35. Bölüm: Antlaşma.

5 1 0
                                    

(Asya'nın Anlatımıyla)

"Asya, uyanman lazım!"

Almila'nın sarsmasıyla gözlerimi araladığımda yanındaki Aslı'yla yatağımın kenarında dikilmiş, bana bakıyordu. Üstlerinde okul kıyafeti yoktu. İçerisi de biraz karanlıktı. Anlaşılan okul saatine daha vardı.

"Ne oluyor kızım, saat kaç?" diye mırıldandım.

"Boş ver şimdi saati... Hadi kalk, sana anlatacaklarımız var!" dedi Aslı. Sesindeki ciddiyetten dolayı içimde bir oluşan korku hissi oluştu. Doğruldum ve yataktan kalktım.

"Ne oldu? Korkutmayın beni..." dedim endişeyle. Almila bir şey demeden komodindeki çekmeceden bir kâğıt çıkardı ve ilerleyip odanın ışığını açtıktan sonra bana uzattı.

"Bu ne?" diyerek kâğıdı alıp üzerindeki yazıları okumaya başladım.

Fotoğraf Antlaşması...

Başlığı okuduğumda kaşlarımı çattım. Başlığın altındaki maddelere baktım.

MADDE 1: Asya'nın eski okulundaki yayılan fotoğrafların bu okula da yayılmaması için Asya'dan 1 haftalığına ayrılacaksın.

Dehşet içinde kaldım ama bir şey demeden diğer maddeleri de okudum.

MADDE 2: Asya'nın bu antlaşmadan haberi olmayacak.

MADDE 3: Sınıfınızda bulunan bir kişi sizi ve davranışlarınızı takip edecek.

MADDE 4: Bütün maddelere uyulduğu takdirde 1 hafta sonra fotoğraflar silinecektir.

Kağıdın sol altında Melek, sağ altında Eray'ın ismi yazıyordu. İsimlerin altında da imzaları vardı. Ve bir de tarih. 12/11/2021... Tam bir hafta öncesi...

Kızlara bakıp, "Bu ne demek oluyor?" diyerek kâğıdı elimde salladım.

Almila, "Melek denen psikopat ruh hastası eski okulumuzdaki yayılan fotoğrafları bulup Eray'ı tehdit etmiş. Çocuk da sen ikinci kez mahvolma diye geçen hafta senden ayrılmak zorunda kaldı. Bugün de bu saçmalık son buldu işte..." dedi.

Kalbim acı ve mutluluk karışımı ile çarpmaya başladığında hüzünle gözlerim doldu. Ben beni en kötü zamanımda bıraktı diye ona deli gibi öfkeliyken, o benim daha çok canım yanmasın diye kendini ateşe atmıştı. Bu nasıl bir fedakârlıktı böyle...

"Bora'nın sana yapmadığını Eray yaptı." dedi Aslı.

"Ne olur git konuş şu çocukla," dedi Almila hüzünle. "Bora saçma sapan konuşup onu çok üzdü. Yok işte sen aslında onu seviyormuşsun da, Eray ile kendisi arasında dağlar kadar fark varmış da, sen Eray'ı sevemezmişsin de..."

İç çektim. "Eray'ın benden ümidini kesmesi için yapmış belli ki... Ama gidip konuşacağım. Daha fazla böyle şeyler için acı çekmeyecek." dedim kararlılıkla. Aslı ve Almila rahatlamış bir şekilde gülümserken elimdeki kâğıt parçasını bir kenara atıp hazırlanmaya başladım.

"Kızım dur, şimdi mi gideceksin?" dedi Aslı şaşkınlıkla. Ona döndüm.

"Evet! Biriniz Arda'yı ya da Emre'yi arasın! Müsait miymiş öğrenelim." dedim.

"Taburcu olmuş mudur ki?" Almila'nın cümlesiyle şok içinde başımı kaldırdım.

"Ne taburcu olması? Eray'a bir şey mi oldu!" diye korkuyla konuştum.

"Dün bir kaza geçirmiş. Ama durumu iyiymiş korkma. Bugün taburcu olacaktı ama oldu mu bilmiyoruz. Dur ben bir Emre'yi arayıp öğreneyim." Kaza mı?

Altı KalpHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin