttum.

Elimi öptü. "Keşke siz de yaşamasaydınız. Beni en çok üzen de siz acıdan mahvolurken benim o duyguyu bilmeyip öylece kalmamdı." dedi hüzünle. Moral verircesine gülümsedik.

"Deme öyle... Sen bilsen de bilmesen de hep bize destek oldun. Nasıl moral vereceğini bilmesen bile derdimiz derdin oldu. Bu bile bize yetti emin ol." dedi Asya.

"Siz benim kardeşimsiniz kızım, siz acı çekerken yanınızda olmayacaktım da Burak kafasızı ile saçma sapan boş uğraşlara mı girecektim?" Yani, haklıydı. Başımı sallarken gözlerim Asya'nın bileğindeki tokaya kaydı. Kaşlarımı çattım.

Aslı'nın elini bırakıp Asya'nın bileğini tuttum. Gözlerimle tokayı işaret edip, "Kız bu ne? Ay Asya, sakın bana o eski okuldaki kızlara özenip, 'Sevgilim var ayol!' imajı vermek için bu tokayı taktığını söyleme!" diye haykırdım. Aslı dediğime kıkırdarken Asya, tek kaşını kaldırarak tepkisizce bana baktı.

"Kalbimi kırıyorsun Bulunmaz Hint Kumaşı'm. Bu toka benim değil ki, Eray'ın..." dediğinde şaşkınlıkla kaşlarımı çattım. Aslı da benden farksız şekildeyken soran gözlerle Asya'ya bakıyorduk.

"Arkadaş olduğumuz zamanlarda açık saçlı halini deli gibi merak etmiştim. İzin alıp saçlarını açmıştım. Hatta o gün Emre, onun saçını benim açıp açmadığımı soracakken Eray kafasına silgi atmıştı hatırlarsınız!" dedi gülerek. Hatırlıyordum. Sağlam gülmüştük.

"Hem..." diye devam etti. "Onda da benim tokam var." Gülmeye başladım.

"Sizi işsizler! Karşılıklı saç tokası çalmak yeni adet oldu herhalde."

"Bence çok güzel. Kıskandım şu an... Acaba ben de Emre'den mi istesem?" dedi Aslı. Ona ciddi olup olmadığını sorarcasına bakarken Asya gözlerini kısarak Aslı'ya baktı.

"Bu akımı ben başlattım bir kere, hırsızlık yapamazsın!" dedi şakacı bir sinirle. Gözlerimi devirdiğim sırada komodinde duran telefonlarımız aynı anda titredi. Şok içinde birbirimize bakıp gülmeye başladık. Kesin çocuklar mesaj atmıştı!

Aslı uzanıp telefonlarımızı verdi. Baktığımda tahmin ettiğim gibi mesaj Arda'dan gelmişti.

"Sizi bekliyoruz :)" Kızlar da telefonunun ekranını uzattığında Eray ve Emre'nin de aynı mesajı attığını gördüm. Bu çocuklar gerçekten deliydi!

Altı KalpHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin