hoşgeldin

2.9K 192 29
                                    



ON GÜN ÖNCE......

marco ve demirle konuştuktan sonra eve girdim. annem yine sıkıntıyla oflarken babam ortalarda yoktu. onu en son çalışma odasında dosyaların arasında buldum. ne güzel hiç olmazsa onun tüm sıkıntılardan kaçıp kurtulacağı bir sürü sorunlu davaları vardı.


''baba biraz konuşabilir miyiz?'' dediğimde  başını kaldırıp oturmamı işaret etti. 

''seni dinliyorum'' dediğinde yine mesafeliydi. bu mesafe mavinin ortadan kaybolmasından beri devam ediyordu. acaba bana mı kızgındı yoksa tüm sorunları kendisinin actığını bildiği için kendisne mi kızgındı bilmiyordum sormuyordum da. 

''ben gidiyorum ve yardımına ihtiyacım var, maddi olarak'' dediğinde yakın gözlüklerinin üzerinden koyu mavi gözleriyle bana baktı. 

''neden'' dedi ve başını tekrar dosyalara gömdü ama kulağının bende olduğunu biliyordum. 

''ata biliyorsun istambulda üniversitede ve başını belaya sokmuş ve hapse girmiş kefaletle dışarı çıkabilir ve parayı ailesinden isteyemiyor o yüzden beni aradı '' 

''ne kadar'' dedi. bu adamın bu soğuk kanlılığından nefret ediyordum. ama çok soru sormamasına da bayılıyordum

''3 yada beş bin lira'' dediğimde çekmecesini çekip içindeki çek defterini karaladı ve  bana doğru uzattı. 

aldığımda sekiz bin lira yazdığını gördüm. 

''atayı hapisten çıkar biraz da orda kal kafan dağılsın geri döndüğünde ezelle evleneceksin'' dediğinde tek kelime etmedim. elimdeki umut ona tutunmamı söylüyordu. bende iç sesimi dinledim. 

eğer mavimi bulursam asla geri dönmeyecektik. burda beni kimin beklediği de babamın yada annemin ne istediği de umurumda değildi. 

onlar akılların plan yapıp beni uymamı bekliyorlardı. tamam ilk başta onları dinlemiştim ama artık 20 yaşındaydım ve mavimden başkası umurumda değildi. 

gidip sevdiğimi almalı ve yeni temiz bir hayata başlamalıydık. 

o gece garajdaki arabalardan birini alıp bir kaç eşya ile yola çıktım. sabahına istanbuldaydım. 

hemen önce atayla buluşup ona olanları anlattığımda boka battın dostum der gibi baktı bana. ama kafamı sikecek tek kelime etmedi. 

ne yapacaktım, karşısına nasıl çıkacaktım, vereceği tepki ne olurdu, ve en önemlisi karşısına çıkacak yüzüm var mıydı?

ezelden kesinlikle haberi olmamalıydı hele bebek, asla. 

tüm gece araba kullandığım için ata beni zorla evine götürdü

''bu gece dinlen bende havayı koklayayım bakalım neler bulabileceğim'' dediğinde uykusuzluktan ve yprgunluktan son bir kaç aydır yaşadığım berbat hayattan yüzüme yansıyan solgun belirtilerle  mavimin karşısına çıkamazdım. hiç olmazsa bir gün dedim kendime ve yatağa bıraktım yorgun bedenimi......


MAVİ......  (on gün sonra)

''ana artık kalksan diyorum camış gibi yatıyorsun kızım hadi işe geç kalacağız'' diye bağırdı mete. 

''ses tellerini sikeyim sus artık'' diye çemkirdim sabah saat sekizde yatmıştım. sınavlarıma az kalmıştı ve ben paso ders çalışıyordum. 

KATİLİM vol:1 and vol:2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin