60. Bölüm: Kardeş.

7 1 29
                                    

(Merve'nin Anlatımıyla)

"Kaltağa bak!"

Bütün kızlar olarak grup odasındaydık. Esin bize dün yaşadığı olayı anlatmıştı. Yani Deniz'in annesinin onun ve üçüz arkadaşlarımız hakkında söylediklerinden bahsetmişti. Bu konuya çıldıran Asya öfkeden sağa sola volta atıyor, yengesine edebileceği bütün hakaretleri ediyordu.

Voltayı bırakıp Esin'e döndü. "Ulan o kim, o kim senin hakkında böyle şeyler söyleyebiliyor ya!" diye bağırdı. "Sen ananı babanı kaybetmişsin, başında yeterince dert var zaten! O kim köpek sana varoş, kültürsüz diyor! Önce kendisine baksın o orospu!"

"Asya tamam," diye mırıldandı Esin sakince. "Olan oldu artık. Laf ağızdan bir kere çıkar. Ama size ne diye laf atıyor ben onu anlamadım."

"Ya o bize ezelden beri laf atıyor zaten Esin, bizi boş ver sen," dedi Almila. O da sinirliydi.

"Ruh hastasına bak, bir de sizi ayırmayı düşünüyor," diye gözlerini devirdi Aslı. Asya ellerini saçlarına geçirdi.

"Bir de o var! Allah'ım kafayı yiyeceğim. Sana mı kaldı ulan kaşar, sana mı kaldı çocuğun aşk hayatı! Ama yok, aklı varsa o karı benim karşıma çıkmasın. Yoksa Allah şahidim olsun ki Deniz'e olan hatrımı bir kenara bırakır, saç baş girişirim o sürtüğe!"

"Kızım saçmalama ya," dedi Almila ayağa kalkarak. "Saç baş girişsek fikrinden vaz mı geçecek sanki? Böyle olmaz. Bizim Deniz'i oradan almamız lazım. Ama nasıl?"

"Deniz'e söylesek?" diye bir fikir attım.

"Olmaz!" diye hemen reddetti Esin. Bakışlarım onu buldu.

"Ama neden?"

"Çünkü ben Deniz ve annesinin benim yüzümden arasının bozulmasını istemiyorum."

"Esin, böyle giderse annesi yüzünden sizin aranız bozulacak!" diye uyardı Asya. Esin ona sanki insan olduğunu söylüyormuş gibi bir sakinlikle baktı.

"Kızlar siz kuzeninizi hiç tanımadınız mı? Deniz beni gerçekten seviyorsa bir başka kıza gözünün ucuyla dahi bakmaz. Eğer bakarsa da beni gerçekten sevmemiştir. Beni bütün kalbiyle sevmeyen biriyle de benim işim olmaz. Konu kapandı," diyerek kestirip attı.

"Bir bakıma haklısın tabii," diye ona katıldı Elif. Esin'e baktım.

"Yine de risk almasan mı?" Esin'in bana attığı bakışla sorduğum soruya pişman oldum.

"Merve... Canısı, eğer ben gidip Deniz'e olanları anlatırsam iki ihtimal ortaya çıkacak. Birincisi, bana inanmayıp annesine iftira attığımı düşünecek ve aramız bozulacak. İkincisi, bana inanıp annesine hesap soracak ve hatta kalbini kıracak. Sonra evini terk edip gidecek. Ve ikinci ihtimal birincisinden çok daha korkunç. Çünkü aynı haltı ben de yedim ve halim ortada. Ne malum Deniz annesine hesap sorduktan sonra annesinin kalpten gitmeyeceği? Ne malum Deniz gittikten sonra kadın oğluna ulaşmaya çalışırken kaza yapıp ölmeyeceği? Ben. Deniz'e. Bunu. Yapamam. Rica ediyorum bu konuyu kapatın."

Söyledikleri üzerine kimse bir şey demedi. Çünkü hepimiz Esin'in çok hassas bir dönemden geçtiğini ve ailesel meselelerde ne kadar kararlı olduğunu biliyorduk. Bunun için onu suçlayamazdık. Hangimiz onun yerinde olsa bu şekilde düşünürdü.

Grup odasından ayrıldığımızda kızlar sınıfa gitti, ben de kafeye geçtim. Kendime bir bardak kahve aldıktan sonra bir masaya geçip oturdum. Bu kara bulutlar üzerimizden ne zaman gidecekti? Hiç yüzümüz gülmeyecek miydi? Önce Aslı, sonra Esin... Sıra kimdeydi?

"Oturabilir miyim?" Yanı başımdan gelen sesle başımı kaldırdım. Kerim elindeki karton kahve bardağıyla bana gülümseyerek bakıyordu.

Gülümsemesine karşılık verdim ve karşımdaki boş sandalyeyi işaret ettim. "Tabii ki, gel..." Karşıma oturdu ve bardağını masaya bıraktı.

Altı KalpHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin