21. BÖLÜM🪷

4.1K 378 199
                                    

20 BİN❤️‍🔥

🍭KEYİFLİ OKUMALAR🍭

ZEHİRLİ ŞEKER
BÖLÜM 21

🪷

Barış'la sessiz başlayan araba yolculuğumuzda duygularımı bastırmak adına kendimi kasıyor olmam dışında hiçbir sıkıntı yoktu. O ne olduğuna dair bir şey sormuyor ve ben de bunu fırsat bilerek susuyordum.

Nuran sağ olsun hevesim kursağımda kalmış gibi hissediyordum. Yapmak istediğim şeye engel olamamıştı fakat yaptıkları beni huzursuz etmişti. Benim yaptıklarım da... Annem bu yaptığımı görse bir hafta yüzüme bakmazdı. Şu an boş bir banka oturup saatlerce boş yolu veya bir duvarı izlemek istiyordum. Hiçbir şeye hevesim kalmamıştı.

Barış'ın arada üzerime düşen bakışlarını fark etsem de dizlerimin üzerindeki ellerimden bakışlarımı çekmedim. Ki araba yavaşlayarak durana dek.

Ön camdan dışarı baktığımda geçen birlikte oturduğumuz bankın önünde olduğumuzu fark ettim. Sorguyla Barış'a baktım. Yüzündeki anlayışlı ifadeyle bankı gösterdi. "İn bakalım, kız çocuğu."

O kendi tarafındaki kapıyı açtığında ben de ona ayak uydurdum. Arabadan çıktım ve banka doğru ilerleyerek oturdum. Barış da hemen yanıma oturdu. Anlatmamı istiyordu herhalde. Aksi takdirde niye burada durmuş olabilirdik ki? Beni yemeğe çıkaracağı yer burası olamazdı.

Ay yoksa olabilir miydi?

"Nil?"

Kafamı ona taraf çevirdim. "Hm?"

Elindeki fark etmediğim su şişesini bana doğru uzattı. "Biraz su içmek ister misin?"

Kafamı usulca salladım. Şişeyi bana vermeden önce kapağını açmıştı. Birkaç yudum su içtim ve şişeyi dizlerime yasladım. "Ben-"

"Biliyorum, duydum her şeyi."

Göğsüm sıkışır gibi oldu. Elimde olmadan kafamı daha fazla eğdim. Elimdeki su şişesini alarak kenara koydu ve bana yaklaştı. "Nil, sen yanlış bir şey yapmadın." Dedi güven verici bir tonlamayla.

"Öyle hissediyorum ama..." dedim yalanlamadan. "Sanki hayatımdaki her şey yanlış gibi."

Yüzümü görmek için önüme doğru eğildiğinde gözlerimi hafifçe kaldırarak ona baktım. "Her şeye rağmen sen doğru olansın, tamam mı?"

Tek kaşımı kaldırdım. "Nasıl yani?"

"Bırak, boş ver. Hayatındaki her şey yanlış olsun. Sen doğru olduktan sonra hiçbir yanlışın önemi yok."

"Bilmem, belki yanlış olan direk benimdir."

"Değilsin." Yüzümü yüzüne doğru kaldırdım. "Sen hırçın küçük bir kız çocuğusun. Herkesten daha doğru, daha masum bir çocuk." Dudağımın kenarı hafifçe yukarı kıvrıldı. Lakin hemen sildim ve burnumu yukarı diktim. "Yirmi dört yaşındayım bir kere ben. Sensin çocuk."

Gülümsedi. "Seninle çocuk olmayı isterdim." Dedi. Sonra derin bir nefes aldı. "Ama bazen geç kalıyoruz işte bazı şeylere." İçimde ona karşı sıcacık bir duygu hissettim. Boynuna sıkıca sarılıp dakikalarca öyle beklemek istedim ama yapamadım. Utandım.

"Nil." Ona bakamadım. "İçindeki çocuğu sakın öldürme. Ne olursa olsun kendinden önce hep ona gülümse."

"Sanki, sen kendi içindeki çocuğu öldürmüşsün gibi konuştun."

"Öyledir belki." Dedi mırıldanarak. "O çocuk öldüğünde kendine gülümsesen de bir faydası olmuyor, o çocuğa zaten artık gülümseyemezsin. Bir ölüye gülümsemek... faydasız."

ZEHİRLİ ŞEKERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin