*Bölüme başlamadan oylarsanız ve bölüm içerisinde bol bol yorum yaparsanız çok sevinirim ^^ İyi okumalar :)*
_________________________________________*Bir gün sonra*
Kampta ki birinci haftamızı geri de bırakmıştık. Bugün ikinci haftamızın ilk günüydü ve bir sene de yaşayacağımız şeyleri bir hafta da yaşadığımız için fazlasıyla yorgunduk. İçimiz de iki gün önce yaşananları düşünüp karanlığa gömülüyor olsak da bunu asla dışarıya vurarak konusunu açmamıştık. Yüzlerimiz de kurtuluşun verdiği gülümseme vardı ve her gün bin bir türlü olaylar yaşarken bu iki gün fazlasıyla sakin geçmişti. Bu bizi rahatlatsa da bunun arkasından iyi şeylerin gelmeyeceği hakkında tereddüt yaşıyorduk. Oysaki böyle çok mutluyduk. Sadece eski günlerde ki gibi normal bir şekilde yaşayıp gitmek istiyorduk. Fakat bunun mümkün olmadığını hepimiz gayet iyi biliyorduk. Ancak artık ittifaklar birleşmişti. Ayaz ve Emir sayesinde çok daha güçlü olacaktık. Onların birlikteliğine ihtiyacımız vardı. Buna inanıyorduk."Şu gündüzler de eskisi gibi olsa hiçbir sorun kalmayacak." Dudaklarına elinde ki çayı götüren Pelin, gökyüzüne baktığında akşam olmak üzereydi. Uyanalı iki buçuk saat olmuştu ve yarım saat sonra hava her zaman ki gibi kararacaktı.
"Asıl tekrardan bir bira partisi yapsak hiç fena olmaz." Görkem sırtını ağaca yaslayıp, kollarını da göğsünün önünde birleştirdiğinde bana bir çocuk gibi gülümseyerek bakıyordu. Barış ona bakmadan ağzına sandviçini götürürken hoşnut olmadığı belliydi. "Öyle bir şey yapmaya kalksak bile sana içireceğimiz tek şey süt olur Görkem." Görkem ona göz ucuyla baktı. "Nedenmiş o?" Barış ağzında ki lokmalara rağmen tamamen Görkem'e döndüğünde patladı. "Ulan bir de pişkin pişkin soruyor. Masanın üzerine çıkıp twerk attın lan! Yetmedi Azra'yı da kendin gibi gaza getirdin. Son noktayı da Zeynep'in üzerine düşerek yaptın. Kız az daha ölecekti ruh hastası!"
Barış'ın isyanına karşı bıyık altından güldüğümüzde Görkem sırtını doğrulttu ve "Ben en azından biricik sevgilimle güzel anlar yaşadım Barış. Senin gibi kenarda zavallı gibi sevdiğim kızı başkasıyla izle-" dediği esnada, Barış panikle Görkem'e doğru atılarak eliyle dudaklarını kapattı. "Oğlum kes lan sesini!"
Onların arasında ki mevzuyu bilmeyenler kaşlarını çattığında bunların arasında şüpheli olan Büşra ile Pelin'in de olması gülünç bir durumdu. İkisi de Sefa'nın yanındayken Barış'ın kimi sevdiği hala meçhuldü. Ancak Zeynep, Görkem'in kendisine karşı kullandığı hitaba takılı kalmış olmalı ki kaşlarını kaldırarak ona kenetlendiğinde "Sevgilim mi?" diye sordu hayretle. Birbirine girerek didişen Görkem'le Barış birbirlerinden ayrıldıklarında Görkem'in yüzünde ağzından baklayı kaçırdığı için bir utanç duygusu bekliyordum. Fakat hepimizi şaşırtacak bir şeyi yaptı. Zeynep'in omzuna kolunu atarak kendisine çektiğinde yüzüne çapkın bir gülümseme yerleştirdi. "Evet bir tanem. Yoksa bir sorun mu var?"
Zeynep'in yanakları domates gibi utançla kızardığında onların bu haline bir annenin gururundan farksız izliyordum. O kadar sevimli görünüyorlardı ki hep böyle olmaları için elimden gelen her şeyi yapabilirdim. Bu esnada Barış bana doğru yaklaşıp kulağıma doğru fısıldadı. "Senin biralarla dolu olan bavulunda başka zaman kullanırız diye üç tane bira bırakmıştım. Bunu sakın Görkem'e söyleme yoksa burnumuzdan getirir. İkinci sarhoş Görkem vakasını asla kaldıramam."
Barış'ın bu haline karşı kıkırdadığımda başımı onaylayan bir şekilde salladım. Görkem'i bir kez daha sarhoş düşünmek bile fazlaydı. Onda öyle bir potansiyel vardı ki bir yandan Barış'ın saçlarını çekiştirirken bir yandan da Emir'i öpücüklere boğması imkansız değildi. Bu ihtimale karşı korunmamız gerekiyordu yoksa Barış kıyameti koparırken, Emir'de tıpkı deneyde ki gibi ilk öpücüğü gittiği için yasa boğulurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İstila
Action"Buradan ikimizin bedeni sağ çıkamayabilir ama sen ikimizin kalbini yaşatıyor olacaksın." Bir yaz kampına eğlenmek için giden yüzlerce genç. Orman da hepsi on beşer gruplara dağılmış. Fakat başlarına geleceklerden hiçbirinin haberi yok. Bir istila...