Kulaklarımın duyduğu şeyle birlikte şaşkınlıkla donup kaldığımda Görkem'e bunu yapan kişinin Emir değil, Arda olması beni rahatlatmıştı. Fakat bu çok kısa sürmüştü. Çünkü değiştiğini düşündüğüm Arda tıpkı deneyde ki gibi piçin tekiydi. Öfkem ayaklarımdan başlayıp saniyeler içerisinde tüm vücudumu sardığında hızla Arda'nın karşısına geçmemle suratına sert bir tokadı atmam bir oldu.
"Sen kimsin de benim kardeşimi dövmeye kalkıyorsun lan it herif!" Dudaklarım yırtılırcasına öfkeyle ciyakladığımda Arda'yı göğsünden hızlıca ittiriyordum ve üstüne yürümeye devam ediyordum. Arda ise kaşlarını çatarak bana baktığında ellerimi tutmaya çalışıyordu. "Dur ulan!" Ben ise tırnaklarımı ellerine geçirince acıyla inlediğinde göğsünden ittirmeye devam ediyordum. "Biri şu kızı alsın başımdan!"
"Allah'ın cezası!" Göğsünden ittirip ona vurmaya çalıştığımda adeta gözlerim dönmüştü ve gerçekten onu öldürmek istiyordum. Burası son şansımdı ve asla sevdiklerime zarar gelmesine izin veremezdim. Bir deliden farksızdım ancak bu umurumda değildi. Görkem'de bana katılarak Arda'ya yumruklar salladığında "Seni mahvedeceğim!" diye bağırdı. Ben de hemen arkasından "Seni paramparça edeceğim!" diye bağırdım ve onun üstüne yürüyerek yumruklar eşliğinde ilerliyorduk.
Arda yediği her bir darbe ile ikimizi de ittirmeye çalışırken o iğrenç elleriyle bizim vücudumuza dokunuyor olması midemi bulandırdığında önce onu iki kolundan tuttum. Ardından çocuk daha ne olduğunu anlayamadan kasığına tekme attığımda Arda acılar içerisinde inleyerek iki büklüm olduğunda "Bu daha hiçbir şey Arda Karaduman! Seni kendi ellerimle öldüreceğim!" diye bağırdım. Onun acılar içerisinde kıvranması daha kolay bir yem olduğunu gösterdiğinde Görkem ile tekrardan önce atılıp onu döveceğimiz esnada bir şey oldu. Her şey saniyeler içerisinde gelişti.
Önce önümüze büyük bir beden geçti. Bizi arkasına aldığı gibi beni ve Görkem'i tüm gücüyle ittirip yere düşürdüğünde şaşkınlıkla neler olduğunu anlamaya çalıştık. Fakat gördüğüm kişinin yaptıkları şey ile hırçın bedenim buz kesildi. Emir bizi uzaklaştırdıktan hemen sonra Arda'nın önüne geçti ve Arda'nın yakalarından tutmasıyla ona kafa atması bir oldu.
Arda yediği darbe ile birlikte geriye doğru düşecekken Emir yakalarından daha sert tuttu ve kendisine çektiğinde gözü dönmüş gibi sesli bir şekilde hızlıca nefesler alıp veriyordu. "Seni doğduğuna pişman edeceğim!" Arda korkuyla bağıracağı esnada Emir buna izin vermedi ve suratına bir yumruk geçirdi. Yumruğun etkisiyle Arda geriye doğru düştüğünde Emir'de onun üstüne çıktı ve başını onun başına doğru yaklaştırarak hırlamaya başladı. Bir sağdan, bir soldan Arda'nın suratına yumruklar yerleştiriyordu.
Gördüğüm şey karşısında hareketsiz bir şekilde kaldığımda gözlerim kocaman açılmıştı. Kişiliği değişen ve kötü birisi olduğunu düşündüğüm Emir öyle olmamıştı. Emir aslında iyiydi. Deneyde ki gibi herkesi koruyup kollardı. Onun tek değişen şeyi bana karşı olan hisleriydi. O bir tek benden nefret ediyordu.
"O çocuğun bir gözü olmayabilir ama sen ondan çok daha büyük bir sakatsın orospu çocuğu!" Emir aslan gibi kükrediğinde tüylerim diken diken oldu. Etrafta çığlıklar ve koşuşturmalar oluşurken içimde cayır cayır yanan bir tarafım vardı ve bu benim ayağa kalkmamı sağladı. Ayağa kalktığım gibi Arda'ya doğru koşup Emir gibi ben de onu dövmeyi planladığımda yanı başımda benimle beraber koşan Görkem'i gördüğümde bu düşünceye sahip olan tek kişi olmadığımı anladım. Fakat biz sadece üç adım attıktan hemen sonra bir anda arkamdan birisi kollarını mideme sarıp beni kendine çekerek koşmama engel oldu.
Beni saran kolların kim olduğunu umursamadan "Bırak beni!" diye bağırdım ve ardından ittirmeye kalkacağım sırada başımın hemen yanına, omzuma kıvırcık kahverengi saçlar yerleştiğinde şaşkınlıkla başımı çevirdim ve o an göz göze geldiğim kişi ile birlikte gözlerim kocaman açıldı. Barış Özkaya. Bana arkamdan sıkıca sarılmıştı ve beni kendisine doğru bastırıyordu. Kahverengi gözleri ile bana endişe ile bakıyordu. Çilli suratında hiçbir değişiklik yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İstila
Action"Buradan ikimizin bedeni sağ çıkamayabilir ama sen ikimizin kalbini yaşatıyor olacaksın." Bir yaz kampına eğlenmek için giden yüzlerce genç. Orman da hepsi on beşer gruplara dağılmış. Fakat başlarına geleceklerden hiçbirinin haberi yok. Bir istila...