43. BÖLÜM🪷

6.4K 836 340
                                    

🍭KEYİFLİ OKUMALAR🍭

ZEHİRLİ ŞEKER
BÖLÜM 43

🪷

Derin bir nefes alarak elimi kaldırdım ve iki kez kapıya tıklattım. İçeriden duyduğum, gelin, sesi kapıyı açmama vesile oldu. Genişçe gülümseyerek kafamı kapıdan içeriye soktum. “Müsait misiniz?” diye sorduğumda yatakta pijamalarıyla bağdaş kurarak oturan Lavin kafasını salladı. “Gel, abla.” Dedi gülümsemesini eksik etmeden. Volkan, yere serilmiş yer yatağında yatıyordu ama şu an uyumuyordu. Sırtını yatağa yaslamıştı. Beni gördüğünde iyiden iyiye toparlanmıştı.

İçeriye girdim ve ardımdan kapıyı kapattım. Volkan yanındaki boşluğu gösterdiğinde hiç beklemeden yanına gittim ve oturdum. Yer yatağı çok rahattı. Bizim evde de ardı. Yani annemle kaldığımız evde. Kış oldu mu serer annemle ikimiz beraber yatardık. Ev sobalı olduğu için zaten kışın tek bir odada kalabiliyorduk. Diğer odalar çok soğuk oluyordu. O zamanlar kalkıp okula gitmekten nefret ederdim çünkü evin içi genelde buz gibi olurdu. Titreye titreye üstümü giyinip evden çıkar, koşturarak okula gider ve peteklere sarılırdım.

Düşüncelerimi bir kenara bıraktım ve gelme sebebime odaklandım. “Gece dedikodusu yapmaya geldim.” Dediğim sıra Lavin yatağından kalkmış ve o da yer yatağına yani yanımıza oturmuştu. “Sen gelmeseydin biz gelecektik, abla.” Dedi Lavin. “Ne zamandır seni doğru düzgün göremiyoruz, iyi misin? Her şey yolunda değil mi?”

Hiçbir şey yolunda değil, Lavin.

“Evet. Yürümeye başladığım için evde kalasım gelmiyor. Önemli bir şey yok merak etmeyin. Hem, biliyor musunuz yarın kendi evimize çıkacağız.” Abim, yarın ev işini halledeceğini söylemişti. Çok konuşmamıştık gerçi. Yanımdan geçerken yarın buradan gideceğimizi üstün körü dile getirmişti. Bir şey sormama fırsat vermeden de dışarıya çıkmıştı. Gerçi en başta ona tavır yapan bendim ve sanırım tavrıma karşılık susma politikasını uygulayacaktı.

Tavır sebebim ise tamamen kendimle alakalıydı. İçimde yaşadığım çatışmayı ne yazık ki abime yansıtmıştım ama elimde olan bir şey değildi. Yaralı kolu beni korkutmuştu. Yaptığı iş de öyle.

Volkan yerinde kıpırdandı. “Evi buldun mu?” diye sorduğunda kafamı iki yana salladım. “Yok, Çınar bulmuş.” Dedim sakince. Volkan saçlarını eliyle geriye doğru itti. “Çınar abimin ortadan kaybolmalarını bize özel sanıyordum. Sen buradayken gitmez diyordum ama düşündüğüm gibi değilmiş. Bize nereye gittiğini hiç söylemedi, sana söyledi mi?”

Ne yazık ki söylemişti. Öğrenmemeyi tercih ederdim. Üstelik bu durumu Barış’ın bildiğine neredeyse emindim ama neredeyse kısmı yüzünden tek kelime edememiştim konu hakkında. Abimi zor durumda bırakmak istemiyordum.

Volkan’ın sorduğu soruya geri döndüm. “Evet.” Dedim sinsice sırıtarak. “Sevgilisiyle buluşmalara gidiyormuş.”

“Yok artık!” dedi Lavin büyük bir tepki vererek. “Abimin sevgilisi mi var?” Kafamı usul usul salladım. Tamamen sallıyordum. Söylediklerimin hiçbir gerçeklik payı yoktu. Lavin ve Aysel çok iyi anlaşıyordu. Aralarında hiçbir sır olduğunu düşünmüyordum. Aysel’e az önce söylediklerimi kesin söylerdi, böylelikle Aysel’de boş yere umut etmemiş olurdu. Ona üzülüyordum çünkü karşılıksız olan şeyler acı veriyordu.

Sevgi, aşk hatta nefret bile. Tek taraflı olduğunda can sıkıyordu. Rahatsızlandırıyordu. Ben birini çok sevseydim ve o kişi beni sevmeseydi, sevgim yıpratırdı beni. Barış’ın sevgimi yok saydığı bir dünya ama benim tek dünyam o… kırıcı ve yıkıcıydı.

ZEHİRLİ ŞEKERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin