34. BÖLÜM🪷

8.6K 828 405
                                    

🍭KEYİFLİ OKUMALAR🍭

ZEHİRLİ ŞEKER
BÖLÜM 34

🪷

Abim, hayallerimi gerçekleştirmişti.

O kadar mutlu olmuştum ki, gerçi göreceğim şey ne olursa olsun mutlu olmaya hazırdım. Çünkü süpriz yaptığını söylemişti. Benim için bir şey yapması kalbime dokunmuştu. Uzun zamandır bu duyguya yabancıydım. Sanki beni dışlamıştı.

Üstelik Barış ayrıntısını da atlamamıştım. Ona yazacaktım. Geldiğinde de teşekkür etmek için sarılırdım.

Belki de öperdim.

Bence öpmeliydim.

Hâlâ sarıldığım bedenden geri çekilerek Çınar'ın yüzüne baktım. "Dokunabilir miyim onlara?" Gülümseyerek kafasını salladı. "Dokunabilirsin." Birlikte tavşanların olduğu yere doğru gittik. Kendilerine göre bir yaşam alanları vardı ve çevresi güvenlik amaçlı sarılmıştı.

Evleri çok tatlıydı. Küçük minyatür üç katlı bir evi andırıyordu. Çınar içlerinden birini eline aldığında heyecanla yerimden kıpırdadım. İlk kez canlı bir tavşana dokunacaktım ve bu benim için inanılmaz bir andı.

Çınar avucumdan biraz daha büyük olan beyaz tavşanı bana uzattı. "Al bakalım." Çok heyecanlanmıştım. Hem de çok.

Elindeki tavşanı nazikçe aldığımda kıpır kıpır hissettim. Burnu çok güzeldi. Tüyleri de hayal ettiğim gibi yumacıktı. Yumuşacık.

Pofuduk pofuduk.

"Yaa çok tatlı!" Dedim sesimin değişmesine engel olamayarak. "Yiyeyim mi seni he? Yiyeyim mi?" Tüylerini sevdim. Çok tatlıydı. "Tüylere bak!"

Tavşanı yüzüme yaklaştırarak kafasından öptüm. "Yiyeceğim gerçekten!"

"Abicim öpme, tüyü falan kaçar boğazına." Kafamı salladım ve diğer tavşanlara baktım. Görebildiğim kadarıyla üç tane daha vardı. "Kaç taneler?"

"Dört tane bulabildik şimdilik. Hepsinin beyaz olmasını istediğim için bu kadar az ama istersen alırız yine." En sevdiğim rengin beyaz olduğunu hatırlıyordu. Gülümseyerek kafamı iki yana salladım. "Gerek yok. Bunlar çok güzel. Hem aile olurlar. Çocukları da olur belki."

Kucağımdaki tavşanı daha fazla rahatsız olmasın diye evine geri koydum ve bir diğerini tuttum. Onu da sevdikten sonra da diğerini. Hepsini eşit süreyle sevdim.

"İsim verecek misin?" Diye sordu abim. Gözlerim bir an dolu dolu oldu. Alt dudağımı sarktım. "Vereyim mi ki?"

Kafasını salladı. Yüzünde tatlı bir gülümseme vardı. "Ver."

Biraz düşündüm. O sırada beyaz tavşanların hepsine göz gezdirdim. Onlara yakışacak en güzel isimleri düşünmeye çalıştım. Lakin aklıma hiçbir şey gelmedi.

"Bilemedim ki." Diye mırıldandım düşünmeye devam ederken. "Aklına geldiği an verirsin isimlerini öyleyse." Dediğinde kafamı usulca salladım. Bugün oldukça tatlıydı. Bana tavşan almıştı!

Çınar, kenardan düz uzun bir tahta alarak yere koydu ve üzerini temizleyerek oturdu. Yanındaki boşluğu da bana gösterdiğinde koşturarak yanına oturdum ve ayaklarımı ileriye doğru uzattım. "Mutlu musun?" Diye sordu birden.

Bu soruyu neden sorduğunu anlamak için yüzüne baktım ama bana bir işaret vermedi. Kafamı olumlu bir şekilde salladım. "Her şeye rağmen." Dedim tıkanır gibi. "Mutluyum."

ZEHİRLİ ŞEKERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin