Bir av hikayesi
Güçlü bir kız bir gün avcısının eline düşer ve hayatında ilk kez hiç bişey yapamıyordur
Ölmeden kurtulması gereken avcısına gittikçe çekilir ama bunun yanlış olduğunu kendine söyler durur...
Sabah oldu ama gelen giden yok halada. Yağız gece bırakıp gitti beni. Ne yaptı acaba. Azdırdım onu ama benden uzaklaştı. Bu iyi bişey mi kötü bişey mi bilmiyorum. Uyandığımdan beri bunu düşünüyorum. Aslında gece uykuya dalana kadar da bunu düşündüm. Ama sonuç var mı yok.
Yağız içeri girdi bana bi paket sigara ve kahve verdi. "Akşama doğru gelip yemeğini vericem. Bi süre tek takılacaksın. Uğrayıp yemeklerini vericem sadece" "Saçmalama sen bu evde olmadığında kapıyı kilitliyosun" tamam evde olmaması işime gelir ama sürekli bu odada da kalırsam sıkıntıdan patlarım. "Sen bana karşı mı geliyorsun" "Ya hayır sadece sıkılırım. En azından kapıyı kilitleme. Yağız hakkımda her şeyi biliyorsun zaten elinden kaçsam da tekrar yakalarsın bunu da ben biliyorum. Kapıyı kilitleme bari Nur la takılırım. Asla kaçmam yemin ederim. Yapma sadece bu odada kalamam" basitçe hayır diyip çıktı. Aslında uzatıp ikna etmeye çalışırdım ama çıkınca bişey yapamadım tabi. Off ya napıcam burda tek başıma. Bi dk Yağız yanıma uğramicak çekmece. Çekmeceyi açabilirim. Yani kırabilirim. Zaten gelmicek fazla. Anlamaz bile.
Kırdım ve günlüğe ulaştım. Hayır tamam ben bunu yaptım da ben bi kısmı atladım. Nur bana ne dedi. Yağız nadir de olsa açar onları. Açtığında kırık olduğunu fark edicek o zaman napıcam ben. Neyse tamam bunları düşünmek için çok geç. Okumana bak sen bunları düşünmen sana sadece korku vericek.
(Yağız)
Gece ablamla konuştuktan sonra Bora itini buldum. Sabah da Lilyum un yanına girip sigara ve kahvesini verdim. Saçma sapan tekliflerde yaptı ama umursamadım. Nur a da durumu açıklayıp gittim. Akşam tekrar yemek vermeye gidicem. Şimdilik Boracığımla vakit geçirmeliyim.
...
Aradan 1 ay geçti Lilyum çıtını çıkarmıyor. Başta sıkılırım demişti ama ceza almadan yaşayıp gitmek işine geldi heralde sorun çıkarmıyor. Nur a da soruyorum kapıdan sohbet ediyoruz gayet rahat diyo en başta ki hırçın kızdan da eser kalmadı. Aslında gittikçe korkusunun azalması gerekiyordu. Sonuçta ceza yok bişey yok yaşayıp gidiyo. Ama gariptir ki gittikçe korkaklaşmaya başladı. Nedenini merak etmiyo değilim ama öğrenmeye vaktim olmadı.
Bora salağına gelirsek hakkında her şeyi öğrendim. Ablam kanıt bulamadıklarını söylemişti ama ben tüm yaptıklarında kanıt buldum. Adam çok üstün körü yapmış her şeyi her yer kanıt dolu. Tabi babasının işleri sağolsun kimse laf edemiyo ona. Kanıtlar ortada olmasına rağmen kimse bulmak istememiş resmen. Bu arada babası dediysem yanlış anlaşılmasın üvey babası 6 yaşında yetimhaneden almışlar onu.
Aslında başta ortadan kaldırmak için polisi kullanacaktım. Ama dediğim gibi babası güçlü. Basitçe kurtulur ordan. Bende amcamla konuştum. Amcam başta pek olumlu bakmasa da işin sonunda tamam dedi. Tabi şartı var en başta benim konuşmamı istedi. Sen konuştuktan sonra bir hata daha yaparsa o zaman devreye girerim dedi. Bende onayladım. Amcama bu konularda güveniyorum bi bildiği vardır.
Ama ben onla konuşurken onu polisle yada amcamla tehdit edemezdim. Bu yüzden babasıyla olan ilişkisinde açık aradım ve tabiki onu da buldum. Annesiyle yatıyormuş salak.
