Av-Avcı

Düşünceler

(Lilyum)

Resmen bi haftadır benim yerime herkes düğün işleriyle uğraşıyo. Ama ben bunlara dahil değilim. Yani aslında dahilim. Her şey benim zevklerime göre ve son kararı ben veriyorum. Ama kafam orda değil.

Nerde derseniz. Karnımda. Bizim Yağız la uzun süredir düzenli bir cinsel hayatımız var. Ve biz bi kere bile korunmadık. Yani tamam bu biraz sorumsuzca bi hareket biliyorum ama çocuğum olması beni korkutan bişey olmadı hiç. Yağız da korunma girişimine girmeyince bende umursamadım. Ama ben hiç hamile kalmadım. Ve şu an evleniyoruz. Ya bende bi sorun varsa.

"LİLYUM ALOOOO DÜNYADAN LİLYUM A ORDA MISIN YA" Ela nın cırlaması ile kendime geldim. Yine düşüncelere dalmıştım.
"Burdayım ya ne oldu"
"Kızım ne biçim burdasın sabahtan beri soru soruyorum cevap vermiyorsun"
"Ya tekrar sor ne biliyim ben"
"İyi be. Konuk listesine eklemek istediğin biri var mı? Yani biliyorum. Siz çağırın istediğinizi benim çağıracak kimsem yok dedin. Ama son dakikada aklına gelir falan"
Başımı hayır anlamında salladım. Bugüne kadar bi kere bile beni arayıp sormayan insanları düğünüme çağırmam. Kimse kusura bakmasın.

...

Yağız beni kucağına aldı bi yere getiriyor yine. Ama bu sefer çıtımı çıkartmadım. Getirmesine izin verdim. Zaten vermesem de gidiyodum.

Deniz kenarına geldik. Oturunca konuşmaya başladı.
"Evet bebeğim anlat bakalım derdin ne"
"Ne derdi ya"
"Şimdi bebeğim normalde düğün telaşı, bişeylere yetişmeye çalışıyo ondan böyle falan der geçerdim. Ama sende ki durum bu değil. Çünkü düğünle alakalı hiç bişeye odaklanamıyosun. Aklın başka bi yerde ve ben bunu merak ediyorum. Sende bir an önce anlat artık derdini" beni bu kadar iyi tanıması çok hoşuma gidiyo. Bu düşüncemle birlikte dudaklarına küçük bir buse kondurdum. "Bişey düşünmüyorum"

"Bebeğim bak şimdi. Başta acaba sorun benle evlenmek istememesi mi dedim. Ama bu olmadığını bana olan yakınlığından anlayabiliyorum. Sonra dedim ki acaba ailesini mi düşünüyor. Ki bu halada şıklar arasında onu pek yok edemedim. Başka bir ihtimal de bulamadım açıkçası. Bebeğim ne düşünüyosun"

"Ailem falan değil konu. Anne babamın ölümü tüm ailemi öldürdü. Sadece Eda ablam kaldı. O da zaten burda. Yani o şıkkı da sil. Ama başka bi şık da üretme. Çünkü bişey düşünmüyorum"

"Bebeğim ben sana ne sordum"
"Ne sordun"
"Sana dedim ki her zerrenle zaten benimsin ama daha ilerisini istiyorum. Seninle alakalı her şeyi istiyorum. Sen de bunu kabul ettin. O zaman o küçük düşüncelerin de benim. Yani şimdi sen bana o düşüncelerini söyliceksin çünkü onlar benim. Ve bence benim olanı benden almaya kalkma. Çünkü bu biraz tehlikeli olur" neden bilmiyorum ama bu sözleri beni çok güldürdü.

"Bebeğim çok güzel gülüyorsun ama de artık hadi"
"Tamam ya üff. Ama benden uzaklaşmicaksın bunun yüzünden"
"Senden asla uzaklaşmam söyle"
"Bende sanırım bi sorun var. Aslında sende de olabilir. Ama sorun sendeyse ben bunu sıkıntı etmem. Yanlış anlama sakın"
"Bebeğim hiç bişey anlamıyorum"
"Tamam açıkça diyorum... biz uzun süredir cinsel birliktelik içindeyiz. Ve hiç korunma-" bi anda sözümü kesti.

"Tamam sus. Saçma sapan şeylere girme. Korunuyorduk. O yüzden hamile kalmadın. Bende ciddi bi sorun var sandım ya. Kızım deli misin sen. Böyle şeyleri düşünmeden önce bana gelsene"
"Yağız biz nasıl korunduk"
"Kızdın mı sen" tabiki kızdım gerizekalı. Ama inşallah düşündüğüm şeyi yapmamışsındır. Susup cevap vermesini bekledim.
"Tamam söylüyorum... her gün net olarak içtiğin tek şey olan kahvene doğum kontrol hapı atıyodum. Yani bunu senden sakl-" devam etmesine izin vermeden ayağa kalkıp kafasına tekme attım.