Bi' takip♥️ ZeynepizemPAMUK ELLER OY VE YORUMLARA♥️
🍭KEYİFLİ OKUMALAR🍭
ZEHİRLİ ŞEKER
BÖLÜM 52🪷
KÜBRA KARACA
Düğün yerinden çıktıktan sonra arabama binmiş ve saatin geç olmasını umursamadan bir restoranda yemek yemiştim. Karnımı doyurduktan sonra arabamı kiraladığım eve doğru sürmeye başlamıştım. İki gündür doğru düzgün uyumamıştım ama değmişti. Yan koltuktaki mavi dosyada gezindi gözlerim. Ferda teyzenin ölümündeki soru işaretlerini oldukça azaltmıştım. Kalan soru işaretleri ise Antep’teydi. Bunun için Barış Bey’in şahsi yardımına ihtiyacım vardı.
Gün doğduğunda onunla bir konuşma ayarlamalıydım. Nil için biraz tehlikeye girmeyi bence göze alabilirdi. Gizlice yürüttüğüm dosyanın akıl almaz tarafları vardı. İşi araştırdıkça bir bataklıkla karşılaşmıştım. Nil’in ailesi de bu bataklığın maalesef ki içindeydi. Çınar Bey arada olmasaydı Nil’i buraya gönderdiğim için büyük bir pişmanlık duyardım ama neyse ki şimdiye dek canını yakacak bir şey yaşamamıştı.
Çınar Bey’le konuşmalı mıydım bilmiyordum. Onun geçmişini biraz araştırmıştım ve elime pek de yardımı dokunur şeyler geçmemişti. Normal bir liseye gitmiş ve üniversite de Fransız Dili ve Edebiyatı okumuştu. Son zamanlarda ise bir çiftlikle ilgilendiğini öğrenmiştim. Bu davada bana yardım edebilecek biri değildi. Yalnızca bulunduğu konum önemliydi. Nil’in abisiydi ve o evde dönen bütün olayların farkında olmalıydı. En azından görgü tanıklığı yapmalıydı. Bu davanın sonuçlanmasını istiyorsam herkesin yardımına ihtiyacım vardı.
Çınar Bey’in benden pek hoşlandığını sanmıyordum. Aynı duyguları bende onun için barındırıyordum ama asıl konumuz Nil’di. Ve ben Nil için her şeyi yapardım. Telefonum çaldığında düşünmeyi keserek kulaklığı kulağıma yerleştirdim ve arabanın ekranından aramayı açtım.
“Merhaba, Emir Bey.” Dediğimde aynı şekilde karşılık buldum. “Merhaba Kübra Hanım. Nasılsınız?”
“İyiyim, siz?” Diye sorduğum sıra birkaç kağıt sesi duyuldu. Emir Bey’le aynı üniversitede okumuştuk. O zamanlar çok yakın değildik. Şimdi de değildik ama savcı olduğumuz için bazen işimiz düşüyordu birbirimize. Antep adliyesinde çalıştığını bildiğim için Nil’in dosyasıyla ilgilenmesini istemiştim ve beni geri çevirmemişti.
“Ben de iyiyim. Teşekkürler. Bu saatte aradığım için üzgünüm ama konu önemli.”
“Sorun değil, ne oldu?”
“Şu arkadaşının bana ilettiği dosyayı incelerken bir şey dikkatimi çekti. Araştırdım ve elime ilginç bir bilgi geçti. Seyfi Ilgazoğlu, örgüte yardım ve yataklıktan şu an içeride lakin içinde olduğu örgütün eli kolu uzun. Yani büyük bir kayaya çarptık.”
“Biraz daha açık olur musunuz?”
“Bu konuyu yüz yüze konuşmayı daha uygun buluyorum. Müsaitseniz görüşelim.”
“Tamam, nereye geleyim?”
“Şimdi her yer kapalıdır, Kübra Hanım. İsterseniz adliyeye geçelim.” Derin bir nefes aldım. Arabanın ekranından saati kontrol ettiğimde gece bire geldiğini görmüştüm. Çok yorgundum. Belki bu işi sabaha ertelemek daha doğruydu ama öğrenmem gerekiyordu. Hiçbir kayıp saniyeye tahammülüm yoktu. “Eğer sizin için sorun olmayacaksa bana uyar.” Dedim saatin geç olmasından dolayı kendimi biraz suçlu hissederek. “Sorun yok. Çıkıyorum öyleyse şimdi. Yarım saate adliyede olurum.”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEHİRLİ ŞEKER
Teen FictionAile-asker kurgusu✨️ 🪷 Gözlerime bakmaya devam ederken sordu. "Sen benim kim olduğumu biliyor musun?" kafamı aşağı yukarı salladım. "Abim!" dedim gür bir sesle. "Abimsin sen benim!" Afalladı. Ona, sen uzaylısın desem bu kadar şaşırmazdı hani. "Ne...