Güç Gösterisi

148 5 2
                                    

(Lilyum)

"Oturdum, kalkmadım. Yarım saat gelmedin. Canım sıkıldı içtim bende. Tamam kabul, biraz abarttım ama başladığımda bu kadar abartacağımı tahmin edememiştim. Yanıma gelen adamla da hiç konuşmadım. Sen garson yollayıp onu kovmamı söyleyene kadar yani. Ondan sonra da gitsin diye konuştum sadece" sözümü kesti

"İyi hatırlattın bak. Bi de pislik dedin bana" yutkundum "ya onu sarhoşluğun etkisiyle söyledim. Ayrıca masadan ayrılmamam gerektiğini kendime hatırlatıp durdum ama sonra kendime neyi hatırlattığımı da unuttum, bende yanına gelip sana sormak istedim. Araba da dur dediğini de hatırlamıyorum. Zaten unuttuğum tek kısım o sanırım. Ayrıca adamlara da zorluk çıkarma sebebim başka biri kaçırdı beni sandım. Kimseye güvenmeyen sen beni adamlara bırakıp gitmezsin diye düşündüm. Amcana karşı gelmem de işine geldi. Ela yı kurtardım işte. Nur konusunda da fikrimi sordu bende söyledim. Yani ben öyle yapardım napıyım" diyip sustum. Yere bakmaya başladım.

"Sen nasıl bişeysin ya, şuan dediğimi yapıp seni öldürmem gerek ama yapmak istemiyorum. Napıcam ben senle" dur ne dedi o. Baya kıyamıyorum demek bu. Oha ceza vermicek mi!?

"Evet vermicem ama karşılığı olmicak da sanma"
"Ben sesli mi dedim onu"
"Hayır ama gözlerinden belli oluyo bazı şeyler" başımı salladım ne diyebilirim ki

"Bişey sorabilir miyim"
"Sor"
"Şu Ömer, onun hakkında Ela nın bildiği şeyi sen öğrendin dimi bide bi adam gördüm ben belinde silah vardı o kimdi" bu dediğime güldü sadece. Kalkıp içki doldurdu ve oturup bi yudum aldı. Kafasını geri atıp "artık önemleri yok ikisi de ölü" demekle yetindi. Bende susmayı tercih ettim açıkçası.

"Nur un babasının amcam olduğunu zaten biliyodun neden numara yaptın"
Ona bakıp "numara yapmadım sadece fikrimi sordu bende söyledim ayrıca bu kadar ayrıntılı şekilde yeni öğreniyorum" dedim
"Sana günlükleri okumamanı söyledim niye okudun"
"Merak ettim" diyip başımı eğdim yine. Halada başı gerideydi yüzüme bakmıyordu.
"Başka bişey var söyle işte. Ben öğrenmeden sen söyle ki canın yanmasın"

Ne dicem şimdi başka bişey olduğunun bilincinde ama söyleyemem. O bıçağı kaybetmek istemiyorum. Ve halada o bıçağı kendimi öldürmek için kullanmama konusunda hemfikirim. Yani alıp onu da öldürmicem tabiki katil değilim ben ama nefsi müdafaa yapmam gerekirse de yapabiliyim dimi.

"Evet, bu kadar sessiz kalman düşüncemi doğruladı. Söyle, yoksa söyleyene kadar acı çekersin" içkiyi kafasına dikleyip bana odaklandı. Hadi bakalım şimdi napıcam.

Ayağa kalkmasıyla "tamam söylicem dur" demem bir oldu. Gülümsedi ve hayır, üstüme gelmedi içkisini doldurmaya gitti. Şaka mı bu ya. Boş yere ele verdim kendimi. Doldurup bi yudum aldı, sonra da bana bakıp "dinliyorum" dedi.

Tamam söylicem ama burda değil. Ayağa kalkıp odaya gitmeye başladım. "Nereye" dedi ama cevap vermedim. Bardağı bırakıp takip etmeye başladı.

Odaya geldik. Nefesi ensemdeydi. Ona dönünce dibimde olduğunu fark ettim. "Uzaklaş biraz" dedim. Dudağıma baktı, gülümsedi ve iki adım geri gitti. Çekmeceyi açtım, günlüğümü ve kalemleri çıkardım. Yağız a bakıp "lütfen sinirlenme, üstüme gelme, anlatacaklarımı bitirmeme izin ver sadece" dedim. Ciddileşti "tamam" dedi yine de.

Çekmeceye sertçe vurup tahtanın havalanmasını sağladım. Tahtayı kaldırdığım anda "LAN" diye bağırıp üstüme geldi. "DUR ANLATMAMA İZİN VERİCEKTİN TAMAM DEDİN GERİ ÇEKİL" diye bağırdım hemen. Biliyorum bağırmam yanlış oldu ama bi anda oldu napiyim. Sinirlendi ama yine de geri çekildi. Mektubu aldım ve ona verdim. "Beliz yazmış. Bi ara sinirlenip günlüğü çekmeceye fırlatmıştım o zaman fark ettim" dedim. Mektubu elimden alıp okumaya başladı. Okudukça ciddiyeti arttı. Bitirdiğinde yüzüme bakmaya başladı.

Av-Avcı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin