(Almila'nın Anlatımıyla)
Sabah iğrenç alarmın sesiyle uyanmış, kızlarla kahvaltımızı yapmıştık. Dün ders programını ayarlamayı unuttuğum için söylenerek çantamı hazırlıyordum. Kızlar oturma odasında beni bekliyordu. Beden kıyafetlerimi de yerleştirdikten sonra oturma odasına geçip kızlara gidebileceğimizi söyledim. Onlar ayaklanırken dış kapıya doğru ilerledim. Kapıyı açtığımda karşımda aniden Emre'yi görmemle korkuyla ufak bir çığlık attım.
"Ay!" diyerek elimi kalbime götürdüm. Emre başını çevirip beni görünce halime gülmeye başladı. O sırada sol taraftan Eray ve Arda göründü.
"Emre Allah iyiliğini versin, ödüm koptu!" diye ufak bir sitemde bulundum.
"Kusura bakma Almila, amacım seni korkutmak değildi." dedi sırıtarak. Kapıya ulaşan kızlar merakla kapının önündeki üçlüye bakmaya başladı. Asya başını kaşıdı.
"Sizin ne işiniz var burada böyle?"
"Sana da günaydın güzelim." dedi Eray alayla. Mahcubiyetle gülümseyip günaydınlaştık. Ardından ayakkabılarımızı giydik. Kapıyı kapattıktan sonra asansöre bindik.
Asansörde kendimi, tesadüfen tam olarak Arda'nın dün beni sıkıştırdığı tarafta bulunca istemsizce bakışlarım ona kaydı. O an aynı şeyi düşünmüş olacağız ki o da bana baktı. Kısa bakışmamız sonucunda utanarak gülümsedik.
"Pişt," Emre'nin seslenmesiyle ona döndük. Gözlerini kısmış bize bakıyordu.
"Siz ne gülüşüyorsunuz öyle?" dedi sorgulayıcı bir sesle. Gülüşüm anında soldu.
"Sevgilimle gülüşemez miyim?" dedi Arda. Emre kaşlarını kaldırdı.
"Gülüşebilirsin tabii, neyse... Dün de bu asansör iki kat arasında kalmış diyorlardı. Acaba içeride biri var mıydı? Veya biri şu imdat tuşuna falan mı bastı? Hayri abiye söyleyeyim de asansör kameralarına baksın." Dehşet içinde kaldım.
"Ne! Bu asansörde kamera mı var!"
"E yani, güvenlik için..." dedi Eray. O sırada asansör zemin kata ulaşmıştı. İner inmez hesap soran bir ifadeyle Arda'ya baktım. O da bundan habersiz görünüyordu.
"Neden ki?" diye araya girdi Asya. Şu an yüzümün mosmor olduğuna eminim!
"Hiç," diye atladım. "Şaşırdım sadece..."
Bakışlarından bana biraz bile inanmadıkları belliydi ama sabah sabah uğraşmak istemediklerinden konuyu kapattılar. Lakin kızların beni okul dönüşü güzel bir sorguya tutacağından emindim. Umarım unuturlardı...
Aklıma gelen şeyle Arda'ya döndüm. "Ben Yalçın abiyle konuşmadım! Sen dün işe gittin mi? Olanları biliyor mu?" dedim.
"Merak etme, ben her şeyi anlattım. Dün gitmedim. Bu yüzden bugün ikimizin de gelmesini istiyor." diye cevapladı. Başımı salladım.
"Siz niçin bizi kapıda beklediniz?" Soru Aslı'dan gelmişti.
"Eğer yeniden bir kaçırılma olayı olursa bu sefer biz de yanınızda olacağız. Öbür türlü özlüyorum biliyor musun?" dedi Emre alayla. Arda ve Eray ona göz devirirken biz kıkırdadık.
"Şaka bir yana bu durumun bir daha yaşanmasını istemiyoruz. Bu yüzden bir süre böyle olması en iyisi..." diye açıkladı Eray.
"Bizim işimize gelir." diye mırıldandı Asya çarpık bir gülümsemeyle.
Okula vardığımızda neredeyse herkes gelmişti. Kısaca sınıfa göz gezdirdiğimde gelmeyenlerden tek gözüme batan Murat'tı. Ders saati gelmesine rağmen hoca 5 dakikadır ortalıkta yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Altı Kalp
Teen Fiction6 Ana Karakter, 6 Farklı Anlatım. Üçüz Kızlar, İstanbul'da Yaşadıkları Hayattan Bıkmışken Şans Sonunda Yüzlerine Güler. Babalarının Patronu Mehmet Yıldırım, Kızlara Memleketleri İzmir'de Burs Ve Ev İmkanı Sunar. Yıllar Önce İstanbul'da Zor Mücadele...