15-Siyah Yapboz Parçası

402 95 254
                                    

Hayatımda hiç bu kadar korkuyu iliklerime kadar yaşadığımı hatırlamıyordum. Korku bedenimin her noktasını sarmıştı.

Düşmanım tam önümdeydi. Hayatımın merkezine aldığım insanları, ailemi öldürmüştü. Onları benden ve bu dünyadan acımasızca almışlardı. Ve bu da yetmezmiş gibi aynı kampta aynı sofrada yemek yiyip sohbet ettiğim insanların da canını almıştı. Hiçbirinin hiçbir suçu yokken vahşice her birinin canını almıştı. Hiç bir şey bu kadar kötü olmamalıydı.

Günlerdir ve haftalardır ömrüm boyunca kimseye beslemediğim kadar nefreti hissedip yaşıyordum.
İstila...

En büyük düşmanlarımdı. Onlara onların bize yaptığı gibi vahşice karşılık verip her birini yok etmek istiyordum. Elime bir fırsat düşsün de bir tane bile olsa onu öldürme hayali kuruyordum. Hep bu anı beklemiştim. Karşıma çıkmalarını istemiştim ve bu fırsat şimdi ayaklarıma düşmüştü.

Fakat tepkim ve hislerim tahmin ettiğim gibi olmadı. İstilacıyı gördüğüm an bedenim zangır zangır titremeye başlamıştı. İçimde ki tüm kin korkuya dönüşmüştü. Ve her zaman ki gibi korkaklığımı belli ederek kaçmaktan başka hiç bir şey yapamadım.

Sevdiklerimin intikamını almak yerine bir korkak gibi kaçmıştım...
-

Korkuyla çığlık atarak arkamıza dönüp kaçmaya başladığımız an İstilacı kulaklarımızı tırmalayacak kadar büyük bir ses çıkardı.

Korkuyla kaçmaya devam ederken arkama baktım ve İstilacının makinasından küçük bir silah gibi bir şey çıkartıp bize doğru hedef aldığını gördüm.

Gözlerim büyüdüğü sırada başımı Büşra'ya çevirdim ve hemen yanımda benimle beraber koşmaya devam ettiğini gördüm.

İstilacı silahını tam bize doğru yöneltmişti ve beraber koşmaya devam edersek saniyeler içerisinde bizi öldürecekti. İkiye ayrılıp iki farklı yoldan kaçmamız gerekiyordu.

Ağaçları tek tek geçerken rüzgar hızını yavaşlatmıştı ve bizim koşuşturmalarımız dışında başka hiç bir ses çıkmıyordu.

Tekrar başımı Büşra'ya çevirdiğimde ağlamaktan yanaklarının sırılsıklam olduğunu gördüm.

Onun bu haline acıyla bakarak "Büşra ikiye ayrılmamız gerek! Sen sağa ben sola koşacağım." diye bağırdım.

Büşra söylediğim şeye inanamıyormuş gibi baktığında itiraz etmesine izin vermedim.
"Eğer ayrılmazsak İstilacı saniyeler içerisinde bizi vuracak Büşra! Bana güven."

Büşra korkuyla bana baktığında dediğim şeye muhtaç kalmak istemiyor olmalı ki arkasına dönüp İstilacı'ya baktı. Onunla beraber ben de İstilacı'ya baktığımda arkamızdan bizim hızımızla gelip silahına bir şeyler yaptığını gördüm.

Büşra korkuyla bana döndüğünde gözünden bir yaş daha döküldü ve başını kabul edermiş gibi salladı.

Daha fazla zaman kaybedemezdik ve her an her şey olabilirdi. Son hızımızla koşmaya devam ederken ağaçların daha çok sıklaştığını ve koşmayı bırak yürüyecek alanın bile zorlaştığını gördüm.

"Şimdi ayrılmamız gerekiyor! Üç dediğimde sen sağa ben sola kaçacağım."

Sesim titrek çıkarken koşmaktan saçlarım yüzüme bulaşmıştı.

Göz ucuyla Büşra'ya baktığımda başını onaylayan şekilde salladığını gördüm.

"Bir... iki... üç, şimdi!" diye bağırdığım an ikimiz de tüm gücümüz ile birbirimizden ayrıldık ve iki tarafa doğru koşmaya başladık.

İstilaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin