küçük bir kesit.

3K 164 49
                                    

 final bölümünü yarın yayınlamayı planlıyordum ama çok uzun bir bölüm olduğu için henüz yazmayı bitiremedim.  

şimdi bölümü okuyunca bana kızmayın  ve ezranın benim ruhsuz mutlu sonları sevmeyen bir kadın olduğumu söylediğini unutun. 

o kadar da acımasız değilim. 

şimdiden söylüyorum bölümü okuyunca karamsarlığa kapılmayın. her zaman söylediğim gibi 

görünenle, gerçek çok farklı olabilir....

sizleri seviyorum. öpücükler.... sibel.....


&&&&&&


toprağın altı soğuk mudur? üşüyor mudur



dönüp dolaşıp sana geliyorum. 

kaçamıyorum. düşünmem gereken o kadar çok şey varken ben yapamıyorum. 

nasıl yaparım. nasıl katlanırım. SENSİZLİĞE...

geceleri kabuslarımla dolu gecelerim. sen gel diye beklediğim saatlerim var benim. 

içimde büyüyen varlığının ayak sesleri var kabimde. 

kaçmak istiyorum ve yok olmak sana karışmak seninle aynı yerde olmak. 

ama yapamam alex. seninle gelemem. 

içimde büyüyen aşklarım var benim. bir bilsen ne kadar hızlı büyüyorlar oldukları yere sığmıyorlar tekmeler yumruklar kıpırtılar. 

ikiz.... altı aylıklar. ikiside erkek. isimleri konusunda kararsızım. marco ve alexander diye düşünüyorum bilmem sen ne dersin. 

her hayalimi gerçekleştirdim ama artık hayal kurmuyorum. sen gittikten sonra bıraktım hayal kurmayı. 

sol tarafım çok ağrıyor alex. sen gittiğinden beri çok ağrıyor. hemen kaburgalarımın altı. bazen şiddetle beni yere sermeye çalışıyor ama çocuklarımız için dik durmaya çalışıyorum. 

gözlerim her an sen kapıdan girecekmişsin gibi umutla bakıyor. 

biliyorum lanet olası biliyorum gelmeyeceksin. 

gözlerim ağrıyor bazen sana bakmadan ama kapatıncada o karanlıkta sen aydınlanıyorsun. 

içimde devasa bir volkan var sanki durmadan içimi dağlıyor. 

canım çok acıyor alex. katlanılacak bir acı değil bu nasıl tarif edebilirim ki. 

ama bu acı hayatta ki tek hazineme tutunmamı sağlıyor... SANA.... 

nasıl bir şey biliyor musun?

her sabah uyandığımda ayak seslerini duyamamak

kokunu unutmaya başladığımda kendimi giyinme odana kapatıyorum. tüm gömleklerini tişörtlerini kokluyorum. 

sonra acım biraz hafifliyor 

anni diye sesleniyor ana, sonra da rüzgar, gülümsüyorum onlara 

yokluğunu hissedemeyecek kadar küçük anastasia 

ama büyüdüğünde seni sorduğunda ona söyleyeceğimi bilmiyorum alex. 

ama rüzgar bir kaç defa seni sordu geçiştirdim onu. ne söyleyeceğimi bilmedim. 

zeynel. sen gittiğinden beri gözlerime hiç bakmadı. aslında işime geldi bakmaması, bakarsa etrafıma ördüğüm o güçlülük zırhı yıkılacaktı. 

herkes sen burdaymışsın gibi davranıyor ama kimse adını ağzına alamıyor. 

akai hala bizimle geçen aylarda yaşanan tek güzel şey erina ve onun nişanlanması oldu. 

öyle bir çıkmazdayım ki sana nasıl ihtiyacım olduğunu bir bilsen. 

gönlümün mülk sahibi, kalbimin atışı, her hücremin tek sahibi. 

acın hafiflemiyor alex. 

artık ağlayamıyorum. göz yaşı da tükenirmiş bunu biliyorum artık. 

''yenge gidelim artık kar başladı'' diyen adama baktım ve yine gözlerini benden kaçırdı. 

''biraz daha zeynel'' dedim ve sana dokundum seni kokladım. hala nerde olursan ol nereye gidersen git o ormansı kokun her yerde beni buluyor 

seni asla bırakmayacağım dediğin zamanları hatırlıyorum sen bana hiç yalan söylememiştin ve bu 

ilk ve son yalanındı. 

beni bıraktın. bizi bıraktın

 ve beni 

bu soğuk mezar taşına sarılmaya mahkum ettin.....


burda bitirdiğim için içinizden ettiğiniz küfürleri duyar gibiyim. 

yorumlarınızı merakla bekliyorum. beni bekletmeyin:))))


KATİLİM vol:1 and vol:2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin