0.0

2.9K 245 311
                                    


Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen~

"Kaç defa daha tekrar etmem gerekecek? Hayır şirket umrumda bile değil. Aramayın beni hatta kapatıyorum telefonu. Görüşürüz Changbin'cim. Bende seni."

Changbin'in ettiği küfürleri görmezden gelerek telefonu kapadım. Bana tatile çık diyen onlardı ama şirketten ayrılır ayrılmaz telefon etmeye başlamışlardı. Gerçekten sinirlenmiştim.

Derin bir nefes aldım ve arabanın hızını düşürdüm. Ormanın içine girmiştim artık. Ayarladığım yer bu güzel ormanın içindeki küçük tatlı bir kulübeydi. Yani en azından internette görülen yer öyleydi. Beni mutlu eden şeyleri hurca atarak hızlıca çıkmıştım bu yola bu yüzden tam da ayrıntıları bilmiyordum açıkçası.

Etraftaki tavşanları görmemle gülümsedim. Minik pofuduk beyazlıklar yeşilliğin arasında zıplıyor bazıları ise havuçları kemiriyordu. Gerçekten çok sevimliydiler. Onlara güldüm ve pencereleri açtım. Mis gibi toprak kokuyordu heryer. Cidden çok güzeldi. Gömün beni buraya ya.

Patika bitince arabayı durdurdum ve eşyalarımı alarak indim. Ağaçların arkasından kulübeyi görebiliyordum bu yüzden olsa gerek emin adımlarla ilerledim kulübeye, güzel görünüyordu.

Uzaktan nasıl güzel görünüyorsa yakından da bir o kadar tatlıydı. Koyu ahşapla yapılmış kulübe üçgen şeklinde uzarken hayranlıkla bakakaldım. Çatı katı tahminimce efsane güzel olmalıydı. Dışarıdan incelemem bitince kapının önüne geldim ve kapının üstünde ki notu açtım.

Burası Hwang Hyunjin'e ayırttırılmış bir kulübedir. Eğer ki Bay Hwang siz iseniz koltuğun kenarında bulunan anahtar ile bir haftalık tatil sürecinizi başlatabilir eğer değilseniz defolup gidebilirsiniz. İyi tatiler dilerim~

Not beni güldürürken gerçekten koltuğun kenarında olan anahtarı aldım ve kapıyı açtım. Buranın sahibi oldukça iyimser biri olmalıydı. Aksi takdirde kötü niyetli birinin bu notu görüp tırsacağını sanmıyordum.

İçeri girdim ve eşyalarımı da alıp kapıyı kapattım.

"ÖZGÜRLÜK!"

Bağırışıma karşılık kuş sesleri aldığımda mahçup ifadeyle eğildim. Artık doğanın içinde olduğuna göre bu tarz şeylere de dikkat etmem gerekiyordu. Tatlı varlıkları rahatsız etmek istemezdim.

Bu arada içerisi oldukça temizdi. Yeni temizlik yapıldığı belliydi. Baya özenilmişti kısacası. Memnuniyetle gülümsedim. En kısa zamanda buraya beş yıldız vermem gerekiyordu. Daha bir dakika geçmesine rağmen çok sevmiştim. Herkes görmeliydi burayı.

Eşyalarımı tekrar sırtladım ve yukarı kata çıkmaya başladım. Zemin kat salon ve mutfaktan oluşurken üst katta sadece geniş bir yatak odası vardı. Çatı katında yani. En sevdiğim.

Gördüğüm manzara beni tatmin ederken koştum ve yatağa zıpladım. Ah... Yumuşacıktı. Baş ucumda da üçgen bir pencere vardı. Başımı kaldırmadan dışarıya bakabiliyordum yani.

Tanrım. Sanırım aşık oldum buraya.

Yatakta kalırsam mayışacağımı bildiğimden kalktım ve eşyalarımı yerleştirdim. Tuvalimi koydum, boya malzemelerimi dizdim ve kıyafetlerimi de yerleştirerek herşeyi hazır ettim. Şans getirdiğine inandığım kar küremi de baş ucumda ki komidine koymuştum. Gerçekten güzel olmuştu. Mutlulukla mavi poşeti de yanıma alarak aşağıya, mutfağa indim. Dediğim gibi ani bir karar olduğu için yemek bile yememiştim. Normalde bu saatte yiyen biri de değildim oysa ama sanırım temiz hava acıktırmıştı beni.

Kitsune •Hyunin•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin