Durduramiyorum kendimi:))
Olaylar Durulmuyor mavi ve rüzgar gittikçe yakınlaşacak ve ortalık ezra ve alexden daha fazla ateşe bulanacak.
Hersey için teşekkürler.
Sizleri seviyorum. Öpücükler. Sibel....
ANASTASİA.....
hata mı yapıyordum. belki de ama kendime engel olamıyordum. canım yandıkça daha çok canını yakmak istiyordum. ben acı çektikçe o daha beter acı çeksin istiyordum. ama bir taraftan da korkuyordum.
rüzgarı iyi tanırdım kim beraber büyüdüğü birini tanıyamazdı ki, bende öyleydim onun neyi sevdiğini neden nefret ettiğini çok iyi bilirdim.
mesela asla yumurta yemezdi. sütü sadece nesqyuikle içerdi. ısrar edersen bir şeyi yapacaksa da yapmazdı. ısrar onda ters tepiyordu. sinirlendiğinde dilini damağında şaklatırdı. en sevdiği yemek salçalı makarnaydı asla patlıcan yemezdi. çocukken annem patlıcan yaptığında zorla yemişti ve üç gün kusmuştu. ben yedi o dokuz yaşındayken şakalaşırken elindeki makası almak isterken elinin kesilmesine neden olmuştum sol elinin işaret parmağına üç dikiş atmışlardı ve o bu olayı benim yaptığımı annemlerden saklamıştı tüm suçu kendi üzerine almıştı.
yüzünde tam dört tane belli belirsin beni var ben en çok üst dudağında olan küçücük benini seviyorum. on beş yaşından beri basket oynuyor. geçen yıl ki turnuvalarda sağ iç kasları yırtılınca doktorlar basketi bırakmasını söylediğinde bunalıma girmişti.
babam her yurt dışına çıktığında rüzgar sadece tek bir şey isterdi orjinal. dior homme parfüm. o koku onunla özleşmişti sanki o parfüm gibi değilde parfüm onun gibi kokuyordu. iris çiçeği ve sandal ağacı kokusu. geçen yıl ki turnuvaya gidince bitmek üzere olan parfümünü gizlice yürütmüştüm ve o ondan aşırdığımın farkında bile değildi. ve o parfüm şimdi hala yastığımın altında duruyor.
annemin on defa kalk ana deyişiyle hala yataktaydım ve elimde yastığımın altındaydı. dün gece çok kızmıştı bana. birbrimizin damarına basmak için elimizden gelenin fazlasını yapıyorduk. elleri dudaklarıma dokunmuştu gözlerimi kapattığım an hep o görüntü geliyordu gözlerime.
bu akşam aklıma gelince parmaklarımı dudaklarımdan çektim. ani ruh değişikliğim bile rüzgara benziyordu. aynı kandan bile değildik ama yinede birbirimize benziyorduk yaa.
kalkıp perdemi ve penceremi açtım. hay açmaz olaydım. odamın tek pencereside arka bahçeye ve basket sahasına bakıyordu.
eylül aynın öğlen güneşinin altında tek başına basket oynarken buldum onu. genelde basketi cuma akşamları tüm aile erkekleri oynardı ve eğer rüzgar tek başına basket oynuyorsa ya karar vermesi gerekiyordur yada işin içinden çıkmayacağı kadar sorun vardır.
bu güneşte basket oynamasının tek nedeni vardı oda. efsun. başka hiç bir şey onu sakatlığına rağmen basket sahasına gönderemezdi. keşke açmasaydım penceremi onu böyle görmek hormaonlarımı devreye sokuyor. içimdeki aşkı da düşünürsek kafayı yemem an meselesiydi.
geçen yıl fark ettiğim kalçasının iki yanında ki gamzeleri o zıpladığında kayboluyordu ama sonra tekrar çukurlaşıyordu kalçası. çıplak sırtının kaslarının nedeni hep basket oynamasıydı. kollarını kaldırıp zıplayarak potaya her topu fırlattığın da kollarında ki sırtında ki kaslar büklüm büklüm oluyordu. üzerindeki şort iyice aşağıya inmişti ve siyah iç çamaşırını belli ediyordu.
''anastasia ''diye bağıran annemin sesini nerdeyse akyakayı duymuştu ve tabi rüzgarda duydu ve elindeki topu potaya atıp başını arkaya atıp bana baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KATİLİM vol:1 and vol:2
ChickLitçünkü alex'e deliler gibi aşık da olsam onun karanlığıyla baş edemezdim kaybolurdum o karanlıkta oysa ben aydılığı seviyordum o simsiyah bir geceydi... ... EZRA.... kokusunun sardığı yastığı kıskanmakta nedir böyle. saçmalama alex kendine g...