hepinizi çok seviyorum. yorumlarınız ve iyi dilekleriniz için çok çok teşekkür ederim ben hepinizi isim isim tanıyorum inanın bana:)))) en kısa zamanda dönmeye çalışacağım umarım döndüğümde hepiniz burda olursunuz. annem telefonumu bana vermeyecekmiş ondan yürüttüğüm zamanlarda kısada olsa bölümler yayınlamaya çalışacağım :))))) beni unutmanıza izin vermem:))))
hadi aşağıya inin ve rüzgar ve mavinin ateşli ve sert barışmalarına şahit olun.....
haaa bu arada biracık +18 var:))))) gençler biraz ateşli de:))) tıpkı anne ve babaları gibi:)))
RÜZGAR.....
işte tam karşımda. biraz terlemiş saçlarının tel tel olmuş önleri alnına yapışmış.
''aç kapıyı ne yaptığını sanıyorsun sen'' diyerek kapıya yönelmeye kalktığında onu kollarıma alıp arkasından beline sarıldım. kafamı tıpkı hayalini kurduğum gibi saçlarının arasına gömdüm. derin bir nefes alıp hasret kaldığım çilek ve çikolata kokusunu doyasıya içime çektim.
''bırak beni dokunma yaklaşma sokulma '' derken kollarımdan kurtulmak için çırpınıyordu ama bırakmayacaktım. bir daha aynı hatayı yapmayacak onu asla bırakmayacaktım.
peki ya ezel... onu öğrenirse neler olurdu. hayır asla, asla öğrenmemeliydi. bunun olmamasını sağlamalı maviyle çok uzaklara gitmeliydik.
''gidelim nereye istersen gidelim, okulumuzu bitirir hem part time bir işte çalışırız hayatımızı kurarız mavi sadece sen ve ben sadece ikimiz hatta birimiz. çünkü sen ve ben iki ayrı kişi değiliz biz biriz'' dediğimde ağladığını biliyordum. bana kolay teslim olmayacaktı inatçıydı.
''bırak yeter saçmaladığın'' derken kollarımdan sıyrıldı ve etrafına bakındı.
''nasıl, ne zaman burnumun dibine kadar sokuldun sen ha beni nasıl buldun''
''ikizler buldu seni ben değil,'' dedğimde gözleri kocaman oldu
''anladılar demek, babamlar biliyor mu'' dediğinde başımı salladım.
''ama ikizler daha fazla sessiz kalamazlar hemen gitmemiz gerek'' dediğimde dudaklarını havaya kaldırıp
''gitmek mi? sen gidiyorsun rüzgar ben değil hem sen bu konuda ustasın nasıl olsa'' gittikçe damarıma basıyordu
''yeter '' dedim ve kendimi kontrol edemeyip kollarını yakaladım. canını acıttığımı biliyordum ama o zor bir kızdı ve bende o zora deliler gibi aşıktım.
''gitmeyeceğim duydun mu beni'' diye bağırdım. aslında karşılaşmamızı hayal ettiğimde bu kadar kavgalı ve sert geçeceğini tahmin etmiyordum. tamam hemen boynuma sarılmasını da beklemiyordum ama inatçılığını unutmuştum ve şimdi o bana hatırlatıyordu.
''ruhsal çektirdiğin acılar yetmedi şimdi de fiziksel acılar çektiriyorsun bana, bırak be'' diye bağırdı ve yine ellerimden kurtuldu. benden uzaklaşmak istiyordu bunu harektlerinden görebiliyordum.
''o, çocuk sana mavi diyen '' dediğimde ne var der gibi salladı başını
''ne hakla sana mavi der'' diye sordum vereceği cevap bana neler yaptırırdı bilmiyordum.
''ne var bunda o söz sadece sana ait değil''
''sen bana aitsin ve seninle ilgili herşey de bana ait'' dediğimde hiç beklemeden
''o eskidendi canım eski çamlar paşa bahçede'' dediğinde gülmemek için zor tuttum kendimi.
beni delirtmek için konuşuyordu. bunu bilecek kadar iyi tanıyordum onu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KATİLİM vol:1 and vol:2
ChickLitçünkü alex'e deliler gibi aşık da olsam onun karanlığıyla baş edemezdim kaybolurdum o karanlıkta oysa ben aydılığı seviyordum o simsiyah bir geceydi... ... EZRA.... kokusunun sardığı yastığı kıskanmakta nedir böyle. saçmalama alex kendine g...