KATİLİM vol:1 and vol:2

KATLİAM

Avcı avını yakalamıştı hemde tek nefeste boynuna bastırdığı dişleri avının etinin içine girerken Avcının ağzına gelen metalik tat zafere ulaştığını kanıtlıyordu .ama ya Avcı'nın zafer için attığı çığlıklar onun son çığlıklarıysa.  olacaksa. 

Uyuşukluk hissi tum bedenimi ele geçirmişde olsa bilincim hala yerindeydi. Kafam bir ton ağırlığında ki taş sütunlar gibi ağır ellerim şiş  bedenim karıncaların istilasına uğramış gibiydi. 

Hayatıma tekrar gireli ne kadar olmuştu 24 saat mi. Bak yine belanin tam ortasında ki isim. ezra.

Huzurumu ve beni tekrar kaçırdığı yetmiyormuş gibi yine en pis işlerin tam ortasına atıyordu beni.
Alex aşkım büyükte olsa inan bana senden nefret ediyorum. 

saçmalama be  dedi aklımdaki diğer kız... onun ne sucu var aptal. bence sorun sende kızım bela mıknatısı gibisin çekiyorsun her şeyi.

kapat çeneni diye mırıldandım. ahh harika şimdide kendimle konuştuğum yetmiyor muş gibi şimdi de kavga etmeye başlamıştım. harika kesin sonum bir tımarhanede bitecek.

geliyorlar dedi içimdeki o fingirdek kız. 

kapının kilit sesi sessiz odayı dolduğunda açılan kapıdan gelen gıcırtı sesleri bana ölümü hatırlatmıştı. burcuyla izlediğimiz teksas katliamı filmi geldi aklıma. 

harikasın ya adamlar seni öldürmese de sen bu aptal düşüncelerin yüzünden kendi kendine kalp krizi geçirteceksin seninle aynı bedeni taşıdığıma inanamıyorum. teksas katliamıy mışta mış mış salak. 

''daha uyanmamış oğlum ne dicez patrona ne kadar döktüysen artık kloroforu beze kız on saattir uyuyor''  dedi içeriye giren biri rahat nefes al ezra sakin ol zarar görmeyeceksin er yada geç alex seni bulacak. 

eee yuhh hem alex'i suçluyorsun hemde alex beni bulacak diyorsun  dedi fingirdek. 

''ama güzel kız ha dimi lan '' dedi biri burnumun dibine geldiğini hissedebiliyordum çay ve sigara kokuyordu nefesi boş midemi bile bulandırmıştı. 

''hadi oğlum ya yaklaşma kıza yürü'' dedi diğeri 

''çokta güzel kokuyor'' dedi burnumun dibinden ayrıldığında. kapının kilit sesinden sonra yavaşça araladım gözlerimi pencereler kapalıda olsa gün ışı hüzmeleri dolduruyordu etrafı. 

yattığım yerden doğrulduğumda kocaman bir yatakta yattığımı fark ettim. çok şükür ki elbiselerim hala üzerimdeydi. kahve rengi ve bej olarak dekore edilmişti oda. 

kalksana be ne bakınıyorsun kalk burdan çıkmalıyız benim kapalı alan fobim var  dedi içimdeki kız hiç bu günkü kadar ortaya çıkmamıştı keşke de çıkmasaydı. aklımla konuşuyordum inanamıyordum. 

içimdeki kız haklıydı alex'i bekleyemezdim burdan kurtulmalıydım. kimdi beni kaçıran bilmiyordum ama kesin alexle bir ilgisi vardı. o ve onun pis belalı işleri yüzünden yine kapana kısılmıştım bir fare gibi. 

oturduğum yerden doğrulup hızla dönen ve bulanan midemi yok sayıp karşımdaki kapıya gittim. banyo. büyük ve yerlere kadar uzanan kahve rengi perdeleri araladığımda balkon kapısını gördüm ama sevinemedim çünkü büyük demir kapı vardı önümde ve tahmin edin bakalım. evet kilitliydi. ,

banyoya girip elimi yüzümü yıkayıp soğuk suyun tenimde bıraktığı hisse ve üşümeye izin verdim. soğuk aklımdaki düşüncelerimi sağlamlaştırabilirdi.  karnımın gucurdayan sesi açım diye bağıran midemle kaç gündür yemek yemediğimi hatırlamaya çalıştım ama olmadı.