Şarkıyı açarak okuyun lütfen
RÜZGAR......
''mavim hayır mavim lütfen bunu bana yapma hayır allahım hayır'' diye bağırıp elimdeki silahı fırlatıp onu kollarıma aldım.
''acımıyor'' dediğinde nasıl acı çektiğini iliklerime kadar hissetmiştim. yalan söylüyordu. bu acı beni bile kahrediyorken onu öldürmek üzereydi.
''kızım'' diye çığlıklarla etrafımızı kuşatan insanlara baktım.
aksın benim kanım aksın ben öleyim
''rüzgar'' dediğinde bu son cümlesiydi. kollarımda sessziliştiğinde annemin acı çığlığı oğlumun anne diye haykırışı ve aradan geçen üç yıl....
&&&&&&&&&
''gitme'' diye ağladım. yaşım kaç olmuştu hatırlamıyordum ama küçük bir çocuk gibi ağlamadan duramıyordum.
''yine gelicem sevgilim'' diyen kadının üzerinde ki o beyaz elbiseden nefret ediyordum bana hep kefeni hatırlatıyordu.
''aynı saatte. hadi kalk ve oğlumuza iyi geceler öpücüğü ver. sulu göz rüzgarın karşısına böyle çıkma oda ağlıyor sonra'' dediğimde titrek ellerimle gözlerimi sildim.
''yarın onu bana getir olur mu çok özledim''
''neden böyle oluyor her yerde yanımda oluyorsun ama oğlumuzu mezarına getirince görebiliyorsun''
''çünkü ben ilk senin deli rüzgarına kapıldım da onda'' dediğinde odamın penceresinden geçip yine kayboldu. ve ben o gelecek diye beklemeye başladım. şimdiden özlemiştim.
bana ister deli deyin ister aklını kaçırmış manyak şizofren, ne derseniz deyin ama o bana yıllardır gelmekten asla vazgeçememişti.
o gideli üç yıl olmuştu. doyamadığım sarıp sarmalayamadığım kokusuna hasret gittiğim kadın.
gideli koskoca üç yıl olmuştu.
''sen daha uyumadın mı rüzgar'' dediğimde elinde ki national geographic dergisini bırakıp bana döndü
''uykum yok baba'' dediğinde nefesinin yoğun dumanını gördüm.
''sen yine kaloriferimi kapattın'' dediğimde dergisini açıp okumaya devam etti.
''bunu daha önce konuşmuştuk rüzgar'' dediğimde dergisini kenara koydu
''sıcağı sevmediğimi biliyorsun baba. neden her gece bu konuşmayı yapmak zorundayız''
''hasta olmanı istemiyorum'' dedim ve yorganını üzerine çekip gözlüklerini çıkardım.
''baba'' dediğinde hımm dedim
''bana mavi masalı anlatmak ister misin?'' dediğinde ona sırtımı döndüm.
''kaldığımız yerden mi?'' dediğimde göz yaşlarım yine akmıştı.
'en başından'' dediğinde baş ucunda ki abajuru kapattım ağladığımı görsün istemiyordum.
''bir varmış bir yokmuş'' dediğimde hıçkırığımı zor tuttum.....
''mavi diyarının mavi prensesi her zaman iyiliğin güzelliğin duru zekanın sahibi olarak gösterilirmiş. zamanın akıp gitmediği diyarda onun yanına yakışacak denk olacak kimse olmadığını bilen babası kral onun için turnuvalar düzenleyip kızının eşini seçmesine izin vermiş. bir gün yine aynı turnuvalardan sıkılan mavi prenses kendini göl kenarına atmış ve gölde atını sulayan şövalyeyle göz göze gelmiş'' dediğimde rüzgarın mırıltılarını duyduğumda saçlarını öpüp kendimi aşağıya attım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KATİLİM vol:1 and vol:2
ChickLitçünkü alex'e deliler gibi aşık da olsam onun karanlığıyla baş edemezdim kaybolurdum o karanlıkta oysa ben aydılığı seviyordum o simsiyah bir geceydi... ... EZRA.... kokusunun sardığı yastığı kıskanmakta nedir böyle. saçmalama alex kendine g...