Ay

864 33 4
                                    

Can Ozan - Ağlama Ben Ağlarım

Elinize batan her diken, bir gülün dikeni olmaz bazen. İnsan; elinde tuttuğuna, elini dokundurduğuna dikkat etmeli.



Tüm dikkat, ayağımın üzerinde yatan Emirhan ve Nergis'e dönmüştü. Bir çember haline gelen kalabalığın dikkati, gelin ve damada bakmayı bırakıp hala daha şaşkınlıktan birbirinden ayrılamamış Nergis ve Emirhan'a kayıktı. Nergis'in elindeki düğün çiçeği yanımda duran Hilal'le aramıza düştü. Hilal'in bakışları aşağıya, çiçeğe doğru düşerken ben, boş gözlerle hala daha Emirhan'a bakıyordum. Nasıl tepki vermem gerektiğini kestiremiyordum, bilerek yaptıkları bir şey olmasa bile normal bir tepki veremiyordum.

Üstte duran Nergis, kendini sonunda geriye çektiğinde kalabalıktan bir ses yankılandı; ben de zorlukla yutkundum.

"Kızımın namusu gitti." diyerek çırpınan Gülnaz teyze, bacaklarına vurarak denizin dalgalarına yakalanıp boğuluyormuş gibi bir halde bağırınmaya başlamıştı. Vah vah çekip duruyordu, kimsenin bu sebepten ötürü namusu kirlenmezdi ama bazı insanlar, bu kadar geri kafalı düşünebilmeyi başarıyorlardı işte. Geri adım atmaya çalıştım ama ayağımı altlarından çekememiştim, ayakkabım ayağımdan çıkıyordu çekince. Ya burada duracak, olan biteni izleyecektim ya da ayakkabımı orada bırakmaya razı olacaktım.

"Ne namusu kız Gülnaz; hepimiz görmedik mi, yanlışlıkla oldu." diyen Sibel teyzeye ters bir bakış atan Gülnaz teyzeyle beraber annem de "He ya, gördük valla." diye desteklemişti Sibel teyzeyi. Annemden hiç beklemediğim bir hamle olduğu için ayağımı çekmeyi de çekmemeyi de tamamen unutmuştum. O anda da zaten Emirhan'ın kahverengi gözlerindeki ağaca asılmış salıncakta bir o yana bir bu yana sallanan mahcubiyet duygusunu görmüştüm. Gözlüğünü gözünde görmeyince etrafa bakındım biraz, gözlüğü görememiştim. 

"Gitti kızımın namusu." diyen Gülnaz teyzenin kimseyi dinlemiyor oluşu, tüm kalabalığı şaşkınlık içinde bırakırken Hüseyin'le Eymen, Nergis'i Emirhan'ın üzerinden kaldırmışlardı. Emirhan, kafası bana dönükken benden ona yardım etmemi istemişti sanırım ama cidden zihnim kapanmış gibiydi, ruhumu havaya çekmişlerdi ve kuşbakışı düğün yerini izlerken insanların mimiklerine, tavırlarına, duygularına zoom yapıyordum.

Benden yardım gelmeyeceği anlaşılınca Hilal, Emre'yi belinden ittirip Emirhan'a yardım etsin diye dürtmüştü. Emre, Emirhan'ı kaldırınca altında kalan uyuşmuş ayağımı da zorlukla kendime çekmiştim. Damla, elinde tuttuğu gözlüğü Emirhan'a uzatmıştı fakat kırılmış olduğunu görebilmiştim. O yüzden Emirhan gözlüğü yüzüne çöken üzüntüyle alıp pantolonunun cebine koydu. 

Hilal'in ablası Berra abla, gülerek "Aa, hanımlar! Bırakın şimdi onları, daha göbek atacağız." dediğinde Gülnaz abla, kuyruğu kapıya kısmış gibi bağırıp "Yok yok... Bu meseleyi çözmeden hiç kapatamam konuyu. Babası duysa ne diyeceğim ben adama?" diye sorduğunda Berra abla, saçlarını yolacak hale gelmişti. Düğününde hiç olmaması gereken olay, hiç olmaması gereken kişiye olmuştu. Neyse ki Tarık abi, Berra ablayı sakinleştirmeyi beceriyordu sanırım. Gülnaz abla biraz haklıydı; Nergis'in babası, bu konuda katının da katısıydı. Duyarsa Nergis'e ne yapacağını kimse hayal edemezdi sanırım. Halbuki kimse bir şey yapmamıştı. Kimse, bilerek birinin üzerine atlamamıştı ama anlamazlardı, insanın düşüncelerini belli bir yaştan sonra değiştiremezdin.

Melahat teyze, Emirhan'ın yanına gelip oğlunun omzunu sıvazladı ve "İyi misin oğlum?" diye sorduktan sonra Emirhan'dan "İyiyim." cevabını alınca ellerini beline koyup Gülnaz teyzeye doğru döndü. 

"Ne yapacağız Gülnaz biz sana şimdi, evlendirecek miyiz sanki çocukları?" diyerek güldü ve tekrardan Emirhan'a döndü. Eşeğin aklına karpuz kabuğu denebilirdi sanırım bu olaya; zira Melahat abla, diğer arkadaşlarına bakıp "Dimi ama?" diye sorduğunda Gülnaz teyze, kafasında ampul yanmış gibi irkilmiş ve heyecanlı bir şekilde "Evet, evet. Evlensinler." deyivermişti. Ben de sonunda bir mimik yaparak şaşırmış bir şekilde Hilal'e bakmıştım. Hilal de aynı tepkiyle bana bakıyordu.

Mahallem BuluttanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin