Bir av hikayesi
Güçlü bir kız bir gün avcısının eline düşer ve hayatında ilk kez hiç bişey yapamıyordur
Ölmeden kurtulması gereken avcısına gittikçe çekilir ama bunun yanlış olduğunu kendine söyler durur...
Cafe ye oturduğumuz an Ela söylenmeye başladı. Şakasız herkesin dedikodusunu yaptı. Bende bazı yerlerde ona eşlik ettim. Ama bunlar olurken Yağız rahat durmuyordu. Hiç konuşmıyodu ve bana odaklanmıştı. Ayrıca eli bacağımdaydı ve arada sıkıyodu da. Yanlış bişey mi yapıyorum diye bakıyodum. Ama baktığımda gülmekten başka bişey yapmıyordu. Bende tekrar Ela ya dönüyodum.
Masaya Caner geldi bi anda "kızım nerdesin sen hakkında kayıp ihbarı vermeyi bile düşündüm. Evine geldim aradım mesaj attım yok oldun bildiğin. Çok özledik" diyip sarıldı. Yağız tek hamlede çekip fırlattı Caner i "kime sordun lan sarılmak için" demeyi de eksik etmedi.
Caner ayağa kalkıp "sakin ol reis iş arkadaşıyız biz... Ya hem bi dk. Lilyum bana sakın bu aptalla sevgili olup şehir falan değiştirdim deme. Bayılır kalırım şurda" Yağız "merak etme ben bayıltıcam seni zaten daha fazla konuşursan" dedi Ela hemen devreye girip "Yağız arkadaşlarmış işte abartmasan mı" dedi ve Caner e dönüp ekledi "gel otur istersen sohbet edelim" Caner Yağız a bakıp "yok sağol birileri fazla kıskanç. Ama yakışıklı, benden sana bi tavsiye Lilyum öyle kıskançlıklara gelemez. Tek kalemde atar seni kalırsın sonra ortada" Yağız az daha devam edersen ölüceksin der gibi bakıyordu Caner e. Caner heralde anladı ve gitti. Yağız arkasından biraz daha baktıktan sonra bize dönüp "kalkın gidiyoruz" dedi
Ela da bende kalktık hemen ve Yağız ı takip etmeye başladık. Arabaya binince Yağız "bunun cezasını çekeceksin" dedi "Ya bişey yapmadım ki" "Lan sorun orda zaten kovsana salağı bide sarılmasına izin veriyorsun ben olmasam beş saat sarılacaktı heralde!!" "Ya saçmalama bi anda sarıldı daha bişey yapamadan sen devreye girdin zaten" "GERİ ÇEKİLİCEKSİN LAN ÜSTÜNE GELDİĞİ AN GERİ ÇEKİLECEKSİN BU KADAR ZOR MU BU" "Yağız ne diceğimi bilemedim o an kaldım öylece ne yapabilirdim. Fark etmedin mi konuşamadım bile ne yapacaktım. Ya pardon ben kaçırıldım şimdi de beni kaçıran çocukla geldik kahve içiyoruz ama sen git mi dicektim" Bana kısa bi bakış atıp "bak hatırladığın iyi oldu ben seni kaçırdım. Sen benim avımsın ve bunun cezasını en ağır şekilde alıcaksın"
Hayır ya, ağır dedi. Ben çok uzun zamandır ağır bi ceza almadım ki. Hayır ağırı geçtim ben nerdeyse ceza bile almıyorum artık. Yapamam, katlanamam. Aklıma cezalar gelmeye başladıkça korkum arttı. "Hayır Yağız çok özür dilerim nolur sakin ol benim suçum yok yalvarırım" "Ben seni çok affettim. Zaten ondan böyle oldun sen. Bitti ama, o devir kapandı göreceksin gününü"
Ela ya yardım et bakışları attım. Tam bişey derken "ABLA SAKIN KARIŞMA" diye kükredi. Susup oturma vakti. Eve daha çok var, o zamana kadar sakinleşir inşallah.
Yolun yarısında Yağız bi anda söylenmeye başladı "kim lan o kim o benim olana dokunacak kim lan o" bi yandan da direksiyona vuruyodu. Bi dk ne dedi o. "Benim sevdiğim kıza nasıl sarılır lan!!" Yağız beni mi seviyo. Nasıl ya!?
Eve geldik Yağız inmeden ben hemen inip kapıyı yumrukladım. Nur kapıyı açınca içeri girip koşmaya başladım, odaya çıkıp kendimi tuvalete kilitledim. Bu evde kilidi olan tek yer burası, ki başta burda da yoktu. Sonradan Yağız a yalvarmam sonucu verdi.
Yağız kapıyı yumruklamaya başladı. Ben küvete girmiştim çoktan. Sesi duymamak için suyun içine soktum kendimi.
Bi anda çekti beni. "Napyosun lan kendini mi öldürüceksin!!" Başımı hayır anlamında salladım ve sarıldım ona. Sakinleşsin diye yapıyorum sözde ama içimden de gelmiyo değil.
Yağız bi süre sarıldıktan sonra çekti beni "Ne oldu" dedim hemen "Neden sarıldın şimdi bana" Sorusunu pas geçip "Beni mi seviyorsun sen" dedim "Nerden çıktı şimdi bu" "Arabada dedin"
Sustu bişey demedi. Sonra bi anda "SEN BENİM SEVGİMİ Mİ KULLANMAYA ÇALIŞTIN" diye kükredi. Başımı hayır anlamında salladım. "Ne yaptın ya!!" "Sakinleşince konuşsak" süzdü beni "Sakinleşmemi mi istiyorsun" başımı evet anlamında salladım. Bunu ilk günlerde öğrenmiştim. Yağız avlarını kullanarak sakinleşebiliyo.
Küvete yatırdı beni tekrar ve yıkamaya başladı. İyice yıkadıktan sonra çıktık. Sandalyeye oturttu beni. "Sakinleştin mi" başını evet anlamında salladı. "O zaman konuşabiliriz" diyip lafa girdim hemen. Sandalyeyi ona çevirdim "son zamanlarda ki ilgin bu yüzden miydi, ceza vermemen, iki de bir dudaklarıma nazik öpücükler kondurmam, kokumu içine çekmen, iltifatlar etmen hatta bugün ki gibi kıskanmaların"
Yağız sustu ilk kez karşımda sustu. Beni kaldırıp hızlıca iç çamaşırlarımı giydirdi. Üstten de kırmızı bi sweatı giydirip beni aşağı indirdi.
"ABLA, NUR" diye bağırdı. İkiside koşarak gelince "siz az gitsenize. Amcama, eve hiç fark etmez gidin işte" dedi. Nur "aslında babam yemeğe çağırdı zaten hep beraber geçelim istersen" dedi. "Tamam siz gidin bizde gelicez" dedi Yağız. Ne yapmaya çalışıyo anlamıyorum ama gariptir ki korkmuyorum da. Ela "Yağız kıza-" derken Yağız sözünü kesip "abla gidin işte ha bu arada giderken Bartu yu da al amcam tanışmak istiyordu onla" dedi. Ela tam bişey dicekti. Nur Ela ya dirsek atıp "tamam kaçtık" dedi ve gittiler. Giderken de sessizce "daha çok sinirlendireceksin mal mısın" dedi Ela ya. Ben duyup Yağız a baktım. O da Nur a bakıp sırıtıyordu. Yani duymuş. Neyse bana napıcak bu, neden evi boşalttı!?
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Küvete saklanan bir Lilyum.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
