Sezen Aksu - Kusura Bakma
"Efe, tekrar bulaşıkları yıka demeyeceğim direkt ayağa kalkacağım bak." diyen annemi duymazdan gelen Efe; odamda oturmuş, ben saçlarımı tararken yeni aldığım kulaklığı paketten çıkartıp deniyordu. Müzik bir anda açıldığı için ahmak kardeşim kulaklığı bir anda fırlattı, ben de tarağı kafasına doğru fırlatıp kulaklığa doğru atıldım.
"Senin yapacağın işin orta yerine tüküreyim Efe." derken e'leri uzattığım için annem de mutfaktan benim ismimi bağırmıştı. Kulaklığı yerden alıp kulağıma taktığımda sesin gelmeye devam ettiğini duyunca derin bir nefes aldım. Güç bela aldırdığım kulaklığı daha aldırdığımın ikinci günü bozarsam babam da beni kulaklıkla beraber çöpe atardı.
Efe'ye yandan yandan ters ters baktıktan sonra çömeldiğim yerden kalktım. Efe, tarağın kafasına geldiği kısmı avucuyla ovalarken annem bir hışım odaya girip Efe'nin kulağını çekiştirdi. Acıdan iki büklüm olan Efe, inleyerek ayağa kalkıp annemin elinin üzerine ellerini kapattı.
"Anne çekiştirme kurbanın olayım, çekiştirme." derken yerde tepinir hale gelmişti. Efe'nin bu haline gülerken bir yandan da çok sesimi çıkartmıyordum, başıma gelmesin diye. Annem Efe'yi koridora doğru sürüklediğinde kapı çalmıştı. Bizimkilerin geldiği daha kapıyı açmadan belli oluyordu, annem Efe'nin kulağını bırakmadan bana kapıyı açmam için kafasıyla işaret verdi.
Ben kapıyı açarken "Demedim mi sana bana tekrar söyletme, ayağa kalkacağım diye. Al işte uğraştırıyorsun beni de. Kardeşin böyle mi yapıyor Efe?" dedi annem. Sırasıyla her gün bulaşık yıkamaya başlamıştık. Babam, evde bedava yaşamamamız gerektiğine kanaat getirmişti; bu yüzden bulaşıkları da bize kilitlemişlerdi. Bugün de sıra Efe'deydi normalde ama grupça dışarı çıkacağımız için sabahtan beri erteleyip duruyordu. Kapı açılınca en önde Emirhan'ı görmüştüm, bana kocaman gülümseyerek "Merhaba." dediğinde ben de ona karşılık verme adına gülümsedim.
"Nasılsın Emirhan?" diye sordum, kısaca "İyiyim Melek." dedi. Arkada Hüseyin, Hilal, Damla hararetli bir şekilde konuşuyorlardı, dedikodu yapıyor gibilerdi. Köşede Eymen telefonuyla ilgilenirken Enes de en uzak köşede hemen inecekmiş gibi merdivenlere yakın durmuş yere bakıyordu. Ona uzun süre bakmadım; zaten arkada Efeler, önde Damlalar dikkatimi dağıtmışlardı.
Eymen de Hacer ablalarda kalmaya gelmişti yaz tatilinde, burada olmasının sebebi oydu.
"Sonra işte tek sarhoş olmayan ben olunca hepsini kontrol ediyorum. Birisi birisinin üzerine işerken birisi de dubanın üzerine oturmaya çalışma-" diyen Damla'nın lafını kesen Eymen bir anda "Ne Dua Lipa mı?" dediğinde hepimiz şoke olmuş bir şekilde Eymen'e baktık. Annem, yaşadığı şok yüzünden elini Efe'nin kulağından düşürmüştü. Eymen, Damla'ya gerçekten Dua Lipa demiş gibi ciddiyetle bakarken daha fazla kendimi tutamadım ve kahkaha atmaya başladım. Ben gülünce herkes ciddiyetinden sıyrılıp apartmanın içinde sesli sesli gülmeye başladılar. Annem, gözlerini büyülterek yerinde tepinerek bize susmamızı söylüyordu. Sonunda annem galip gelmiş, biz susmak zorunda kalmış olsak da hala daha kıkırdayanlar vardı. Eymen, hala ciddiyetini koruyarak kaşlarını çatmıştı; onu taklit etmek için kaşlarımı çattığımda Emirhan'ın parmakları kaşlarımın üzerine dokundu. Onun dokunuşuyla rahatlayan kaşlarım eski haline dönmüştü.
"Alnın kırışır, yapma." dedi sessiz bir şekilde. Damlalar muhabbete geri dönmüştü, Efe de hala daha annemi bulaşıkları sonra yıkama konusunda ikna etmeye çalışıyordu. Omuzlarımı silktim, "Kırışsın." dedim. Hala daha kaşlarımda duran parmakları çekmek adına parmaklarını avcumun içine alıp kaşlarımdan çekip boşluğa doğru bıraktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mahallem Buluttan
Teen FictionAma ben, ilk pişimi ona yapmıştım; ilk onun yüzünden kolumu yakmıştım fakat o, hıçkıra hıçkıra ağladığım mutfakta sadece pişilere dikkat kesilip tüm tepsiyi odasında yemişti. İlk ona akrostiş şiir yazmıştım da o, şiiri hiç okumamış sadece N harfini...