49. Bölüm: Kızlarıma...

13 1 2
                                    

(Aslı'nın Anlatımıyla)

Asya'yla cama yapışmış sinek misali kafamızı pencereye dayamış, Almila'nın gelmesini bekliyorduk. Gözlerim sitenin girişindeydi. Nerede kalmıştı bunlar?

Meraktan çatlama seviyesine geldiğimiz dakikalara ulaştığımızda sonunda ikili el ele siteye giriş yaptı.

"Şükürler olsun!" dedik Asya'yla aynı anda. Birlikte iki bloğun ortasına kadar yürüyüp sarılarak vedalaştılar. Almila kısa süre içinde eve geldi. O sırada biz de koltuktaki yerlerimizi aldık.

"Ben geldim..." diye seslendi koridordan.

"Hoş geldin hoş geldin! Hemen oturma odasına geliyorsun!" dedi Asya. Almila gülerek odaya geldiğinde aramıza geçip oturdu.

"Nerede kaldın be! Merak ettik!" diye çemkirdim.

"Nerede olacak, bizi teyze yapma üzerinde çeşitli denemeler yapıyorlardır..." dedi Asya. Almila bacağına çimdik atınca acıyla tısladı.

"Göstereceğim şimdi sana teyzeyi! Çocuğun yanında öyle saçma sapan konuşup beni delirttin zaten!" dedi sinir ve utanç karışımı bir ifadeyle. Asya umursamazca omuz silkti.

"Sen de hoparlörü açmasaydın Bulunmaz Hint Kumaşı'm! Sen kaşındın."

"Aman her neyse ya," diye araya girdim. "Neler oldu anlat!"

"Onu yolda yürürken gördüm. Hemen Sığınak'a götürdüm, özür diledim. Kıyamam, o da bugün tiyatro salonuna gelirken Melih'i biriyle konuşurken duymuş. İşte Melih aynı benim gibi yeşil gözlü, siyah saçlı biriyle sevgili olduğunu söylemiş. Üstüne bir de o aşık olduğu kişinin bizim sınıftan olduğunu, kendisiyle aynı kulüpte olduğunu ve sevgilisinden yeni ayrıldığını söylemiş. Arda da ben zannetmiş..." Şaşkınlıkla donakaldım.

"Ciddi misin! Demek bu yüzden bugün morali öyle bozuktu." dedim. Başını salladı.

"Bunları anlatırken bildiğiniz ağladı kızlar. Onu ilk kez ağlarken gördüm..." dedi hüzünle. Söylediğiyle Asya ve benim adeta ağzımız açık kaldı. Almila gibi biz de Arda'nın hiç ağladığına şahit olmamıştık. Asya elinin ucuyla Almila'nın omzuna vurdu.

"Eşek sıpası! Neden dün dinlemedin çocuğu?" diye sitem etti.

"Ne yapayım ya! Çok sinirlenmiştim. Saygı ve sadakat benim ince çizgim biliyorsunuz. İkisinden biri bile ilişkide olmayınca veya zedelenince çıldırıyorum."

"Neyse üzülme. Aranız düzeldi sonuçta..." diye teselli ettim.

Aklıma odamda dağınık bıraktığım kitaplar gelince ayağa kalktım ve kızlara birazdan geleceğimi söyledim. Hızlıca odama girdim ve kitaplarımı toparlamaya başladım. Düzen konusunda pimpirikli bir yapıya sahibimdir. Tüm toparlamaları yapınca gözlerim aniden dolabımla duvar arasındaki çantaya takıldı. Yutkundum. O çanta, babamın iş çantasıydı...

Acele etmeden çantaya doğru ilerledim ve eğilip çantayı oradan çıkardım. Dizlerimin üzerine çökerek çaresizce çantaya baktım. Babamın öldüğü günün gecesinde Emre'yle eski evimize gittiğimizde birkaç parça kıyafetini ve bu çantayı almıştık. Kalbimdeki asla kapanmayan baba yarası sızladı.

Yatağımda uzanan Leydi'nin miyavlamasıyla başımı kaldırdım. Minik siyah gözleriyle bana masum masum bakıyordu. Sanki üzüldüğümü hissetmişti. Patisini havaya kaldırdı bir anda. Kaşlarımı çatarak dizlerimin üzerinde emekledim ve karşısına geçtim. Patisini uzatıp alnımın kenarına değdirdi. Alt dudağımı ısırdım. Çenem titredi, gözlerim doldu. Gerçekten üzüldüğümü hissetmişti ve teselli etmek istercesine patisini alnıma değdirmişti.

Altı KalpHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin