fırtına

8.7K 406 5
                                    

acınası durumdayım. lanet olsun. kanıma işlemiş kalbimi ele geçirmiş beynimde bağıran aklımdan bir saniye ayrılmayan adamın adını bas bas bağırıyorum. ahhhh berbat durumdayım bir haftada tüm bedenime ve ruhuma virüs gibi yayılan adam bana yalan söyleyip o adama vermişti. ben ne yapmıştım tabikide HİÇ BİR ŞEY. hep o günün hayalini kurmuştum babamla karşılaşsam ne yaparım diye kafamda bin türlü senaryo tasarlamıştım. yüzüne tükürürüm hatta yüzüne bakmam sağlam laf sokarım derken tek kelime etmemiştim. karşımdaki siyah arabaya binen ve son hızla uzaklaşan adamın yanında kalmıştı kalbim ve ruhum...

On gün önce...

"Kızım ne olur bişey söyle"

Vermicem seni ona vermicem demişti.

"Ezram"

Veriyor gibi yapicam ama sonra seni alicam demişti.

"Lutfennn tek kelime et"

Sonra sen nereye istersen bırakicam demişti.

Yalan söyledi kandırdı beni tabi kandırır ben kimim 18 yaşında bi çocuğum. Beni umursamasini mi bekliyordum...

Tek mutluluğum anneme kavuşmuş olmamdı. O gece onunla beraber uyuduk. Şaşkındim korkmustum afallamistim ve kndimi sokağa terk edilmiş bir kedi yavrusu gibi hissediyordum. Sonraki gunler tam on gun boyunca kndimi toplamaya çalıştım ama basaramadim. Herkese aciklama yapmaktan iyiyim demekten korkmadigimi göstermekten Yorulmuştum. Cem ortalığı ayağa kaldırmışti. Onunla ancak uc gün sonra görüşebilmistik. Öyle sıkı sarıldım ki ona oda bana tabi. Ağlamak istiyordum ama sıkmıstım kndimi. Uzun uzun konuştuk ama içimdekileri ona söyleyemedim cunku cem fazla naifti. Bir erkeğe göre fazla panik sessiz ve korkakti birazda kırıkti:)


On gunun sonunda kndime birazda olsa gelmiştim ve sorgulamalar başlamıştı beynimde. Will bir yerlerdeydi yıllardır uzakta olmasına alışmıştım ama onca yilin sonunda bana bu kadar yakın olması içimdeki öfkeyi tetikliyordu. onu istemiyordum yanımda yakınımda etrafımda onu görmek hissetmek varlığını bilmek istemiyordum. O adam beni bunca yıl boynu bükük bırakmış tum kizlara imrenerek ve kıskançlıkla bakmamı sağlamıştı. ve ben akrep burcuydun ki inatcilik ve kin benim göbek adimdi. 


beynimdeki sorgulamalar arttıkça sorularımda çoğaldı. annem bir garip davranıyordu. odamdan pek çıkmıyordum görüştüğüm tek kişide Cem'di. okulu bu sene için rafa kaldırmıştım. zaten annem cemi susturmuş ve benim rahatsızlandığımı ve hastalık teshisim yüzünden bu yıl okula gelmeyeceğim   yalanını uydurmuştu ve nasıl olduysa tüm hocalarımı tüm mahalleyi bu yalana inandırmayı başarmış eve gelen konu komşu ayy ezra geçmiş olsun üzümle geçer gensin atlatırsın diyerek beni teselli ediyorlardı ki bende başımı sallayarak bu yalana ortak oluyordum. neden böyle bir şey yapmıştı ki neden ortalığı ayağa kaldırmamıştı neden her yerde beni aramamış aratmamıştı neden bu denli kapsamlı bir yalan söylemişti ve neden bana bir şey söylemek istiyor da söyleyemiyor gibi geliyordu. 

önceden car car konuşan olmadık saçmalıkları sıralayan gereksiz bir sürü ıvır zıvırı sürekli konuşan annesiyle sudan sebeplerle tartışan anneannesiyle dedikodu yapan o kıza ne olmuştu da yerine bu kız gelmişti. tekrar eski halime dönebilecek miydim? dönmeliydim buna mecburdum. 


