27. BÖLÜM🪷

9.7K 987 472
                                    

İstek üzerine küçük bir şarkı listesi;

🍬BLOCK3- Güzel ve İddialı
🍬Hande Yener- Mor
🍬Sıla- Acısa da Öldürmez
🍬Can Yüce-Aklım Gider Aklına
🍬Adamlar-Yanmış İçinden
🍬Adamlar-Tın tın
🍬Kurtuluş Kuş- Es deli deli🩷

Bir de eklemezsem ayıp ederiz dediğim bir şarkı var;

🪷Müslüm Gürses-Nilüfer🪷

Şimdilik bu kadar. İlerleyen bölümlerde yine güncelleme yaparız.

🍭KEYİFLİ OKUMALAR🍭
BÖLÜM 27

🪷

"Ciddi misin Nilüfer?"

Oldukça ciddiydim. Kafamı aşağı yukarı salladım. "Hayır." Dedi. "Buraya girmeyeceğiz. Başka bir yere gidelim." Kaşlarımı çattım. "Buna sen karar veremezsin." Dedim ve çenemi dikleştirerek konuşmaya devam ettim. "Hem gelmek isteyen sendin, beğenmediysen git."

Sıkılgan bir nefes aldı. "Beğenmemekle alakası yok. Burası sana uygun bir yer değil."

Omuz silktim. "Bunu nereden biliyorsun? Beni tanımıyorsun ki. Belki ben gerçekten de her geceyi meyhanelerde geçiren biriyimdir."

Evet, bir meyhanenin önündeydik.

"Hayır." Dedi itiraz ederek. "Öyle biri değilsin."

Evet değildim ama istisnalar kaideyi bozmazdı. İçeriye doğru hareketleneceğim sıra kolumu kavradı. "Nilüfer, emin misin?"

Kafamı salladım. "Eminim. Gelmek istemiyorsan git."

"Gelmek istemesem bile seni böyle bir yerde tek başına bırakacak değilim."

Abi gibi abi.

"Öyleyse hiçbir sorunumuz kalmadı." dedim ve meyhanenin girişine doğu ilerledim. Abim de el mecbur ardımdan gelmeye başladı. Eski bir binanın en alt katında bulunan meyhane Antep'in geleneksel motifleriyle süslenmişti. İçeri girdiğimiz an yüksek sesli bir müzik bizi karşıladı. Girişten sahneye doğru giden küçük bir yol vardı ve masalar da ona göre yerleştirilmişti. Bir çalışan güler yüzüyle bize bir masa gösterdi. Bunu yaparken abime biraz fazla etmişti ama bunun nedeninin para kazanmak için olduğunu biliyordum. Mekanın yarısından çoğu doluydu. Ki daha da dolacağına emindim çünkü saat daha erkendi.

Sahnede güzel bir kadın güzel sesiyle şarkı söylüyor arkadaki orkestra ona eşlik ediyordu. Garson yanımıza geldiğinde hemen konuştum. " Bize rakı getirin. Ortayı da mezelerle donatın lütfen." Garson kafasını sallayarak gitmek üzereyken abim lafa daldı. "Hayır, rakı falan içmeyeceksin." Kendimden emin bir şekilde cevap verdim. "İçeceğim."

"Sen bize meyve suyu getir kardeşim." Kaşlarım anında çatıldı. "Saçmalama! Meyve suyu içmek isteseydim markete giderdim!"

"Asıl sen saçmalama! Sarhoş olup başıma kalamazsın!"

"Allah Allah paşama bak ya! Sana kal diyen mi var!? Çık git o kadar rahatsız olacaksan!"

"Lan nereye gidiyorum seni bırakıp!? Hastasın hasta! Kendine gel!" Yanaklarımı şişirerek ofladım. "Öleyim ben o zaman! Hastayım diye hiçbir şey yapamayacak mıyım?!"

Çınar derin bir nefes aldı. "Bak abicim, alkol kullanamazsın. Bunda bir anlaşalım tamam mı? Ayrıca hastalığın sadece zararlı şeylerden seni uzaklaştırıyor. Bu taraftan bakalım olaya. Rakı içmek hayatına hiçbir katkı sağlamayacak."

ZEHİRLİ ŞEKERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin