*Bölüme başlamadan önce bölümü oylamayı unutmayın ve paragraf aralarında beni yalnız bırakmayıp bol bol yorum yaparsanız sevinirim. İyi okumalar*
______________________________________🌙
*Bir Gün Sonra*
"Emir'e güveniyorum ve onu seviyorum. Ama eğer birisi daha ölecek olursa bu sefer hiç iyi şeyler olmaz. Resmen kendimizi tehlikenin göbeğine atıyoruz." Görkem mırıldanarak konuştuğunda sol gözünü kapatan göz bandını alnına doğru çektiği an kovada ki suyu iki avucuna alarak yüzünü yıkıyordu. Sol yapay gözü açıkta kaldığından dolayı tüylerim istemsizce diken diken olmuştu çünkü ilk gördüğüm günde ki gibi korkunç görünüyordu..."Birisinin daha ölmesine izin vermeyiz zaten. Grup halinde gezeceğimizi söyledi ve kimse kimseyi bırakmayacak." Onu ve Zeynep'i rahatlamak adına söylediğim sözle beraber Zeynep ince tişörtünün üzerine ceketini giyerken "Hem Emir haklı. Çok az da olsa gökyüzünde hâlâ İstilacılar var ve onları görmezlikten gelemeyiz. Onun dediği gibi merkeze gidip orayı tamamen havaya uçurmalıyız. Böylece onları yöneten makineler de patlayacağı için sonuç olarak hiçbir tehlike kalmayacak," dedi.
Görkem yüzünü yıkamayı tamamladığında doğruldu ve sırtını Zeynep'e doğru dönerek göz kapama bandını hızlıca gözünün üstüne geri yerleştirdi. Ardından bize döndüğünde bir kolunu Zeynep'in omzuna attığında yüzüne zoraki bir gülümseme yerleştirdiği anda bir şaka yapacağını anlamıştım. Fakat önceden gözlerinin içi gülerken artık sadece kendisini ve etrafında ki insanları rahatlatmaya çalışıyordu. "Düşünsenize, deneyde ki gibi bir İstilacı geliyormuş ve benim bir tanemi tam öldürecekken ben yine önüne geçip onun için kendimi feda ediyormuşum. Efsane son. Bunu her delikanlı yapamaz. Buranın tek kahramanı benim."
Küçük bir kahkaha attığında odanın içerisine sadece onun gülüşü yayılmıştı. Biz asla gülmüyorduk. Aksine gergin bir soğukluk girmişti aramıza. Zeynep'in ve benim keyfim tamamen kaçmıştı. Ancak Zeynep benim aksime birde sinirlenmiş olmalı ki Görkem'in kolunun altından çıktı ve kaşlarını çatarak Görkem'in gözlerine kenetlendi. "Öyle bir şeyin yaşanmasına bir daha izin vereceğimi mi zannediyorsun sen?" Görkem'in gülüşü yavaşça solduğunda iki elini de havaya kaldırdı ancak Zeynep ondan önce davrandı. "Çok beklersin."
Aralarında ki o keskin gerginliğin verdiği ateş beni bile yakacak noktaya gelmişti. Görkem bir anlığına afallasa da Zeynep'i uzun zamandır böyle sinirli görmüyordum. Ama bu konu da kesinlikle Zeynep haklıydı. Görkem öldükten sonra Zeynep bir harabeden farksızdı. O günleri bir daha yaşamayı bırak, sadece düşünmek bile Zeynep'i öldürmeye yeterdi. Zaten bir kardeşimize daha veda etmişken ve biz bunun etkisindeyken bir ölümün daha şakası asla yapılamazdı. Şakalar insanı güldürürdü, canını yakmazdı.
"Sana Pelin'e ve Sefa'ya güvenmediğimi söylemiştim Azra." Zeynep bu sefer Görkem'i bırakıp bana doğru döndüğünde olduğum yerde donup kaldım. Korktuğumuz ve kaçtığımız defterlerin sayfaları açılmıştı...
"Çok iyi oyuncuydular Zeynep. Böyle olacağını bilsem hepinizden önce bitirirdim onları." Kısık sesimle konuştuğumda tüylerim şimdiden diken diken olmuştu.
"Benim söylediklerim yetmemiş olabilir ama sevgilin de seni defalarca kez uyardı Azra. Neden bizi dinlemedin?" Zeynep kahverengi gözlerini acımasızca bana diktiğinde tırnaklarımı avuçlarıma geçirdim.
"Zeynep bence bunları konuşmasak iyi olur." Görkem Zeynep'in kolunu tutup onu uyardığı esnada Zeynep anında kolunu Görkem'den kurtardı. Öfkeyle ona bakarak "Nasıl konuşmayacağız ya? Siz kafayı mı yediniz? Sıradan bir insan değil ölen kişi! Barış öldü Barış! Hepimizin kardeşiydi o! Günlerce sustuk ama bu kadarı yeter! Bu kadar duygusuz olamazsınız ya! Birilerinin ihmali yüzünden öldü o," diye bağırdı ve son cümleyi bana bakarak söyledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İstila
Action"Buradan ikimizin bedeni sağ çıkamayabilir ama sen ikimizin kalbini yaşatıyor olacaksın." Bir yaz kampına eğlenmek için giden yüzlerce genç. Orman da hepsi on beşer gruplara dağılmış. Fakat başlarına geleceklerden hiçbirinin haberi yok. Bir istila...