45-İtiraflar

262 14 160
                                    

*Bölüme başlamadan önce bölümü oylamayı unutmayın ve paragraf aralarında beni yalnız bırakmayıp bol bol yorum yaparsanız sevinirim. İyi okumalar*
_________________________________________


🌙

Karşımda duran kişi benim bir dosttan çok abimdi. Onun için elimden gelen her şeyi yapar, daha da ileriye giderek onun için canımı dahi hiç düşünmeden verebilirdim. Ancak canımı ortaya koyduğum o soluk kahverengi gözlerin sahibi olan Emir Kandemir, şakağıma silahın ucunu yaslamış ve gözlerime büyük bir nefret ile öfkeyle bakıyordu. O iki duygunun birleşimiyle beni hiç şüphe etmeden öldürebileceğini görüyor olmak ise çok daha can yakıcı bir tokattı. Üstelik o kişi bir iki ay öncesine kadar beni kurtarmak için kendini ölümün elleri arasına düşünmeden atardı. Benim için herkesi karşısına alırdı. Senelerdir hayali olan denizden çok daha değerli olmuştum onun için. Bana ölümüne kadar aşık olmuştu ancak şimdi karşımda bambaşka bir insana bürünmüştü ve sevginin yanan kül parçaları dahi görünmüyordu.

"E-Emir?" Kekeleyerek ismini fısıldadığımda korkudan dolayı çoğu zaman göğsüm hızlıca inip kalksa da şu anda donup kalmıştım. Korkuyla bir kedi yavrusundan farksız başımı kaldırmış bir şekilde ona bakarken o ise avını yakalamış bir aslan gibiydi karşımda. Dakikalar sonra olacakların habercisiymiş gibi soğuk rüzgar ikimizin de bedeni üzerinde uysalca dolanıyordu. Gözlerimi dudaklarına çevirdiğimde ise bana bir şaka yaptığını söylesin istedim ve bir elimi de havaya kaldırdığımda hiç beklemediğim bir hız ve sertlik ile elimi havada tutup yüzüme doğru öfkeli bakışlarıyla yaklaşmaya başladı.

"Bir kez daha senin tuzağına düşmeyeceğim Azra." Benimkinin aksine net ve acımasızca çıkan sert sesine karşılık kalbim acıyla sızladığında kaşlarım çatıldı. Gözlerimi tekrardan ona çevirdiğimde, Emir gözlerini bir an olsun benden ayırmıyordu. Bakışlarıyla beni delip geçerken damarlı eli arasında ki silahta şakağımda baskısını her geçen saniye daha da arttırıyordu. Beni gerçekten öldürmek istiyordu!

"Ben sana ne yaptım Emir?" Gözlerimin kontrolünü kaybettiğimde gözlerim sulandı ve buğulandı. Donuk bedenim titremeye başladığında ölümümü asla bu şekilde hayal etmemiştim. Sahiden, ben Emir'e ne yapmıştım da beni öldürmek istiyordu? Ayaz'la bile arası düzelmişken ben ne günah işlemiştim bu evrende?

Emir'in gözleri alev atarken bana doğru eğmiş olduğu yüzünü biraz daha eğdi. Yüzlerimiz arasında iki parmak kadar mesafe kaldığında benim sıcak nefesim onun yüzüne çarparken, onun ise buz kesen nefesi yüzüme çarpıyordu. "Sen bana yapabileceğin en büyük kötülüğü yaptın Azra."

Kaşlarım daha da çok çatıldığında gerçekten onu anlayamıyordum. Ben ona bu evren de hiçbir şey yapmamıştım. Beni ilk gördüğü andan beri yargılayarak bana kötü davranan oyken benim ne gibi bir suçum olabilirdi? Titreyen dudaklarımı güçlükle araladığımda kısık sesimle beraber bir şeyler söylemek istedim ancak Emir şakağımda ki silahı daha da çok bastırıp bana öfkeyle bağırdı. "Sen bana umut verdin!"

Rüzgar durdu. Ayın ışığı tamamen bize vururken çatık kaşlarım havaya kalktı. Gözlerim fal taşı gibi açıldığında duyduğum şeyin gerçekliğini sorgulamak istedim ancak Emir haftalardır bu anı bekliyormuş gibi ormanı inletecek kadar bana öfkeyle bağırıp içini kusmaya başladı. "Ben seni ilk gördüğümde o bakışlarında ki masumluktan kardeşimi gördüm. Seni kardeşim olarak görüp onu yaşatmak istedim. Ama olmadı. Ben sana aşık oldum ve hata ettim!"

İstilaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin