Sabah olmak üzere. Yok gelmedi beni burda bu evde onunla geçirdiğimiz kötü gunlerin anısıyla baş başa bıraktı.
Lütfen Allah'ım lütfennn ona bişey olmasın. Onun icin hemde böyle bir dua edeceğim aklıma bile gelmezdi.
Aslında aklima gelmeyen cok sey yaşamıştım son bir ayda. hatta aptal bunlar diye dalga geçtiğim filmlerde izlediğim hayat bnim karşıma çıkmıştı. Safak sökmek üzereydi beni buraya getirdiğin de Şaşkındim burası olmamaliydi geldiğim yer. Burdan ayrılırken yaşadıklarım gozlerimin önüne geldi. Alex'in adamı kanepede uyuya kalmıştı.
Bugün günlerden ne saat kac açmiyim tok mu uykum var mi yok mu?
Aklımı kaçırmadan dışarıya çıktım derin orman kokusu yine onu anımsattı bana. Çenemin ağlamak için kıpırdandığı hissettim. Hayir Hayır onun için aglamayacağım. Hem neden ağlayım ki. Ona bir şey olmadan geri gelecek diye kndimi telkin etmeye çalışıyordum. Alacakaranlık havada yönümu zor bulsam da iskeleyi doğru yürüdüm ve yine aynı yere oturup çıplak ayaklarımi suya sarkittim. Ayni şeyleri yapmak bana sacma bi mutluluk vermişti. Başımı yukarıya kaldırıp kaybolmak üzere olan tek tük yıldızlara baktım. Siliklesmeye başlamışlardı ama yinede cok güzel görünüyorlardı. Yıldız kayınca dilek tutarlar ya ben o kadar bekleyemezdim.
Allah'ım şimdi gelip yanıma otursun lütfen
Tek dileğim bir an önce gelmesi ve dileğimin kabul olduğunu bana ispatlamasıydi.
Huzur buydu işte. Gölün dalgalarının tahta iskeleyi dövdüğünde ki çıkardığı sesti. Hafif esen nisan rüzgarınin burnuna getirdiği onun kokusuydu. Ayaklarima değen suyun içimde yarattığı üşüme hissiydi huzur.
"Burda" diyen sesle irkilerek ayağa kalktım. İskelenin ucunda durmuş bni seyrediyordu. Gelmişti işte dualarim dileğim kabul olmuştu ama bi gariplik vardı. Onu tanıdığım ilk günden beri karşımda asla böyle görmemiştim onu her zaman dimdik karşımda olan adam şimdi Iki büklumdü allahım aklıma gelen olmasın ne olur. Sol kolu sag kol altına saklanmıti.
"Iyisin" dediginde dudaklarindan sızan kanı anca fark edebilmistim.
"Alex" dedim ve nerdeyse iki adımda karşısında buldum kndimi. Ellerimle düşmek üzere olan kafasını kaldırdım. Mavi gozleri cansız ve ruhsuz bakıyordu hatta mavi bile değildi artık kararmış koyulaşmıştı.
" Zeynel" diye bağırmamla alex kollarimin arasından kayboldu. Onu tutamamistim. bana onca cefayı çektiren yerlerde sürükleyip saçlarımdan delice tutan beni karanlık mahsenlere kapatan kriz geçirmemi sağlayan adamın yanında dizlerimin üzerinde durmuş onu kucağıma almış başımı aydınlanan gök yüzüne kaldırmış.
''allah'ın ne olur yalvarırım oan bir şey olmasın..... zeynellllllllll'' diye bağırıyordum. ağzından akan kan ellerime bulaştığında korkum daha da arttı. zeynel abi diye bağırarak son hızla yanımıza geldi.
''çok kan.. kan çok.. yani o zeynel o '' ağlamaktan konuşamıyordum.
''kes ağlamayı yardım et.... abi ne olur kendine gel '' diye bağırdı zeynel ama alex'in bizi duymadığı belliydi. zenel'i tanıyalı daha bir kaç saat olmuştu ama alex'e abi değecek kadar uzun zamandır tanıyordu galiba. yüzündeki endişeye bakılırsa oldukçada seviyordu alex'i. zar zor onu salona taşıdığımızda hala tek bir kas hareketi olmamıştı alex'den. korkum daha fazla artıyordu ama yattığı koltuğun önüne diz çöküp ellerini tuttuğumda sıcak oluşu birazda olsa korkumu engelliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KATİLİM vol:1 and vol:2
ChickLitçünkü alex'e deliler gibi aşık da olsam onun karanlığıyla baş edemezdim kaybolurdum o karanlıkta oysa ben aydılığı seviyordum o simsiyah bir geceydi... ... EZRA.... kokusunun sardığı yastığı kıskanmakta nedir böyle. saçmalama alex kendine g...