Odamda bütün hazırlıkları yapmış bir şekilde yatağımın üzerinde ayaklarımı hava da sallayarak uzanıyordum ve telefona heyecanlı bir bekleyiş ile bakıyordum. Bavulum ve çantam hazırdı. Onlardan çok ise ben kesinlikle hazırdım. Bu günü günlerdir bekliyordum ve nihayetinde gün gelip çatmıştı. Bugün hayatımın en güzel bir ayına girecektim. Evet, en güzel dolu dolu eğlenceli bir ay. Tüm benliğimle buna hazırdım ve beni nelerin beklediğini asla tahmin edemiyordum, ki bunları düşünerek heyecandan kalp krizi geçirerek olan kalbimi daha fazla heyecanlandırmamalıydım.
Ailemle beraber yaşadığım şehirden bir başka şehire gidecektim ve onlarsız bir ayımı orada daha önce asla karşılaşmadığım ve tanımadığım yüzlerce insan ile geçirecektim. Hepsi de benim yaşıtlarımda gençlerdi ve bu daha büyük bir heyecan katıyordu işin içine. Kim bilir kaç tane dostum olacaktı? Daha doğrusu olacak mıydı? Belki de hiçbiri benden hoşlanmayacaktı ve kendi aralarında gruplar halinde çok güzel arkadaş grupları olacaktı. Ben ise her zaman ki gibi tek başıma kalacaktım. Bu olabilirdi, neden olmasın ki? Bunun dışında orada hoşlanmadığım insanlar elbette olacaktı fakat bunu düşünmek istemiyordum. Ben oraya ailemden uzaklaşmak ve kafa dağıtmak için gidiyordum. Gideceğim yer bana şifa olmalıydı. Evden daha iyi olmalıydı. Umutlarım suya düşmemeliydi.
Ben bu düşünceler içerisinde dönüp dolaştığım esnada bir anda elimde ki telefonum bildirim sesi ile titredi. Ben kendimi düşüncelere o kadar çok kaptırmıştım ki gelen bildirim sesi ile olduğum yerde aniden sıçradım ve telefon elimden kayıp yatağımın hemen yanına, yere düştü. Ancak düşmesi ile hemen hızla uzandığım yataktan doğruldum ve yerde yatan telefonuma doğru hareketlendiğimde telefonumda ki bildirimin saatlerdir beklemiş olduğum yerden geldiğini gördüm ve bununla beraber bir elimi anlık refleksle ağzıma götürüp gözlerimi kocaman açtım. Evet, her şey şimdi başlıyordu!
Telefonumu yerden aldım ve yattığım yatakta bacaklarımı birbirine çektim ve bir elim hala ağzımdayken telefonun üst kısmında ki bildirimi daha net bir şekilde gördüğümde kocaman açılmış olan gözlerim bu sefer mutluluktan kısıldı. Ardından daha fazla dayanamadım ve WhatsApp'tan gruptan gelen bir açıklama mesajına tıkladım. Bununla beraber direkt olarak grubun sohbet yerine girmiş oldum ve grubumuzun liderinden gelen kısa bir açıklamayı okumaya başladım.
Orkun Hoca
-Merhaba gençler! Günlerdir beklediğiniz haberi artık size şimdi iletiyorum. Zaten hepiniz hazır bir şekilde benden gelecek mesajı bekliyor olmalısınız. Ben de size güzel haberi veriyorum. Sizin gibi bizim de tüm hazırlıklarımız hazır. Artık kampa gelebilirsiniz. Sizi bekliyoruz! :)Okuduğum her bir cümleyle kalbim daha da hızla attığında mesajı tamamen okudum ve bunun verdiği sevinç ile "Yes be!" diye bağırarak hızla telefonumu kapattım. Grupta yaklaşık iki yüz kişi vardı ve hepsinin benim gibi tepki verdiğini umut ediyordum. Yoksa tek deli ben miydim? Telefonumu üstüme geçirmiş olduğum yeşil kot ceketimin cebine attım. Ardından yataktan yere doğru zıpladım ve bir çocuk gibi içim mutlulukla dolup taşarken daha fazla zaman kaybetmemek adına annem ve babamın yanına gidip bunu iletmem gerektiğini fark ettim. Bununla beraber hızla odamdan yüzümden eksitemediğim gülümseme ile çıktım ve koridor boyunca hızla yürüdüm. Sanki ayaklarımın altında ki halı da bu mutluluğuma eşlik ediyormuş gibi hissediyordum. Evet, fazlasıyla abartılı bir mutluluk yaşıyordum ancak bu umrumda değildi. Bu mutluluk her zaman elime geçmiyordu ve şimdi fazlasıyla doya doya yaşamak istiyordum.
Oturma odasına doğru ulaştığımda kapıdan girdiğim gibi "Mesaj attılar, artık çıkabiliriz." dedim hala tutmayı beceremediğim bir mutlulukla. Ancak o an gördüğüm ilk şey annem ve babamın direkt olarak televizyonun karşısında ayakta durup pür dikkat bir şekilde televizyonda ki haberi izliyor olmalarıydı. Onları bu şekilde gördüğüm an yüzümde ki gülümseme bir an donuklaştığında neye baktıklarını merak ederek ben de televizyona doğru döndüm ve ekranda dönen haberi dikkatle izleyip, dinlemeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İstila
Aksi"Buradan ikimizin bedeni sağ çıkamayabilir ama sen ikimizin kalbini yaşatıyor olacaksın." Bir yaz kampına eğlenmek için giden yüzlerce genç. Orman da hepsi on beşer gruplara dağılmış. Fakat başlarına geleceklerden hiçbirinin haberi yok. Bir istila...