53-Gerçek Yüzlerle Tanışmak

112 11 52
                                    

*Bölüme başlamadan önce bölümü oylamayı unutmayın ve paragraf aralarında beni yalnız bırakmayıp bol bol yorum yaparsanız sevinirim. İyi okumalar*
______________________________________

🌙

*Yarım Saat Sonra*
Hepimiz halka şeklinde oturmuştuk ve gözlerimiz pür dikkat Görkem'i izliyordu. Sevincimizi yarım saat önce doya doya yaşamıştık. Emir, Görkem'e hasretle sarılmıştı ve Görkem için en çok acı çeken kişinin Emir mi yoksa Zeynep mi olduğuna karar veremedim. Emir'den sonra Görkem'e büyük bir özlemle sarılan kişi benden başkası değildi. Başımı onun omzuna gömmüştüm ve ellerimle de saçlarını karıştırırken gözlerim dolmuştu. Kokusunu içime çekebildiğim kadar çekmiştim. Her geçen saatte onun uyanacağına dair olan inancım azalıyordu fakat uyanmıştı. Biricik kardeşim Görkem Sönmez yaşıyordu ve günler sonra aldığım en iyi haberdi.

Benden sonra ise Sefa ile Pelin de ona sarıldığında Görkem'in kaşları daha da çok çatılmıştı. Bize şaşkın gözlerle bakarken olan biteni hâlâ çözememişti. Gerçi bizde onların sarılmasına şaşırmıştık ama bir şey diyememiştik.

Barış uyuduğu için ona sarılamıyordu ancak önümüzde beliren okyanus gözlerine tutulduğum Ayaz, Görkem'e gülümseyerek baktı. Görkem, Ayaz'ı gülerken pek görmediği için dikkatlice ona bakıyordu. Dakikalardır soluk yüzüyle bize bakan Görkem'in dudaklarında bir tebessüm gördüğümde Ayaz, aralarında ki mesafeyi kapatarak ona sarıldı. İkisinin sarılışını bir annenin gurur duyduğu gibi izliyordum. Görkem'in bu halini ne kadar da çok özlediğimi yeni fark ediyordum. Gökyüzü karanlıktı ancak sanki onun tek bir gülüşü ile her yer aydınlık olmuştu.

Gözleri bir şeyleri arıyordu ve Barış'ı gördüğü anda rahatlayan bir nefes bıraktı. Ancak sonradan aklına gelen kişiyle beraber içeriye bakmaya devam ettiğinde bu kişinin Deniz Balca olduğunu hepimiz biliyorduk. O da gözlerimizden anlamış olmalıydı ki onu sormamıştı. Direkt Emir'e bakmıştı. Emir, Görkem'in aklından geçen şeyi okumuş gibi ona gözleriyle 'sus' dercesine baktı. Görkem de başını onaylayarak sallayıp ona sarılmıştı. Hayran olunası ve güçlü kızımız ölmüştü. Hepimiz bundan dolayı bir yas içerisindeydik ancak konusu asla açılmamıştı çünkü Emir'in yarasını kanatmak istememiştik. Emir hem kız kardeşinin, hem de sevdiği kızın ölümüyle eziliyordu. Bunu bize her ne kadar yansıtmamaya çalışıyor olsa da gözlerinde ki o bitmişlik kendisini ele veriyordu.

Ve şimdi bu sevinçler yarım saat öncesinde kalmıştı. Bazıları Görkem de bir terslik olduğundan şüpheleniyordu ve haklılardı. Görkem arada bir elini boynuna götürüyordu ve derin nefesler alarak göğsünü şişiriyordu. Ben ve Ayaz onun çektiği acıyı bildiğimiz boğazımıza büyük bir yumru oturuyordu ve birbirimize kaçamak bakışlar atıyorduk. Karşımda duran Görkem'in bu hallerine bakmakta zorlanıyordum.

"Bir tanem, iyi misin?" Zeynep hemen yanında oturup ona meraklı gözlerle bakarken Görkem kendisine çeki düzen vermek için nefes alıp verişlerini çaktırmamaya çalıştı. Gülümseyerek ona döndüğünde "İyiyim, sadece halsizim," dedi. Halsiz olabilirdi ancak hiçte iyi değildi. Kendisini yine geri plana atıyordu ve arkadaşlarını gülümsetmeye çalışıyordu. Buna daha ne kadar sessiz kalabileceğimi bilmiyordum.

"Sen nasıl bayıldın?" Emir'in soğuk sesiyle beraber ona göz ucuyla baktığımda Görkem'i büyük bir dikkatle incelediğini gördüm. Kısık gözüne, kuruyan dudaklarına ve arada bir göğsüne ve boynuna götürdüğü eline ateş atar gibi bakıyordu. Bir şeylerin ters gittiğinden emindi ve gözünden hiçbir şey kaçmıyordu.

"B-bilmiyorum, çok korkmuştum ve yorulmuştum. Ondan herhalde." Görkem gözlerini kaçırıp kaçamak bir cevap verdiğinde gözlerimi yumdum ve ellerimi yumruk yaptım. Bize yalan söylemesinden bıkmıştım. Hepimiz her şeyden habersiz bir şekilde yaşayıp giderken Görkem'in kendi içinde çektiği acıya daha fazla kayıtsız kalamazdım.

İstilaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin