51. BÖLÜM🪷

4.8K 710 296
                                    

Minik bi' takibinizi alabilir miyim🥹 Zeynepizem ♥️

🍭KEYİFLİ OKUMALAR🍭

ZEHİRLİ ŞEKER
BÖLÜM 51

🪷

ÇINAR

Nilüfer’i Barış’ın yanına bıraktıktan sonra arabayı ters istikamette sürerek mesafeyi açmıştım. Her an geri dönüp Nilüfer’i alabilecek bir psikolojideydim ve bunu yapmak istemiyordum. Çünkü mutlu olmayı en çok o hak ediyordu ve Barış kardeşimi mutlu ediyordu.

Nilüfer’de fark ettiğim garip bir şey vardı. Mutlu olması gereken zamanlarda ya ağlıyordu ya da mutsuz bir şekilde içine siniyordu. Bana o tuvalette anlattıklarını zihnimden atamıyordum. Kardeşimi isminden soğutan kim varsa ölü ya da diri fark etmeksizin bulacak ve ecdadını sikecektim.

Ona, Nilüfer ismini ben vermiştim. Yirmi Dört yıldır bu ismin hasretini çekmiştim ve kardeşim bana döndüğünde ismini kullanmıyor olması canımı acıtmıştı. Kardeşimde bana ait olan tek şey ismiydi ve bunu bile istemediğini düşünmüştüm. Bu yüzden ona Nilüfer demekten hiç vaz geçmedim.

Amcamlar yüzünden en başta ona takındığım tavır yıkıcıydı. Belki başka bir yol denemem gerekiyordu ama o an için en mantıklısı bu şehirden uzaklaşmasıydı. Amcamın pislikleri kalbine bulaşsın istememiştim. Ona kıyamamıştım ama yıkmıştım. Pişman olmam çok uzun sürmemişti. Bana bakan kırgın bakışlarında nefesim kesilirken pişman olmamak elde değildi.

Sonra başına gelenler ilk başta verdiğim kararın doğruluğunu bana gösteriyordu. Onu kaçırmaya çalışmıştılar ve bu işin içinde şu sikik müvekkili yoktu. Ailemin ta kendisi vardı. Nil’in böyle bir olayın içinde olduğunu öğrendiklerinde maske olarak kullanmışlardı. Henüz işin içinde gerçek anlamda kim olduğunu bilmiyordum ama yakında çözecektim.

Yaşadıkları bunlarla da sınırlı değildi. Zehirlenmişti. O evden biri onu bile isteye zehirlemişti. Hepsini öldürmek istiyordum fakat bana engel olan şey milletimin onuru ve güvenliğiydi. Bu şerefsizlerin ardında büyük bir terör örgütü vardı. Elimdekileri şimdi kaybedersem koca bir terör örgütü devletimi yıkma çalışmalarına devam edecekti. İpin ucunu bulmuşken kaybedemezdim.

Bu işin kökten çözülmesi gerekiyordu.

Bir de Nilüfer banyodayken bırakılan mektup olayı vardı. Tüm dengemi bozan ise bu olay olmuştu. Kardeşimin bu kadar yanına gelip beni göze alıyorsalar arkaları düşündüğümden daha sağlamdı. Nilüfer hariç evdeki kimse devlet için çalıştığımı bilmiyordu ama son zamanlarda onların da bir şeylerden şüphelenmeye başladığını anlayabiliyordum.

Asuman’ı almak için Mardin’e giderken takip edildiğimi fark etmiştim. İzimi kaybettirmek kolay olmuştu. Onu o an etkisiz hale getirmem gerekiyordu ama anladığım kadarıyla uzman birisiydi. Bu uzmanlıkta birini basit bir çiftçinin fark etmesi mantıklı olmazdı.

Fark ettirmeden aldığım plaka sahteydi.

İşte tüm bunlar olurken kardeşimin burada olmasını doğru bulmuyordum. Belki de ona olaydan kısaca bahsetmeli ve güvenliği için İstanbul’a gitmesini söylemeliydim ama uzakta olması ve artık herkes tarafından biliniyor olması onun için tehlikeliydi. Yanında olmadığım bir an başına bir şey gelirse kendimi affetmezdim.

Düşüncelerimi toparlamaya çalıştım. Nilüfer şu an Barış’ın yanındaydı ve güvendeydi. Güvende olduğunu bilmek bana inanılmaz bir huzur veriyordu.

ZEHİRLİ ŞEKERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin