Altı Kalp

66. Bölüm: Mavi.

(Aslı'nın Anlatımıyla)

Dışarıda yüklü bir alışveriş yaptıktan sonra eski evimize gelmiştik. Eray ve Arda daha önce buraya hiç gelmemişlerdi. Yalnızca babamın öldüğü gün Emre'yle ikimiz gelmiştik. Bu yüzden etrafa hayranlık ve dikkatle bakıyorlardı.

Ben ve kızlar sobayı tam da bıraktığımız yerde, apartmanın deposunda bulduk. Almila önce sobayı güzelce temizledi, ardından çocukların da yardımıyla eve getirip kurduk. Kısa sürede yakmayı başardık. Sonrasında ben yiyecek bir şeyler sipariş ettim.

Şimdi de sıcacık salonda sessizce oturuyorduk. Benim gözlerim Almila'daydı. Buraya geldiğimizden beri, hatta dünden beri durgun görünüyordu. Nesi olduğunu merak etsem de sonradan geçer diye sorgulamamıştım. Ama hâlâ aynıydı, bu yüzden daha fazla sessiz kalamadım.

"Almila, neyin var bir tanem?" Dalgın dalgın baktığı sobadan başını çevirdi. Benim konuşmamla hepimizin dikkati ona kaydı.

"Önemli bir şey değil," diye geçiştirdi. Arda kolunu onun omzuna attı.

"Sen kolay kolay dalıp gitmezsin. Bir sorun var, belli." Almila tatsız bir ifadeyle alnını ovuşturdu.

"Ya şu Ceren meselesi. Sana Buket'e benziyor demiştim ya... O canımı sıkıyor. Biraz saçma belki ama Ceren'in de fiziksel olarak olduğu gibi karakteristik açıdan da Buket'e benzemesinden çekiniyorum." Asya'yla bakıştık. Buket kelimenin tam anlamıyla iğrenç bir kızdı. Almila'ya ve Ali Arda'ya çektirmediği çile kalmamıştı. Ceren diye bahsettiği kız kimdi bilmiyorum ama fiziksel olarak Buket'e boşuna benzetmediğine edindim. Umarım gerçekten de kişilik olarak benzemiyorlardır...

"Buket kimdi?" diye sordu Eray.

"Ceylan'ın arkadaşı. Size grup olduklarını söylemiştik ya, işte o grubun lideri," diye cevap verdi Asya. Eray hatırlayarak başını salladı.

"Bu kadar kafana taktığına göre o kız gerçekten seni çok incitti," diye tekrardan lafa girdi Eray. Arda da merakla sevgilisine baktı. Tam olarak olayları bilmiyordu, sadece Almila'nın çok kalbinin kırıldığını biliyordu.

Almila, Eray'a cevap olarak, "Hem de ne incitmek..." diye cevap verdi. Hüzünle iç çektim.

"Bir Ceylan kadar değildir umarım..." Arda'nın söylediğine üçümüz de istemsizce güldük.

"Ceylan onun yanında çaylak kalır Arda," dedi Asya. Eray ve Arda donakaldı.

"Cidden mi!" diye soludu Eray.

"Ya size şöyle söyleyeyim," dedim. "Bilirsiniz, ben asla küfür etmem. Ceylan benim o kadar canımı yakmasına rağmen ona karşı içimden veya dışımdan hiç argo kelime kullanmamışken Buket'e hayatımda ağzıma almadığım küfürleri ettim. Gerisini siz düşünün..." Eray ve Arda şaşkınlıkla birbirine baktı.

"Vay be... Aslı'nın ağzını bozan bir kız ne yapmış olabilir ki?" dedi Arda hayretle.

Almila, "Başka erkeklerin altına yatıp, sabahında fotoğraf çekip, çocuğun yüzünü fotoshopla Ali Arda'nın yüzüyle değiştirip bana atmıştı," dedi donuk bir ifadeyle. Çocuklar dehşet içinde kaldı.

"Ne!" diye bir şaşkınlık nidası kopardı Eray. "İnanamıyorum ya! Bu nasıl bir manyaklık!" Asya kaşlarını kaldırıp indirdi.

"Güya Ali Arda Almila'yı Buket'le aldatıyormuş. Almila da buna inanıp Ali Arda'yı terk edecekmiş. Geri zekâlı, hadi ayırmayı başardın diyelim. Ali Arda Almila'yla ayrıldıktan sonra senin boynuna mı atlayacak? 'Ay çok sağ ol, sevgilimle beni ayırdın! Artık birlikte olabiliriz!' mi diyecek? Gerçekten gram kafa yoktu o salakta..."