Bu mezarlığı tanıyordu. Gri betonlar, nadiren var olan ağaçlar, parlak gökyüzü, sıcak hava...
New Orleans'taydı. En azından rüyasında olsa bile.
Eliana etrafına bakınıp neden burada olduğunu anlamaya çalışırken mezarlığın içinde yürümeye başladı.
Mezar taşlarının üstlerine bakarken bir devasa küpün içinde kaç tane ceset olduğunu düşünürken buldu kendini.
Kaç hayat bir betonun içinde saklanıyordu?
Rüzgarın ince esintisi vücudunu okşarken titredi, üzerinde yattığında giydiği ince askılı geceliği vardı ve ayakları çıplaktı.
Yatağındaki haliyle burada olması bunun bir rüya olmadığını düşündürdü Eliana'ya.
Belki bir astral seyahat?
Arkasında bir varlık hissetti. Hissettiği şey ile arkasına dönüp göreceği şeye hazırladı kendini.
Esther Mikaelson.
Uzun boyu, iri yapısı ve dalgalı kısa sarı saçlarıyla Esther Mikaelson üzerinde siyah bir elbiseyle kendisine bakıyordu.
"Merhaba Esther." dedi Eliana onu baştan aşağı süzerek. "İyi gözüküyorsun."
Esther, Eliana'nın havadan sudan muhabbet açmasına uyacak halde hissetmiyordu kendini. "Bana bir sözün vardı."
Eliana ona verdiği ama asla tutma niyetinde olmadığı sözü hatırladı. Klaus'la yüz yüze gelebilsin diye onu diriltme sözü vermişti.
"Evet, son zamanlarda çok fazla söz verdim..." diye mırıldandı Eliana. "Ve sanırım hiçbirini tutmadım."
Babası bunları bilse ona çok kızardı. Sözlerinin eri olan adamın biricik kızı sözlerini bozuyordu.
"Bu konu üzerine anlaşmıştık!" dedi Esther sözlerinin üzerine bastırarak.
Başını salladı genç cadı. "Sen anlaştığımızı düşünmüştün." dedi. "Seni hiç diriltmeye niyetim olmadı."
Esther kaşlarını çatarak karşısındaki kıza baktı. Eliana onun üzerinden yükselen şaşkınlığı sezebiliyordu.
"İşin aslı şu ki, sana ihtiyacım vardı ve ihtiyacım olanı alana kadar suyuna gitmek istedim." dedi Eliana. "Ve gittim."
"Bir de kendine babasının kızı dersin." dedi Esther gözlerini kısarak. "Elijah'ın asla yapmayacağı bir şey."
Eliana kaşlarını kaldırarak ona hak verdi. "Sanırım git gide ailenin en az sevdiğim üyesine benzemeye başlıyorum." dedi. "Ama şöyle de bir şey var ki, Mikaelsonlar yalan söyler."
Esther sessiz kaldı.
"Söylemezler mi?" diye sordu Eliana. "Mikael öyle demişti. Babamı öldürmeye çalışırken. Sen bana yalan söyledin, Klaus'la sadece konuşmak istediğini söyleyerek ki tek niyetinin bu olmadığına eminim. Kol, Rebekah, Klaus... Hepsi yalan söyler, söylediler. Sanırım en dürüst olanımız babam, ne dersin?"
"Verdiğin sözleri tutmak önemlidir." dedi Esther. "Sonra bozduğun sözler canını çok sıkabilir."
"Belki." dedi Eliana. "Ama senin tekrar kanlı canlı olman da epey can sıkıcı olurdu. Tüm aile için. Ve ben ailemi yeni bir araya getirmişken onları tekrar dağıtmaya niyetim yok."
"İnsanlara böyle yalan söylemeye devam edersen çok fazla düşman edinirsin Eliana." dedi Esther. "Mikaelsonlar ömürlük düşmanlarını nasıl kazandı sanıyorsun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐄𝐓𝐄𝐑𝐍𝐈𝐓𝐘「ᴊᴀᴍᴇꜱ ᴘᴏᴛᴛᴇʀ」
Fanfiction𓆩*𓆪 𝐄𝐓𝐄𝐑𝐍𝐈𝐓𝐘 𓆩*𓆪 Sana bir sonsuzluk vaat edildi küçük yıldız. Elindeki sonsuzluğu doğru değerlendir. Değerlendiremezsen sonsuzluk azap olur, neye uğradığını anlamazsın. ╔════════════╗ james potter x fem!oc...