''ezra hadi sen daha hazırlanmamışsın'' diyen annem yanıma kadar gelmişti ama ben fark edememiştim. penceremin kenarına çektiğim sandalyeye oturmuş korkutuğum karanlığı izliyordum. aslında tam olarak karanlık sayılmazdı sokak lambaları vardı etrafta hava fazla kasvetliydi sanki yağmur yağacak gibiydi. 


''ben gelmicem siz gidin ''


''olmaz hadi giyin çıkıyoruz''


''anne gelmiyorum dedim neden ısrar ediyorsun yorgunum''


''hiç bir şey yapmadan bu odanın içinde oturarak nasıl yorgun olabiliyorsun''


''zihinsel bir yorgunluktan bahsediyorum anne ve lütfen ısrar etme artık'' 


''peki eğer söz vermeseydik bizde gitmezdik ama neyse  cem'i gönderirim ben senin yanına'' dedi ve saçlarımı öpüp gitti. arkasından ona baktığımda  bir gariplik olduğunu anladım. cem'in annemsi filiz teyze benim için yemekler hazırlamıştı tabi bu annemin lafıydı ama annem filiz teyze için biraz fazla süslenmiş kendini fazla parfüme boğmuştu amannn neyse ne ya dedim ve kendimi banyoya attım. sıcak bir duş sıcak kahve kitap tamamdır ezra kendini daha iyi hissedeceksin dedim kendime. 


duştan sonra pijamalarımı giyip kahve suyu koymak için mutfağa gittim ısıtıcıyı çalıştırdım ama gök gürültüsüyle yerimden sıçradım. allah'ım lütfen lütfen sakın elektirikler kesilmesin diye dua okudum ısıtıcıdaki su kaynaya kadar. buzdolabının soğutucu bölümünü açıp annemin bunları hala neden buzlukta sakladığına bir anlam veremediğim iki tane mum aldım yanıma ve odama gitmek için iki adım atmıştım ki gürültüyle yankılanan gök gürültüsünün ardından zifiri karanlığa gömüldüm. 


sakinleş yok bir şey korkma sen bu evde büyüdün hemen geri dön yavaşça mutfağa git çakmağı al ve mumları yak mumlardan bir daire oluştur  içine otur ve cem'in bir an önce gelmesi için dua et diyerek kendimi telkin ettim. hızla mutfağa gittim mumları yaktım ve derin bir nefes aldım biraz olsun rahatladım derken tahta zeminde tıkırdayan ayak sesleri buz gibi terlememe neden oldu kahretsin gelmişti işte lanet olsun yine gelmişti burdaydı ışık az gelmiş olmalıydı daha çok ışık daha çok mum gerekiyordu. yada hemen son hızla odama gidip annemi arayıp eve gelmesini söylemeliydim ama anneminde gelmesi en az on beş dakikayı bulurdu ve bu karanlıkta on beş dakika demek benim delirme noktasına sürüklenmem demekti. ayak sesleri zeminde tekrar gıcırdadığında nefesimi ciğerlerime hapsettim. fırtına gittikçe artıyordu yağmurun cama vuran sesi rüzgarın sert uğultusu gök gürültüsü ve karanlık  hepsi bu gece beni darma dağın etmek için bir araya gelmişlerdi. elimdeki beş mumun eriyen kısımlarıyla salonun ortasında dikiliyordum ve sıcak mum elime her geldiğinde canım acıyordu ama umursamadım çünkü ayak sesleri çoğalmıştı ve gittikçe yaklaşıyordu beni almaya geliyordu ve bu karanlık bu kez emeline ulaşacak gibi geliyordu. 


''korkma'' diyen sesle beraber etraf aydınlandığında karşımda beliren adam burnumun dibine kadar sokulmuştu ve ben onu ışık olmasaydı fark edemezdim. ispirto mavisi gözleri gözlerimin içine odaklanmıştı bir an gözlerini gözlerimden çekip elimdeki mumlara üfleyerek söndürdü   nefesi mumlarla beraber ince geceliğim den tenime yayıldığında tek bir şey yaptım...  ona özlemime sıkıca sarıldım ki onun da beni özlediğini anladım vucudumu sıkıca saran güçlü kolları beni kendine hapsetmişti ve bu hapislikten asla kurtulmak istemediğimi anladım...

KATİLİM vol:1 and vol:2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin