SÜRPRİZ..... arada böyle ani bölümler yayınlamaya bayılıyorum:))
yorumlarınız için çok mersi kızlar. haa bu arada ağlamanızı sevmiyorum çünkü hiç bir sebep ve neden döktüğünüz göz yaşına değmez inanın bana. deneyim konuşuyor:)))) hey sen sil o gözlerini bak kıpkırmızı olmuş. gülümsemeyi kendinize alışkanlık edinin.
sizleri seviyorum. unutmayın. öpücükler.... sibel....
kocaman bir ışık hüzmesi.
yoğun. sarsıcı ama korkmuyorum acı hissetmiyorum.
''burda mısın?'' diyen sesle arkamı döndüm.
sarı saçları omuzlarına dökülmüş yuna mitolojik tanrıçalara benzeyen bir beyaz bir elbise giymiş bir kadınla karşı karşıyaydım.
''merhaba alisa'' diyen kadının şairane sesine hayran kalmıştım.
''adım ezra'' dedim. ışık gittikçe yoğunlaşıyordu.
''gittikçe daha da güzelleşiyorsun seni ilk gördüğüm andan beri hasretle izliyorum'' diyen kadına bakmakta zorlanıyordum ışık gözlerimi kamaştırıyordu. etrafa bakmaya nerde olduğumu anlamaya çalışıyordum ama sadece karşımda ki yunan tanrıçası heleni görüyordum.
''helen mi ben mi yapma'' diye güldü. aklımı mı okuyordu?
''biraz oturalım mı?'' deyip bembeyaz ve yumuşacık ellerini ellerime koyup beni bembeyaz bir banka yönlendirdi. neden herşey bu kadar beyazdı ki.
''korkuyor musun?'' dediğinde başımı salladım hayır der gibi
''çoğu korkar sadece masumlar sukut içindedir''
''ben anlamıyorum nerdeyim siz kimsiniz ''dediğimde kadın elimi daha sıkı tuttu.
''hayatta en sevdiğim şey huzurun sesidir alisa duyuyor musun?'' dediğinde kulaklarımı kabarttım ama tok sessizlikten başka hiç bir şey duyamıyordum.
''işte sessizlik= huzur demek'' sorularıma cevap istiyordum ama bu kadın çok başka şeyler söylüyordu.
''neden burdayım burası neresi biri ışıkları kapatsa''
''karanlıktan korktuğunu sanıyordum hep istediğin aydınlık burda işte'' dediğinde benim hakkımda bunca şeyi nerden biliyordu bu kadın.
''bana sunulan en büyük hediye şu an'' dediğinde neden bu kadar üstü kapalı konuştuğunu bir türlü anlamıyordum. ve bu kadın neden bana böyle bakıyordu ki
''nasıl hissediyorsun'' dediğinde kendimi dinledim bi gariptim
''yorgun gibiyim sanki üzerimde bir tonluk bir ağırlık var ve sırtım ağrıyor'' dediğimde elimi istemsizce sırtıma koydum ama elimi çektiğimde her yer bembeyazken benim elim kıpkırmızı oldu.
''korkma alisa hepsi geçecek'' dedi kadın.
''kimsin sen neresi burası neden her yer bu kadar beyaz ve ben neden burdayım'' diye bağırdım elimdeki kan sanki gittikçe daha çok yoğunlaşıyordu.
''sakin ol kızım lütfen '' diye telkin etmeye çalıştı beni. bir dakika o kızım mı dedi bana.
''burda kalamam alex o beni bekliyor bırakın gideyim lütfen '' dedim kadının yüz halinden de anlaşılıyordu ki beni bırakmayacaktı.
''buna yetkim yok kızım ''
''bana kızım deyip durma bırak beni lütfen gitmeliyim o beni bekliyor''
''artık seni kimse beklemiyorum ''
''neresi burası nerdeyim ne oldu bana''
''burası gün gelene kadar tutulduğumuz yer ''
''anlamıyorum neden burdayız en önemlisi ben neden burdayım''
''burdasın. çünkü sen '' dediğinde birden başımı çevirdim ve birden gördüklerimi idrak etmeye çalıştım ve aşağıda ki yatakta yatan bedenime baktım.
aman allahım o bendim aşağıdaydım her yerimde kablolar hortumlar vardı birileri koşturuyordu birileri bağırıyordu beyaz önlüklü bir adam diğerine 500 devire çıkar diye bağırdı ve elindeki aleti göğsüme koydu. havaya kalkıp inen bedenimin acısını yukarıda hissedebiliyordum. bedenim yaralanmıştı ama ruhum acı çekiyordu.
''hadi alisa gitme vakti'' diyen kadın yine elimi tuttu bu kadının eli neden bu kadar soğuktu ki.
birden ne olduysa sırtımda hissettiğim güçlü bir elle aşağıya doğru ittirildiğimde duyduğum son söz şuydu.
ONUN DAHA ZAMANI GELMEDİ.....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KATİLİM vol:1 and vol:2
ChickLitçünkü alex'e deliler gibi aşık da olsam onun karanlığıyla baş edemezdim kaybolurdum o karanlıkta oysa ben aydılığı seviyordum o simsiyah bir geceydi... ... EZRA.... kokusunun sardığı yastığı kıskanmakta nedir böyle. saçmalama alex kendine g...