Bugün lokanta günü salağın. Gerizekalı haftada bir lokanta kapattırıp yemek yiyo. Bende onla yicem bugün. Bakalım napıcak.
...
"Ooo Bora bey nasılsınız" hemen bi sandalye çekip karşısına oturdum. Garsona el atıp "bi servis açalım" dedim ve ona döndüm "Sen kimsin be" diyince sırıttım "Öğreneceksin" diyip önüme konulan tabağı düzeltip garsona teşekkür ettim garson gidince hemen "Bana bak bu yemeğimi bozamazsın bi ara randevu al konuşalım" dedi "Biliyo musun buranın kamera sistemi bozuldu bu sabah" diyip önünde ki eti ortadan böldüm ve yarısını tabağıma koydum. "Tehdit mi ediyosun sen beni" "Aaa haşa" ağzıma bi parça et koydum "güzel seçim sevdim" dedim ardından.
Garsona elini kaldırıyordu ki "tavsiye etmem güzel güzel konuşmaya geldim sinirler bozulmasın dimi" diyince geri indirdi "Seni tanımıyorum ne istiyorsun" "İşin garip tarafı ben seni baya iyi tanıyorum" "Bak derdin paraysa halledilir" kahkaha attım "Şimdi madem bu kadar meraklısın daha fazla meraklanma konuya giriyim ben. Ben ablamı çok severim. Ve yeni bir isteği var. Kulüp açıcak ama sen bu işe burnunu sokmuşsun. Bende bu duruma biraz sinirlendim açıkçası. Ne yapsak senle çözsek mi şu işi ne dersin"
"Ben kulüp falan bilmiyorum ne kulübü bu. Ayrıca insanların işlerine burnumu sokmam. Benim işime burunlarını sokmadıkları sürece tabi. Ama ablan işime burnunu sokmuş olsaydı seni de tanırdım"
"Anladım. O zaman ben şöyle söyleyim belki hatırlamana yardımı olur. Ablam Bartu Kaya nın sevgilisi ve ortak bi kulüp açıyorlardı bi ay öncesinde. Ve bu kulübün inşaatı senin öldürdüğün adamlar yüzünden durdu. Hatırladın mı şimdi"
"Ha sen Ela Kara dan bahsediyosun tamam hatırladım şimdi. Aslında hedefim o değildi Bartu ydu. Hatta ablanıza özellikle teklifte bulundum zaten küçük ortak arıyodu. Bende kendimi teklif ettim ona ama illede Bartu yu isteyince benden günah gitti"
"Anladım. O zaman şöyle yapıcaz şimdi. O inşaat devam edicek, kulüp kurulucam ve ablam ne isterse o olucak. Ha bu dediklerimden herhangi birinde bir sıkıntı çıkarsa bu sefer günah benden gider. Ve emin ol bunu istemezsin"
"Tehdit etmeyin bence boş yere. Çünkü ablanız ortak değişmediği sürece o kulübün kurulmasına izin vermicem"
"Hmm Bora bey babanızın arkasından çevirdiğiniz işlerden haberi var mı? Hani şu ondan kaçırdığınız paralar ve hatta üvey annenizle olan birlikteliğinizden falan"
"Ne diyosun be sen!" "Şşş sesini yükseltme. Nefret ederim" "Ne istiyorsun" "Aslında kendimi açıkça ifade ettim" "Allah belanı versin tamam. İşlemicek o kulüp ama görürsün" "Bak şimdi elini ayağını çek ablamdan. Bartu gram umrumda değil. İlkokulda uğradığın haksızlık hiç umrumda değil ama yaptıkların ablama dokunursa ki şuan dokunuyor seni yok ederim" "Sen kimsin lan beni yok edeceksin!!"
Tekrar bağırmasıyla ayağa kalktım. Kalkmamla hafifçe sıçradı. Bu durum gülmemi sağladı. Arkasına geçip boğazını sıkmaya başladım. Kulağına eğilip "uslu dur dediğim gibi bu kadar lüks bir mekanın bile kameraları bozulabiliyor" diyip bıraktım onu. Sonra da bizi gören tek garsona bahşiş verip ortamı terk ettim.
Bu işi de hallettiğime göre güzel haberi ablama verip biricik avımın yanına gitme vakti...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
