Teoman - Mavi Kuş ile Küçük KızMelek'in yanından ayrıldığı anda üzerine çöken tüm olumsuz düşünceler çıkmaza sürüklemişti Enes'i her adımında. Arkası dönük olduğu için kederli gözlerini delirmiş gibi etrafta gezdirirken derin derin nefesler alıyordu. Uzunca bir süre gitti; Melek'in dediği gibi gitmişti, arkasına dönüp koşarak ona sarılma isteğini bastırarak gidebildiği yere kadar adımlamıştı. Bu içindeki duygu, öyle hızlı yayılmıştı ki vücudun; sanki tüm organlarını yiyerek ilerliyormuş gibi acı veriyordu, en sona kalbi kalmıştı. Elini kalbinin üzerine koyduğunda Meleklerden olabildiğince uzakta olduğunu biliyordu, Meleklerle küçükken her zaman yakalamaca oynadığı parka gidip parktaki tek banka oturdu. Aldığı nefes ciğerlerine yetmiyordu, nefes yetmezliğinden öleceğini sandı ama kendisine dahi itiraf edemiyor gibi boşluğa bakarak oturmaya devam ediyordu. İlerideki kaydırakta Melek, kendisini yakalamak için kafasını kaydırağın tepesindeki çivilere çarptığı için kafasını kanatmıştı; hatırladığında gülmeye başlaması ve yanaklarına ılık bir sıvının aktığını hissetmesi arasında beş saniye bile yoktu. Parmağını yanaklarına çıkarıp sıvıya dokunduğunda gözyaşı olduğunu görmüştü fakat fark edince ardı arkası kesilmedi. Devamı gelirken göğsünden hıçkırıklarını da beraberinde getirmişti. Hıçkırarak ağlamaya başlayan Enes, sırtını sertçe banka yasladı. Hıçkırıkları boğazını acıtırken yüzünü elleri arasına aldı, gözyaşlarını kontrol edemiyordu. Bağırmak istedi de bağıramadı, bir yerlere vurmak istedi de vuramadı; kızgınlığı kendine olduğundan tüm beynini kemiriyordu, öfkesi bir insan gibi karşısına dikilmişti ama ellerini yüzünden çekmediği için göremiyordu. Öylece ağlamaya devam etti, gerçekten yapayalnız kalmıştı.
Melek
Titredim. Kapı açıldığında ittirdi ve içeri girdik. Evin kapısını açan Efe, "Sessiz gir içeri." dediğinde Emirhan, ayakkabılarını çıkarıp benim odama doğru adımladı. Sonra bir şey hatırlamış gibi durdu ve ilk önce sol bacağımdaki elini sıkılaştırıp sağ ayağımdaki ayakkabıyı sonra da tam tersini yapıp sol ayağımdaki ayakkabıyı çıkartarak vestiyerin üzerine koydu. Tekrardan ilerlemeye başladığımızda Efe'nin etrafımızdan hemen kaybolduğunu fark etmiştim, sanırım kapıyı kapattıktan sonra koşturarak kendi odasına gitmişti. Emirhan, yatağımın yanında durunca kollarımı gevşetip kendimi yatağa sırt üstü bıraktım. Kafam duvara çarpmasın diye anında bana doğru dönüp elini kafamın tepesine koyduğunda şaşkın şaşkın tavana bakmıştım.
"Bugün kafan kırılmadan uyu kurbanın olayım ha Melek." dediğinde gülmeye başlayarak elinin üzerine elimi koyduğumda o da benimle beraber gülmeye başladı. Enes'le ne zaman konuşsam eve gelip tek başıma bu yatakta ağlıyordum ama Emirhan yanımda olduğundan beri sürekli güldüğümü fark etmiştim. Ağlasam bile en azından yalnız başıma ağlamıyordum.
Yorgun olduğumdan uzun süre gülememiştim, Emirhan da gülmeyi kesip elini elimin altından çekmiş ve beni koltuk altımdan sıkıca tutup düzgünce yatağa yatırmıştı. Kafamı yastığa koyduğumda alkolü hissetmiştim. Gözlerimi kapattım, aradan beş dakika geçmemişti ki yatağımdan kalktığını hissetmediğim Emirhan "Uyudun mu?" diye sordu.
"Uyumadım." diye mırıldanmıştım ama neredeyse dalacak kıvamdaydım.
"Bana bir şey söylemeyecek misin diye sormuştun ya, bence artık duygularından kaçma Melek." dediğinde kafam artık düzgün idrak etme vaktini geçtiği için anlayamamıştım; zihnim, kapanma aşamasındaydı neredeyse.
"Nasıl yani?" dediğimde derin bir nefes alıp saçlarımı yüzümden çeken parmağını hissedince gözlerimi açıp yüzüne baktım. Yine yüzünde, az önce Enes ile konuşurken bana birinci elden saldıran endişe duygusu vardı. Bu endişe hem parmağını hem de göz bebeklerini titretiyordu, parmağını avcumun içine hapsedip titremesini engelleyebilmiştim ama gözbebeklerine bir şey yapamıyordum. Yaptığım şeye şaşırmış gibi nefesini tutup bakışlarını tekrardan yüzüme çıkardı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mahallem Buluttan
Teen FictionAma ben, ilk pişimi ona yapmıştım; ilk onun yüzünden kolumu yakmıştım fakat o, hıçkıra hıçkıra ağladığım mutfakta sadece pişilere dikkat kesilip tüm tepsiyi odasında yemişti. İlk ona akrostiş şiir yazmıştım da o, şiiri hiç okumamış sadece N harfini...