"Rain! Rain bekler misin beni iki dakika!"
Rain hızlı hızlı yürürken bir anda Payu onu tutup durdurmuştu. Rain ağlamamak için zor duruyordu ama ağlamamayı başarmıştı.
"Neden kaçıyorsun benden?"
"Özür dilerim ya, beni çağırdığın kafede seni eski erkek arkadaşınla gördüğümde boynuna atlamam lazımdı sanırım."
"Öyle bir şey demedim ama açıklama yapmama izin vermiyorsun şu an."
"Açıklama istemiyorum senden, aslında şu an hiçbir şey duymak istemiyorum ben, mümkünse beni rahat bırak Payu."
"Bak bir anda geldi ve masama oturdu, gitmesini söylediğim halde de gitmedi."
"Ve sen de oturmaya devam ettin, öyle mi?"
"Oturmaya devam etmemde bir sorun olmadığını düşündüm çünkü kendisi benim için hiçbir anlam ifade etmiyor. Zaten çıktığım gibi sana haber verecektim."
Rain inanmaz bakışlarını Payu'nun üstüne çevirmişti.
"Buraya döndüğünü biliyor muydun?"
"Hayır, nerden bilebilirim Rain."
"Bilmem, belki daha önce de gelip yanına falan oturmuştur da sen ayıp olmasın diye kalkmamışsındır yanından diye sordum."
Rain sinirle yürümeye başladığında Payu hızlıca yürüyüp ona yetişmişti.
"Bana olan inancın gözlerimi yaşarttı şu an."
"Sana güvenmiyor olsam, bunun planlı bir görüşme olduğunu düşünsem şu an şu saniye ayrılırdım zaten senden." Demişti Rain tekrar yerinde durup. "Bunun bir tesadüf olduğunun farkındayım ama yine de sinirleniyorum çünkü belli ki sen onunla oturmuşsun bir süre, kalkmamışsın yanından. Çay kahve de ısmarlasaydın, ayıp olmasaydı. O kadar senenin hatrına bir kahve iyi giderdi."
"Rain, saçma sapan konuşma benimle."
"Saçmalayan ben oldum yani, öyle mi? Sen zaten hiç saçmalamıyorsun. Ama ben ne yapacağımı biliyorum. Belki ben de yanlışlıkla gider Tony ile bir kahve içerim, nasılsa kahve içmek sorun değilmiş ya."
"Tony mi? Ne Tony'si? Lisede şu flört ettiğin Tony mi?"
"Aynen öyle." Demişti Rain kendinden emin bir şekilde konuşup. Gideyim yanlışlıkla kahve içeyim bakalım çocukla, sana konum atarım içtiğimiz zaman."
Rain yürüyecekken Payu bir anda onun bileğini tutmuştu.
"Benim sinirlerimle oynama Rain! Kimseyle görüşüp kahve falan içmeyeceksin."
"Ne var bunda Payu? Ona karşı bir şey hissetmiyorum, dert etmene ne gerek var ki?"
"Yavşağın tekiydi o!"
"Senin eski sevgilin de melek değildi sonuçta. Ayrıca kolumu da bırak, gideceğim ben."
"Nereye gideceksin, Tony'e mi?"
"Yok, onu hiç beklemediğin bir anda yapacağım. Ben Chay'a gideceğim şimdi, anlatmam gereken baya bir şey var şu an ona."
"Tamam, ben seni Chay'a bırakırım." Deyip Rain'i motoruna doğru çekiştirmeye başlamıştı Payu.
"Bırak! Ya bıraksana beni, ben kendim gideceğim."
Payu motorunun yanına vardığında Rain'i önüne çekmişti.
"Bin şu motora, ikinci kez söylemeyeceğim."
Payu yedek kaskını Rain'e uzatırken Rain sinirle kaskı almıştı.
