27. Bölüm: Senin İçin.

10 2 0
                                    

(Arda'nın Anlatımıyla)

Bugün Almila'nın babası gelecekti. Kızlar bize babaları geldiğinde ilişkimizi açıklayacaklarını söylemişlerdi. Bu sebeple neler olduğunu veya olacağını oldukça merak ediyordum.

Saat öğleni çoktan geçmişti. Coğrafya testi çözüyordum. Ama bir süre sonra sıkılmaya başlayıp bıraktım. Ayağa kalkıp amaçsızca volta atarken telefonum çalmaya başladı. Arayan kişi şaşırmadığım üzere Almila'ydı. Telefonu açtım.

"Efendim prensesim?"

"Alo Arda... Babam sen ve Eray ile görüşmek istiyor. Fakat acele edin, sadece 5 dakikanız var..." dediğinde istemsizce yutkundum. Başlıyorduk...

"Tamam sevgilim, 5 dakikaya oradayız. Öptüm!"

"Ben de..."

Yanında büyük ihtimalle babası vardı. Sesindeki mesafeli ton ve seçtiği kelimelerden bu oldukça rahat anlaşılıyordu. Üzerime gözlerimin rengi ile aynı yeşil bir sweat, altıma da ona uyacak bir pantolon giydim. Saçlarımı özenle taradıktan sonra hızla Eray'ın odasına yönelip kapısını çaldım.

"Eray!"

Eray dağınık uzun saçlarıyla kapısını açınca telaşla, "Oğlum çabuk hazırlan, kızların babası bizi çağırıyor! Acele et, vaktimiz kısıtlı!" dedim.

"Ne! Tamam bekle, hazırlanıyorum!" deyip kapıyı kapattı. Ben de hızla dış kapıyı açıp ayağıma ayakkabılarımı geçirdim. O sırada marketten dönen Emre, asansörden çıkıp dairemizin önünde belirdi.

"Arda, ne oldu nereye?"

"Almila aradı az önce... Babası çağırıyor. Sen de gelecek misin? Vallaha bizim acelemiz var, geleceksen bekleyemeyiz." dedim telaşla. O sırada Eray kapıya ulaşıp ayakkabılarını giymeye başladı.

Emre, şeytani bir gülümsemeyle, "Tabii ki geliyorum! Bu anı asla kaçırmam, hadi siz gidin." dedi.

Eray ile gidebileceğimiz en hızlı şekilde kızların evine gittik. Sonunda geldiğimizde nefes nefese kalmıştık. Hızlıca uzanıp kapıyı çaldım. Ve kapıyı... Babaları açtı.

"Ooo, beyler hoş geldiniz! Tebrikler, tam 5 dakikada geldiniz." dedi.

"Hoş bulduk efendim..." dedik Eray ile aynı anda. Bizi içeri davet ettiği sırada ortamdaki gergin hava haliyle beni germeye başlamıştı.

"Arda!"

"Eray!"

Oturma odasına geçtiğimizde Asya ve Almila'nın sesleri anında kulaklarımızı doldurmuştu. Onlara baktığımızda bizden bile kötü görünüyorlardı. Üçü de yan yana dizilmiş, oldukça gergin bir şekilde bekliyorlardı. Aslı bile bizim için gerilmişti.

Babaları geldikten sonra izin isteyerek kızların tam karşısına oturduğumuz sırada, sonbahar soğuğunun ortasında terlemeye başladığımı hissettim.

"Efendim, adınızı öğrenebilir miyim?" diye sordum.

"Savaş..."

Eray boğazını temizleyip, "Savaş Bey, bizi çağırmanızın özel bir sebebi var mıydı?" dedi.

Gülerek, "Oğlum, bey demenize gerek yok. Amca demeniz yeterli. Ayrıca gerilmeyin bu kadar, sadece sizin ne kadar dayanıklı olduğunuzu ölçeceğim." dediğinde Asya ve Almila birbirine baktı. Kapının çalmasıyla ortamdaki gergin hava biraz dağıldı. Gelen Emre olmalıydı.

"Emre geldi sanırım..." diye mırıldandım.

Aslı, "Ben bakarım." diyerek kapıya yöneldi.

"Baba... Bak gerçekten Arda ve Eray'ın diğerleriyle hiçbir ilgisi yok. Hem biliyorsun, Ali Arda beni hayatım daha çok mahvolmasın diye terk etti." diye savunmaya geçti Almila.

Altı KalpHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin