Av-Avcı

Çaresizlik

(Lilyum)

Tabiki yolu biliyodum. Ama bi tuhaflık vardı. Yolun yarısında falan Yağız ciddileşmeye başladı. Ona sorduğum sorularla dalga geçmiyordu artık. Cevap vermiyordu. En son sorduğum sorudan sonra sus diye var gücüyle bağırmıştı. Bende bi daha ağzımı açmadım.

Eve geldiğimizde beni beklemeden içeri girdi. Bende peşinden gittim hemen.
"Neden buraya geldik" korkuyla demiştim bunu.
"Benle gelmemeliydin"
"Bu halde araba süremezdin" kahkaha attı bu dediğime. Ardından "bu halimle neler yapabileceğimi tahmin bile edemezsin" dedi.

Tüm evi dağıttı. Bi köşeye sindim korkuyla. O kadar korkunç ki şu an. Beni cezalandırdığı zamanlarda bile hiç bu kadar korkunç olmamıştı. Bi çok kez ona sakin olması için yalvardım ama tepki bile vermedi bana. Hatta duyduğundan bile emin değilim.

"Buraya gelmemeliydin küçük avım" diyip üstüme gelmeye başladı. Hayır av mı dedi o, kahretsin. Kaçıcak yerim bile yok ve üstüme geliyo. Neden en başta bu aptal köşeye sığındım ki ben.

"Yağız sakin ol yalvarırım. Bak sinirlisin ama benim, Lilyum. Yapma sakin ol nolur"
Başını iki yana salladı. Kollarımdan tutup ayağa kaldırdı beni.
"Sen benim küçük avımsın. Ama doğruyu yapıyosun. Benden korkmalısın"
"HAYIR, HAYIR SENDEN KORKMUYORUM. SENİ SEVİYORUM VE SENDE BENİ SEVİYOSUN. KENDİNE GEL, SAKİNLEŞ" diye bağırdım ona. Doğru mu yaptım yanlış mı bilmiyorum. Ama yaptım işte.

Kollarımı sıkıyo. Çok canım acıyor ama hiç bişey demiyorum. Sadece gözlerine bakıyorum. O da aynı şeyi yapıyo. Kolumun morarıcağına eminim. Ama tek isteğim sakinleşmesi şu an.

Bi anda bıraktı beni. İçki dolabını açıp bi tane aldı ve kafasına dikti.
"Neden kaçmıyorsun benden"
"Seni bırakmam çünkü"
"Git Lilyum. Gitmen gerek. Sana tekrar zarar vermek istemiyorum. Git işte!" diyip kafasına dikti yine. Yanına gittim elinden alıp bende diktim kafama.
"Üzgünüm içtim araba kullanamam" dedim.

İki saattir sadece içip içip gülüyo. Ne yapmam gerek bilmiyorum. Ama bende uyum sağlıyorum. Her açtığı yeni şişede bende elinden alıp dikiyorum kafama. Tabi bunu iki kereden fazla yapmama izin vermiyor.

"Ne oldu orda. Seni bu hale getirecek ne oldu"
"Konu ben değilim ki. Bana bişey yapamadılar. İki üç işkence hariç. Ama onlarda size yaptığım şeylerin karşılığı olsun. Umrumda değiller"
"Neye delirdin o zaman Yağız" yine dikti kafasına.
"Nur yardım istedi benden biliyo musun. Yalvardı bana. Nolur kurtar beni. Sen benim hep abim oldun. Her şeyden kurtardın beni. Nolur yine kurtar. İzin verme diye bağırıp durdu" bunları derken ağlamaya başladı. Ne diceğimi bilemedim sarıldım sadece ona.

"O bunları hak etmedi. Her duyduğum sesinde kurtarıcam seni diye bağırdım. Ama yapamadım. O siktiğimin zincirlerinden kurtulamadım. Sonra kesildi sesi biliyo musun. Bi anda bitti resmen. Ses çıkarmamaya başladı. Ses ver diye bağırdım ona. İyi misin dedim. Cevap vermedi. Lilyum hiç birine cevap vermedi hemde. Resmen benden ümidini kesti. Koruyamadım onu" elinde ki şişeyi fırlattı. Beni de itip ayağa kalktı. Göz yaşlarını sildi.

"İyi mi o, gördün mü onu" başımı salladım. Ama yetmedi ona. "LİLYUM CEVAP VER NASILDI NUR" diye bağırdı.
"Bilmiyorum Yağız ben çıkardım onu odadan. Çıplaktı giydirmem için yalvardı bana. Giydirdim onu sonra odadan çıkardığım an Ela aldı benden arabaya getirdi"

"SİKİCEM O OROSPU ÇOCUĞUNU YOK BURDA AĞLAYIP ZIRLAMAK" diyip dışarı çıktı. Peşinden gittim hemen. Bana dönüp "ANAHTARLARI VER" diye gürledi. Şöför koltuğuna oturdum hemen. Arabayı çalıştırdım. "Hadi gel bu halde süremezsin" dedim. Beklemiyodum ama dinledi beni oturdu yanıma. Hemen sürmeye başladım. Az sonra "nereye" dedim. "Nur a götür beni" dedi sadece.

Geldik. Ahmet amcalara geldik. Yağız indi hemen, bende peşinden gittim. İçeri girdiği an Ela sarıldı ona. Ama itti onu. "NUR NERDE" diye bağırdı. Ela "odasında, konuşmadı hiç birimizle" diyince yanına çıktı hemen. Peşinden gidecektim aslında ama Ela tuttu beni.

(Yağız)

Odaya girdim hemen. Amcam odadaydı. Nur a nolur konuş benle diye yalvarıyordu. Beni görünce ayağa kalkıp yumruk attı bana.

"NASIL İZİN VERİRSİN LAN BÖYLE BİŞEYE" bişey diyemedim ona. Ne diyebilirdim ki haklıydı. Nur un yanına oturdum. Kucağıma çektim onu. Saçlarını okşamamla sarılıp ağlamaya başladı.

O ağlarken tek yapabildiğim saçlarını okşayıp özür dilemek oldu. En son geri çekilip "senin suçun yok elinden geleni yaptın" dedi. O öyle diyince tutamadım kendimi daha fazla bende ağlamaya başladım. Sarıldım ona ve asla bırakmadım.

Bi saattir sarılıp ağlıyoruz. En sonunda geri çekildi.
"Tamam yeter ağladığımız" dedi. Amcama dönüp "nerde o piç kurusu" dedi. Amcam sinirle "kaçtı" dedi. Nur bi anda ayağa kalkıp bağırmaya başladı. "ONU ELİNDEN KAÇIRDIN VE YAĞIZ A MI YÜKSELİYOSUN ASIL SEN NASIL YAPARSIN BÖYLE Bİ BECERİKSİZLİĞİ"

Amcam bişey diyemeyince Nur u kendime çektim.
"Söz veriyorum bulucam onu ve sen ne istersen onu yapıcaz ona" dedim.
"Başka şansın yok zaten" diyip sarıldı bana. Gülüp bende sarıldım. Sonra bi anda aklıma gelenle "sen niye ses çıkarmadın bi noktadan sonra" dedim.
"O piç yüzünden, sesimi her duyduğunda sikiceğini söyledi bende sustum en sonunda" demesiyle duvara yumruk atmam bir oldu. Bi de tehdit etmiş. Yok farz oldu artık, yok edicem o orospu çocuğunu.

Aşağa indim. Herkes buradaydı. İşime geldi bu.
"Bizi kim buldu" dedim. Ablam hepimiz diyince "tamam görev dağılımını söyleyin HADİ" dedim. Melih ayağa kalkıp "ne var senin kafanda" dedi.
"Sanane lan söyleyin işte"
Melih "istediğin kişi Bartu" dedi. Bartu ya baktım hemen. "Benle gel" diyip dışarı çıktım.

(Nur)

Yağız ın peşinden aşağı indim. Bartu yu alıp çıktı. Bi planı vardı kesin kafasında. Bulaşmicam onu bulunca bulaşıcam, şimdi değil. Odama çıkacaktım tam ama Lilyum "yanımıza gelsene" dedi. Ona bakıp hayır dicektim ama öyle farklı baktı ki. Gidip oturdum. Herkes yüzüme merakla bakınca en son dayanamadım anlatmaya başladım. Aslında kesin Yağız a sormuşlardır her şeyi ama anlatmamıştır.

Hunharca içen Yağız ve Lilyum bırakıyorum buraya.

Evet bi sonra ki bölümde Nur başlarından geçenleri anlatıcak. Bakalım neler olmuş.

Yağız bulabilecek mi acaba!?

Yağız la Melih in arasında ne var, hayır yani Melih Yağız ın ne düşündüğünü anlayıp ona Bartu yu vericek kadar tanıyo onu. Ama bi düşmanlıkta var aralarında. Melih, Yağız ın bulunması için her şeyi yapıyo. Cidden ne var bunların aralarında!?