37. BÖLÜM🪷

8.9K 876 485
                                    

Oy çokluğuyla her hafta bölüm atmaya karar verdim. Her biriniz kırmadan dökmeden bölüm istediniz, oy çokluğu olmasaydı bile bölüm atmaya devam ederdim sanırım. Çok güzelsiniz. Destekleriniz için teşekkür ederim. İyi ki varsınız. Sizi çok seviyorum♥️

🍭KEYİFLİ OKUMALAR🍭

ZEHİRLİ ŞEKER
BÖLÜM 37

🪷

Abim gitmişti.

Ve şimdiden onu özlemiştim. Sabahın ilk ışıklarında hastaneden ayrılmıştı. Endişeleniyordum çünkü nereye gittiğini ve neden gittiğini bilmiyordum. Yine de ona güveniyordum. Geleceğini söylemişti. Hatta o geldiğinde yürüyor olacaktım. Sırf bu yüzden bir an önce ayağa kalkmalıydım. Ne kadar erken ayağa kalkarsam o kadar erken gelirdi.

Söz vermişti.

Sabah Doktor Bey tüm kontrollerimi yapmıştı. Ayaklarımı hâlâ hissetmiyordum ama bazen derin bir acı duyuyordum dizlerimde. Çok acıyordu. Doktor, bunların normal olduğunu hatta iyiye gittiğimi gösteren işaretler olduğunu söylemişti.

Yine de tek başıma ihtiyaçlarımı göremiyor olmak üzülmemi sağlıyordu. Hatta bu üzülmek gibi bir duygu değildi. Daha başka, katlanılamaz bir şeydi. Ayaklarımı yeniden hareket ettirmeye çalıştım ama kıpırdamadılar. Daha ne kadar böyle devam edecekti?

Bir an önce son bulmalıydı çünkü ben içimde taşıdığım gücü yavaşça kaybettiğimi hissediyordum. Kapı tıklatılarak açıldığında gözlerimi pikenin altındaki hareketsizce duran ayaklarımdan çektim ve içeriye girene baktım.

Gelen elindeki yemek tepsisiyle Barış'tı. Yüzüme bir gülümseme yayıldı. Bir an olsun yanımdan ayrılmamıştı. Ben, şu haldeyken bile kendimi kaybetmiyor ve gülümseyebiliyorsam onun sayesindeydi.  Barış tepsiyi masaya koyarak önüme doğru getirdi ve yataktaki boş kısma oturdu. Tepsinin içindekilere göz gezdirdiğimde yüzüm asıldı. Barış bunu anında fark ederek konuştu. "Bu tepsi bitecek."

Omuz silktim. "Ben sarma yemek istiyorum." Dedim mızmızlanarak. Hâlâ Esma teyzenin getirdiği sarmaları çaldığını unutmuş değildim. Bir tane bile yedirmemişti hem de. "Taburcu olana kadar bunlarla idare edeceksin. Annem sonra sana yine yapar." Alt dudağımı büzdüm. "Bir tanecik yesem?"

"Hayır."

"Of!" Kollarımı birbirine doladım. "Konuşma benimle."

"Nil." Dedi benim aksime sakince. "Hadi güzelim yemeğini ye."

Güzelim deyince bir ısındık sana delikanlı.

Tepsinin yanındaki çatalı elime aldım ve peynire batırdım. İsteksizce ağzıma attım ve o sırada bir dilim de ekmek koparttım. Hiç iştahım yoktu ama bir an önce kalkabilmem için sağlıklı beslenmeliydim.

"Annenler gitti mi?" Diye sordum lokmamı yuttuktan sonra. "Çocuklar gitti, annem burada." Dediğinde bir an duraksadım. "Neden gitmedi hâlâ?"

"Gelinini bırakıp nasıl gitsin?"

Dünya genzime kaçmış gibi öksürmeye başladığımda Barış sırtıma hafif hafif vurdu. "Ne oldu? Boğazına mı kaçtı?" Diye sordu bir de söylediğinin farkında değil gibi. Öksürmeye devam ederken dudaklarıma su bardağını da yaslamıştı. Birkaç yudum alarak kendimi sakinleştirebildim.

Yüzüne birkaç saniye baktım. Hemen ardından elimi omzuna koydum ve konuştum. "Aslanım, sence de biraz hızlı gitmiyor muyuz?"

Omzuna yerleştirdiğim elime doğru eğilerek dudaklarını bastırdı. İçim yaptığı yüzünden kıpır kıpır oldu. "Ben seninle evleneceğim." Dedi gözlerimin içine bakarak. "Şimdiden bu düşünceye kendini hazırlasan iyi olur."

ZEHİRLİ ŞEKERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin