Top Edge ( BL ) Novel

Bölüm 54

Veda öpücüğü

"Düğmeye bas ve sonra hoparlörü aç".

Moran'ın sesi uçak kabininde yankılandı.

"Hâlâ Teknoloji Kulesi'nde misin?" diye sordu Moran  " Bulunduğun yer iki ya da üç gündür aynı."

Shen Siwei, "Teknoloji Kulesi'nin yüzden fazla katı var ve ben hâlâ kat kat ipucu arıyorum," dedi,

"Herhangi bir ipucu bulabildin mi?" Moran tekrar sordu.

Shen Siwei isteksizmiş gibi davranarak "Hayır," dedi. "Görünüşe göre izler kaybolmuş."

Moran'ın ses tonunda rahat bir ifade vardı: "O halde geri dön," dedi. "Sana daha önce Amor'u bulma umudunun zayıf olduğunu söylemiştim."

Shen Siwei hafifçe içini çekti ve "Pekâlâ," dedi.

Moran daha sonra Shen'e onu alması için Hayat Ağacı'ndan bir uçak göndereceğini bildirdi, uçağın hızı onların uçağından birkaç kat daha hızlıydı. Dolayısıyla Shen Siwei ve Klet Teknoloji Kulesi'ne vardıklarında, uçak da yaklaşık aynı zamanda varmış olacaktı.

"Şüpheli görünmüyor," dedi Klet motoru maksimum güce çıkardı.

Shen Siwei duruşunu düzeltti ve "Çok ayrıntılı bir insan değil" dedi.

"O senin amirin değil mi?" Otopilotu ayarladıktan sonra Klet ellerini geçici olarak serbest bıraktı. "Orduda o üst pozisyona sahip olmak için bazı yeteneklere sahip olmak gerekir, değil mi?"

Shen Siwei, "Varlıklı bir geçmişten geliyor," diye ima etti. "Ağabeyi üç katmanlı bir siyasi figür."

Shen Siwei'nin annesi elektrik santralinde tasarımcıydı, kulağa etkileyici geliyordu ama şöhret ve zenginlik dünyasıyla hiçbir bağlantısı yoktu. O sadece biraz daha yüksek bir sosyal statüye sahip sıradan bir insandı.

"Anlıyorum," dedi Klet düşünceli bir ifade takınarak.

Açıkça söylemese de Shen Siwei, Klet'in Moran'ın o kadar da ayrıntılı ve zeki olmadığını duyunca rahatlamış göründüğünü söyleyebilirdi.

Ertesi gün güneş doğmadan önce Shen Siwei ve Klet Teknoloji Kulesi'ne vaktinden önce vardılar.

Uçak henüz gelmemişti ve Amor ile Li'nin uçağı hâlâ orada park halindeydi.

Klet, askeri uçak pilotlarının şüphelenmesini önlemek için uçağı bitişikteki binaya park etti. Shen Siwei annesinin ofisine geri döndü, kimlik bilgi kartını bileğine geri taktı, ardından Klet ile buluştu ve çatıda uçağın gelmesini bekledi.

Zaman yavaşça geçti ve uçsuz bucaksız deniz, uçurum gibi uzak görünen koyu bir siyahlık içinde kendini gösterdi. Ancak çok geçmeden, ufka yakın deniz altın rengi ışık zerrecikleriyle parıldamaya başladı ve güneş yavaş yavaş ufkun altından göründü.

Bir anda karanlık deniz aniden aydınlandı, kuşlar havada daireler çizdi ve balıklar sudan dışarı sıçradı.

Shen Siwei çatının kenarına oturdu, güneş ışığı siyah saçlarına serpildi ve sıcak bir filtre ekledi.

Arkasına yaslandı, alnını Klet'in boynuna dayadı ve "Çok güzel" diye mırıldandı.

Klet, Shen Siwei'ye sıkıca sarıldı ve fısıldadı, "Daha da güzel yerler var. İleride seni oraya götüreceğim."

Shen Siwei çenesini kaldırıp Klet'e bakarak tembelce "Mmm," diye cevap verdi. "Şimdi gitmem gerekiyor."

Klet bakışlarını hafifçe indirdi. "Biliyorum."