30. BÖLÜM🪷

9.3K 872 467
                                    

Gün içinde çok yoğundum, bekleyenler adına üzgün olduğumu söyleyeyim♥️ normalde bu saatte bölüm atmam ama sabah size süpriz olsun🥰

BU ARADA 30 BÖLÜM OLDUK🥹 SEZONA YAKLAŞTIK✨️

🍭KEYİFLİ OKUMALAR🍭

ZEHİRLİ ŞEKER
BÖLÜM 30

🪷

Kollarımı birbirine dolayarak sitemimi net bir şekilde belli etmeye çalıştım. Abim beni zorla evden çıkartmış ve arabasına bindirmişti. Ne kadar ayak diretsem de gücü karşısında etkisiz eleman rolü görmüştüm. Üstelik tehdit de etmişti. Eğer akşam onlarla gitmezsem arabasına yaptığım şeyi burnundan fitil fitil getireceğim demişti.

Yani gerçekten çok kırılmıştım. Ben o harfleri özenle saatlerce uğraşaracak çizmiştim. Hiç emekten anlamıyordu.

Bahçede yaşadığımız arbede ev halkının büyük merakına tabi tutulmuş bir süre 'ne yapıyor bunlar' bakışlarına maruz kalmıştık. Ama umurumda mıydı? Hayır.

"Biliyor musun sen ince ruhtan hiç anlamıyorsun! Gerçekten ayısın!" dedim gür bir ses tonuyla. Arabasına yaptığından sonra ondan bir yere kadar kaçabilmiştim. Sonra beni yakalamış omzuna atmış ve köpeklerin olduğu çitin içine atmakla tehdit etmişti. Bugün eğer onunla gitmeyi labul etmeseydim gerçekten beni köpeklere verecekti.

Caniydi. Cani.

Gerçi, bunu yaptıktan sonra beni yere indirip tavşanı için teşekkür etmişti ama hiç de rica etmemiştim. Bir de bana sıkıca sarılmıştı. Tam yelkenleri indirecekken kendimi son anda frenlemiştim.

Üstelik ben onlarla gitmemekle kararlıydım. Beni köpeklere atmasın diye kabul etmiştim o an ama sonra vazgeçmiştim.

"Ben saatlerce uğraştım arabanı güzelleştirmek için. Ne kadar zordu eğilerek güneşin altında çizim yapmak biliyor musun?" Diye sordum sitemle.

"Nilüfer, sus abicim. Zaten canım burnumda."

"Canı burnunda olan benim! Pijama var üstümde! Sen beni bu halde lokantaya götüreceğini söylüyorsun! Kafayı mı yedin ya?! Beni rezil mi etmek istiyorsun sen?" Tavşanlı pijama takımım olayın ciddiyetini iyiden iyiye yüzüme çarparken Çınar umursamazca konuştu. "3 kez adam gibi davet ettim seni. 2 kez ısrar ettim. Bak bir kez de beni seviyorsan gelirsin dedim!" Vitesi arttırırken bana kısaca baktı. "Kabul etmediğine göre beni sevmiyorsun! Ben de seni bu halde götürüyorum o lokantaya işte!"

Oturduğum yerde çırpındım. "Gerçekten ağzını burnunu dağıtmak istiyorum Çınar!"

"Onu da yap! Vur ağzıma, dişerim kanasın, boğulayım da öleyim!"

"Sen beni çıldırtmak mı istiyorsun?! Pijamalarımlayım diyorum PİJAMALARIMLA!"

"Asıl sen beni çıldırtmak mı istiyorsun?!" Diye soludu yersiz bir öfkeyle. Kendimi soru cevaplarken titreyen ilk okul öğrencisi Poyraz gibi hissediyordum. Öyle bir akıma kapılmıştım. Olduğum yerde çırpınıp duruyordum ama bana mısın demiyordu.

Eşek herif!

"Sen var ya sen gördüğüm en ama en en en-"

"Sensin o!" dedi daha lafımı tamamlayamadan. Saçlarımı çekiştirdim. "Kriz geçirteceksin bana!" diye soludum. Umurunda değildi ki adamın. "Hastayım ben! İlacımı almadım! Bak ölür kalırım oralarda!"

"Ben aldım. Ayrıca çıkmadan şekerini ölçüp insülinini vurduk." Kendimi acındırmak da işe yaramamıştı. O zaman elimde tek bir koz kalıyordu. O da küsmek. Görürdü o. Birkaç gün yüzüne bakmayacaktım işte! Ağlasın dursundu kıpımda.

ZEHİRLİ ŞEKERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin