Ay

3.9K 96 59
                                    

Şebnem Ferah - Bu Aşk Fazla Sana

Elimdeki tabaktan ağzıma kek tıkarken Hacer ablanın saçımı okşayan eli durmadan havaya kalkıp tekrardan saçlarıma indiği için yediğim şeye odaklanamıyordum. Üstüne üstlük bir kere mahalle toplantılarında görmediğim Enes de tam karşımda oturup annemin yeni yaptığı kısırın başını bekliyordu. Efe'yle koridorda biraz dövüşmeye başlayınca annem eline süpürgeyi alıvermişti hemen, ayrılmışlardı.

"Ee senin ne zaman okulun bitiyor kızım?" dedi Safiye teyze aç gözleriyle beni süzerken. Kaşlarımı çatarak tekrardan çatalı ağzıma soktum ve yavaş yavaş çiğnerken hala daha benden cevap bekleyen Safiye teyze dışında her yeri inceledim. Efe; her şeye sağır olmuş gibi bir yandan anneme yardım ediyor bir yandan da tabağından yiyordu. Sonunda ağzımdaki bittiğinde konuşan olmadığı için "Safiye teyzem, daha var benim okulumun bitmesine ya." dedim ve tekrardan ağzıma bir şeyler attım.

"Nasıl daha var kızım, son senen ya bu sene." dedi annem kısırı bir kere daha karıştırdığında. Enes'e çorba tabaklarını uzatması için işaret verince Enes panikle çorba tabaklarını aradı, gözünün önündekini göremeyince Efe; Enes'in kafasına vurup parmağıyla tabakları gösterdi. Mahçup olmuş ifadesiyle tabakları anneme uzattı ve Efe'nin gülen bedenine elinin tersiyle vurdu. Enes'in içerisine benim ruhum falan mı girmişti acaba?

Misafirler oturunca, kesinlikle benim içim gelmemişti hiçkimse, annem hemen bir koşu kek karmaya, kısır yapmaya girişmişti. Kek, daha olmamıştı. Sabah sabah kan şekerim düştüğü için annem dünden kalan keki vermişti bana.

"Maşallah kızıma maşallah, ne olacaksın okul bitince?" dedi tekrardan Safiye teyze. Efe, gözlerini devirip "Palet ya da tuval olmayı planlıyordu. Ben dedim ki fırçalıkta para var, dinle beni." dedi. Annem elindeki kısır tabağını katmadan önce tabağın altıyla Efe'nin kafasına vurduğunda Safiye teyze de kınarcasına cıkcıklamaya başladı.

"Düzgün davran arkadaşlarıma." dedi annem tabağın altını sildirdiği Ceren'den tabağı alırken. Efe'yi genelde mahalledekiler çok sevmezdi, biraz açık sözlüydü ve bazen üslubunu ayarlayamıyordu. Efe'nin umrunda olduğunu sanmıyordum.

"Efe oğlum gibi sana da kısmet bulalım." dedi Saniye teyze. Köşeden elini göbeğinde bağlamış bana bakıyordu. Efe; celallenerek oturduğu koltuk kolundan kalktı, annem tekrar tabağın altını gösterince sakince yerine oturdu.

"Ne kısmetim var benim Saniye teyze?"

"Yeğenim var ya oğlum."

"İstemiyorum dedim ya ben."

"Naz yapıyorsun oğlum işte, yapma naz." dedi Saniye teyze. Sibel teyze köşeden "Kıstırmasana oğlanı." deyince Saniye teyze elini Sibel teyzeye aman sende der gibi havada salladı.

"Bulalım kız bulalım, bizim Emirhanla çok yakışıyorlar gerçi." deyince ellerimi önümde sallayıp "Emirhan benim lise arkadaşım Melahat abla." dediğimde Melahat abla gülerek "Nolacak arkadaşlıktan kız, daha iyi tanıyorsanız işte birbirinizi." dedi. Beni kurtarsın diye anneme baktığımda derin bir nefes aldığını görmüştüm. Sanırım bu kadarına o bile tahammül edememişti ama bir şey söylemesi gerekiyordu.

"Daha okulu bitmedi Melahat abla, belki okuldan birisini bulur." dedi Efe, annemin yetişmeyeceğini anlayınca. Enes'e kaydı gözlerim, gözleri pür dikkat yere bakıyordu. Dalmıştı sanki; bir şeyler düşünüyor, içinden çıkamıyor gibiydi. Gözlerini kaldırınca benim gözlerimle karşılaştı, hemen gözlerimi başka yana çeksem de yakalanmıştım.

"Kaç yıl olmuş bulunmamış da şimdi mi bulacak okuldan Efe oğlum?" dedi Maşallah abla annemin dağıttığı tabağı kendine alırken. Haklıydı aslında ama mahallede sadece Efe'nin üslup sorunu yoktu.

Mahallem BuluttanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin