3. BÖLÜM🪷

17.1K 1K 369
                                    

🍭KEYİFLİ OKUMALAR🍭

🪷

ZEHİRLİ ŞEKER
BÖLÜM ÜÇ

Barış, bana kalacağım yeri gösterdikten sonra gitmişti.

Ne biçim ağa bu İstanbul ağzıyla konuşuyor?

Üstelik nazik.

Nazik değil.

Değil mi?

Seni yaka paça odaya kilitledi farkında mısın?

Evet, doğru. Nazik değil.

Evde kim var kim yok bilmiyordum. Aileleri ne kadar kalabalıktı bilmiyordum. Bir çocuk görmüştüm ve bir de aboow diye şaşıran bir kadının sesini duymuştum, ha bir de Aysel vardı tabi. Aboow diye bağıran kadının Aysel olmasından şüpheleniyordum. Onun dışında koca evde kimse görünmemişti. Üstelik bir hanım ağaları var mı onu da bilmiyordum. En çok görmek istediğim şeydi. Bir hanım ağa. İdolüm olacaktı kesin.

Çok fazla oyalanmadan bir duş almıştım. Ve bunu hamamda yapmıştım. Günlüğüme filmlerde gördüğüm bu şeyi eklemeyi unutmayacaktım. Hamam büyük değildi, filmlerdeki gibi de değildi ama sonuçta hamamdı. Çalışanın söylediğine göre herkes orada banyo yapıyormuş. Duş aldıktan sonra bana gösterdiği odaya gelmiştim. Bu kısa süre zarfında hiçbir çalışanı görmemiştim. Korumalar gitmişti galiba.

Nemini aldığım saçlarımı taramadan arkama doğru ittikten sonra aynanın karşısına geçtim. Bu odada kocaman bir gardırop vardı. Öyle ki benim valizden dört tanesi buna rahatlıkla sığardı. Ortada kocaman bir yatak vardı, başlıkları ahşaptandı. Gerçi buradaki birçok şey ahşapla veya eskitilmiş eşyalarla doluydu.

Aşiretlerin eski takıntısı şaka mıydı?

Üzerime giyindiğim beyaz tavşanlı takım pijamam çok güzeldi. Kendi tavşanımı kolumun altına aldığım zaman bir çete gibi görünüyorduk.

Keskin dişliler çetesi.

Sus.  

Yönümü pencereye doğru çevirdim. Pencerenin önünde oturabileceğim kadar geniş bir alan vardı. Oraya çıkıp bağdaş kurabilirdim. Sanırım bu ev hakkında en sevdiğim şey pencerelerin önündeki kocaman çıkıntılardı. Gocunmadan oraya tırmanarak dışarıya göz gezdirdim.

Geniş avlunun bir tarafında üstü kapalı bir oturma alanı vardı. Tam karşıda küçük fıskiyeli bir havuz ve hemen onun yakınında bir kulübe vardı. Kulübe bu eve oranla oldukça küçüktü ama sanırım çalışanlar orada kalıyordu.

Yarın ilk işim çalışanlarla kanka olmaktı. Onlar izlediğim filmlerde gördüğüm kadarıyla evde olup biten her şeyden haberdarlardı. Konağın kapısında iki adam bekliyordu. Sanki karıncanın bu konağa yanlışlıkla yolu düşse ters kelepçe takacaklardı hayvana.

Gözlerimi devirdim.

Filmlerde klişeleşmiş şeyleri kendi gözlerimle görmek bir yandan hoşuma gitse de bir yandan da eleştirilerime kurban gidiyordu. Mesela kimden korunuyorlardı ki? Anlamıyordum. Annem burada çok fazla aşiret kavgası olduğunu falan söylerdi ama bana bu da saçma geliyordu. Kan davaları, beşik kertmeleri, zoraki evlilikler ürpermemi sağlayan konulardı. Belki de daha önce hiç tanık olmadığım için algılayamıyordum ama bu tür şeylerin doğru olmadığını, birçok kadının bu yüzden mutsuz bir hayat yaşadığını biliyordum.

Birilerinin korunması gerekiyorsa bence onlar kadınlar olmalıydı. Evindeki kadını kendinden koruyamadığın sürece kapıya iki koruma koyarak gösteriş yapmanın bir anlamı yoktu.

ZEHİRLİ ŞEKERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin